Güncelleme Tarihi:
İlhan Berk, 18 Kasım 1918’de Manisa’da doğdu. İlk şiirleri Manisa Halkevi dergisi, Uyanış, Varlık, Çığır gibi dergilerde çıktı. 1944 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Fransızca Bölümü’nü bitirdi. Destansı yönünün ağır bastığı, adeta bir Türk Walt Withman’ı olarak adlandırıldığı dönemde İstanbul (1947), Günaydın Yeryüzü (1952), Türkiye Şarkısı (1953) ve Köroğlu’nu (1955) yayımladı.
1953 yılında Yenilik dergisinde yayımladığı "Saint Antoine’ın Güvercinleri", İkinci Yeni adını alacak şiir akımının ilk işaretlerinden birisi oldu. Bu şiirle beraber "söze dayalı" şiir anlayışını reddetti ve gerçekçi şiirden uzaklaştı. Şiirin düz yazıdan farklı olan kaynağını derinlemesine inceleyerek özgün bir dil tutumu geliştirdi. İlhan Berk şiir, deneme, çeviri ve antoloji türünde pek çok esere imza atmıştı.
"Kül" kitabıyla 1979 TDK Şiir Ödülü, "İstanbul" ile 1980 Behçet Necatigil Şiir Ödülü, "Deniz Eskisi" ile 1983 Yedi Tepe Şiir Armağanı, "Güzel Irmak" ile 1988 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü alan İlhan Berk’in şiirleri pek çok dile çevrilmişti.
İLHAN BERK SÖZLERİ
“Ve insanlar da ağaçlar kadar yağmura arzuludur.”
''Her şeyi düşünmeden konuşabilirim, ama seni hep düşünerek susuyorum. “
''Ben sabahlara güneş olmaya gidiyorum, Kimse karanlığa uyanmasın diye...''
"İlk izlenim çok önemlidir. İlk iki dakika kocaman bir yüreği var sanırsın. Sonra bir ömür o yürekte ilk iki dakikayı ararsın."
“Bir akşam durup dururken dünyanın yaşlandığını gördüm. Görmek yordu beni.”
''Ben sadece sevmeyi biliyorum, Unutmayı öğrenemedim...''
"Uyuyunca geçmez, geçince uyursun..."
“Düşünmeden konuşmanın cezası, konuştuktan sonra düşünmeye mahkum olmaktır.”
“Silmeye alışkın insanlardık... Önce gözyaşımızı sildik, sonra birbirimizi...”
“Kimseyi kırmayayım diyorum, Bir de bakıyorum kendim paramparçayım!”
“Bütün iyi şiirler gösterişsiz, alçakgönüllü yapılara benzerler. Bilgiçlik taslamazlar, büyüklüklerini gizlerler sanki.”
“Kişiyi değiştirir şiir. İnsandaki değişme, değiştirme gücünün ta kendisidir.”
“O kadar içten gülüyordun ki, İçini kıskandım, için olmak istedim...”
“Eskiden çok eskiden bu dünya daha güzelmiş mesela, Bu bulutlar bu gökyüzü uzanınca dokunacağımız bir yerdeymiş. Şimdi şiirdeymiş bunlar, Her şey bu hesap ruhum.”
“Bir sessizliktir şiirin yazdığı: Yeryüzünün durduğu, soluğunun kesilir gibi olduğu bir sessizlik. Duyulan yalnız.”