İlişkiler bozuldu

Güncelleme Tarihi:

İlişkiler bozuldu
Oluşturulma Tarihi: Ekim 23, 1999 00:00

Haberin Devamı

Halkla İlişkiler dünyasında kavga: Akademisyenler ve profesyoneller birbirine girdi.

Beş halkla ilişkiler şirketinin ortaklığı ile kurulan PRCI, akademik dünyayı ‘‘sınavdan geçirmeye’’ kalkınca gürültü koptu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nüket Güz ‘‘bizi YÖK dışında hiç bir kurum sınayamaz,’’ derken, PRCI Yönetim Kurulu Başkanı Salim Kadıbeşegil, ‘‘ölçüm ve değerlendirme teknikleri üniversitelerde öğretilmiyor. Bunları bilmeyen benim şirketimde çalışamaz,’’ diye cevap verdi.

İki ayda bir yayımlanan ve medya dünyasından haberlere yer veren Medyavizyon, son sayısında halkla ilişkiler dünyasında kopan bir kavgayı gündeme getirdi. Kerime Haşim Güven imzalı haberde, kavganın üniversite tarafını temsil eden akademisyenlerin ve sektörü temsil eden halkla ilişkiler kuruluşu PRCI'ın görüşlerine ayrıntılı olarak yer verildi.

PRCI Yönetim Kurulu Başkanı Salim Kadıbeşegil, başlangıcı yedi ay öncesine kadar uzanan olayları şöyle anlatıyor:

‘‘Şirket olarak mayıs ayında bir karar aldık; endüstride çalışıp da bizler gibi eğitim verecek insanlar varsa onları yaz döneminde yetiştirelim, sonra da eğitim dönemimizde gelip bizde ders versinler diye. Ancak bu karara göre, hedeflediğimiz kişiler sadece pratik hayattan halkla ilişkiler sektöründe yer alan kişilerdi, akademik dünyayı kapsamıyordu.’’

Bu karar gazetelere verilen bir ilanla duyruldu, ancak beklenilenin aksine iletişim fakültelerinde görevli eğitim kadrosu da ilana ilgi gösterdi ve daha ayrıntılı bilgi için PRCI'yı aradı. PRCI, akademisyenlerden gelen başvuruyu cevapsız bırakmadı ve şirketin genel sekreter asistanı Canan Şahin, tüm iletişim fakültelerine bir faks mesajı geçti. ‘‘Sayın Yetkili’’ hitabıyla başlayan faksta, PRCI eğitimcilerine verilecek eğitim programı hakkında bilgi verilmekteydi.

TARTIŞMA BAŞLIYOR

İşte ne olduysa bundan sonra oldu. İÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nüket Güz faksa ağır bir cevap yazdı. Güz'ün, sayfamızda tamamına yer verdiğimiz cevabına, PRCI'ın cevabı gecikmedi. Canan Şahin, amaçlarının öğretim görevlilerini ölçmek olmadığını belirtti ve devam etti:

‘‘Program kendilerini geliştirmeyi ve yenilemeyi amaçlayan, bilgi ve deneyimlerini sektörün hizmetine sunmayı görev bilen kişilere yöneliktir. Halkla İlişkiler, günümüzde çok hızlı gelişen ve yenilenen mesleklerden biridir ve her zaman öğrenilecek, denenecek ve yapılacak birşeyler vardır. Dolayısıyla öğretim üyelerinin katılımının onlara herhangi bir götürüsü değil getirisi olacaktır.’’

Karşılıklı mesajlaşmalar sürdü. Güz ve Şahin arasında başlayan tartışmaya başkaları da katıldı. Ege Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ahmet Bülend ve Anadolu Üniversitesi'nden Prof. Dr. Haluk Gürgen de PRCI'ya tepkilerini gösterdiler. Bu arada Canan Şahin görevinden istifa etti.

Bu tartışma eski bir konuyu yeniden gündeme getirdi. İletişim alanında üniversite-sektör dayanışması.

İŞ VERECEK BİZİZ

PRCI Yönetim Kurulu Başkanı Salim Kadıbeşegil, bu konuda yumuşak bir üslubu benimsemiş görünüyor: ‘‘Bazı öğretim üyelerinden, asistan düzeyindeki arkadaşlardan talep gelince, sekreter arkadaşımız kendi inisyatifini kullanarak bütün iletişim fakültelerine bu faksı geçmiş. Akademik dünya ile pratik dünya arasında hassas dengeler vardır. Bu dengeleri biz elimizden geldiğince korumaya çalışıyoruz, ama akademik dünyanın da bu dengeleri koruması gerektiğine inanıyoruz. Sonuçta onlar birilerini yetiştirip mezun ediyorlar. O insanlara da biz endüstride iş vermek zorundayız.’’

Kadıbeşegil, akademisyenlerin tepkisini anlayabildiğini söylüyor: ‘‘Ben bunları doğal ve hoşgörüyle karşılıyorum. Biz bu kadar yıl bu işin zaten dersini veriyoruz, sen nasıl bizi eğiticilerin eğitimine alacaksın anlamına gelen bir şey söylüyorlar.’’

Kadıbeşegil, tepkiler konusunda anlayışlı olsa da, okullardan yetişen öğrencilerin yetersizliklerinin altını çizmeden de edemiyor: ‘‘Mesleğe ilişkin bazı bilgiler, örneğin halkla ilişkilerde ölçüm ve değerlendirme teknikleri üniversitelerde öğretilmiyor. Bunu bilmeyen benim şirketimde çalışamaz. Peki nerede öğrenecek. Bu tür eğitim programlarıyla.’’

Nüket Güz ise PRCI'ın üslup sorunu olduğunda ısrar ediyor: ‘‘Burada halkla ilişkilerin davranış biçimi bozukluğu; üslup sorunu var. Üstelik derin bir üslup sorunu, derin bir biçem sorunu. İnsan halkla ilişkiler şirketinden ve halkla ilişkiler oluşumundan böyle bir şey beklemiyor.’’

Güz, ortada doğrudan iletişim fakültelerini ilgilendiren başka bir sorun olduğunu da söylüyor: ‘‘İletişim fakülteleri olarak herhalde biraz aşağılık kompleksi mi var bizde? Sektörden korkma gibi bir şey mi var? İşin içinde değiliz. Kuramsal boyutta güçlüyüz ama uygulama boyutunda güçsüz görüyoruz kendimizi. Ayrıca tabii öğrencilerimizi işe yerleştirme sorunumuz da var.

İÜ İletişim Fakültesi Dekanı Nükhet Güz'ün PRCI'ya yazdığı ve kavganın başlamasına sebep olan faks mesajı:

Sayın Baylar,

‘‘PRCI Eğiticilerinin Eğitim Programı’’ başlıklı faks mesajınızı aldım ve okudum.

1. Faks mesajınız ‘‘Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri’’ne yazıldığı halde metinde ‘‘eğitici adayları’’ ve ‘‘eğitmen’’ terimleri kullanılmaktadır. Üniversite öğretim üyeleri ‘‘eğitici adayı’’ ya da ‘‘eğitmen’’ değil, yrd. doç, doçent ve profesörlerdir.

2. Bilimsel yetenek ve derecelerini 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nun öngördüğü jüriler önünde yapılan sınavlar sonucunda elde ederler. Bilimsel yetenek ve dereceleri başka hiçbir kişi, kurul ya da makam tarafından sınanamaz.

3. Yukarıdaki nedenlerden ötürü faks mesajınız, Halkla İlişkiler Anabilim Dalı öğretim üyelerine dağıtılmaksızın ilişikte iade edilmektedir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!