Güncelleme Tarihi:
Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, her yıl kış aylarından başlayarak, sineklerin üreme yerlerine düzenli baskınlar yapan belediyelerin, bu kış seçim hazırlıkları yüzünden yeterli mücadeleyi gösteremediklerini söyledi.
UMUMİ Hıfzısıhha Kanunu'nun 20. maddesine göre haşereyle mücadeleden belediyeler sorumlu. Bu sorumluluk, ana arterlerde Büyükşehir, her ilçede de bölge belediyesi tarafından paylaşılıyor. Ama Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanlığı İlaçlama Birim Şefi Murat Çırak'a göre, sinekle mücadeleyi şov amaçlı bir iş olarak görüyor. Çırak, Büyükşehir Belediyesi'nin geçen sene bu işe 1 trilyon TL para ayırırken, ilçe belediyelerinin bütçelerinde yer kalırsa ilaçlamaya çıktıklarını söylüyor.
İstanbul'un üç ayrı yerinde kurduğu merkezlerle sinekle mücadele eden Büyükşehir Belediyesi İlaçlama Birimi bünyesinde 180 işçi çalışıyor. Zeynepkamil ve Fatih'teki merkezlerinde larva (uçmaya başlamamış sinek) mücadelesi verirken, Edirnekapı, yaz aylarında sinekleri öldüren araçların kontrol merkezi durumunda.
Şu anda İstanbul'un sinekle mücadelesinin bütün yükünü Büyükşehir Belediyesi'nin üslendiğini söyleyen Çırak, 12 tane ULV denen özel bir makineyle İstanbul'un mahalle aralarına bile hizmet götürdüklerini belirtiyor.
Düzenlenen haftalık programla bu 12 araç her akşam saat 18.00-24.00 arası kendilerine belirtilen bölgelerde ilaçlama yapıyor. Program her ilçeye haftada bir araç gelecek şekilde ayarlanıyor. Araçlar cuma, cumartesi, pazar günleri Anadolu yakasında diğer günler Avrupa yakasında çalışıyor. Bunun yanısıra, özellikle dere yatağı olan belirli bölgelere helikopterle ilaçlama yapılıyor. Bu ilaçlamalar, halkın önlem alması için Anadolu Ajansı ve TRT aracılığıyla duyuruluyor.
4 ilçe sinek cenneti
Bu yıl kış aylarında belediyelerin larva mücadelesi yapmadığını söyleyen Çırak, bu yüzden özellikle Sarıyer, Maltepe, Küçükçekmece ve Avcılar'ın en sorunlu bölgeler olduğunu belirtiyor. Şikayetlerin özellikle bu ilçelerde yoğunlaştığını vurgulayan Çırak, ‘‘Mücadeleyi iki katına çıkarmamıza rağmen, buralarda sineği yenemedik’’ diyor. Çırak, kendilerine yardım etmedikleri, konuya yeterince önem vermedikleri için ilçe belediyelerine sitem ediyor.
‘‘Paramız yok, dediler. Onlara ilaç, hatta makine verdik. Yine de çalışmıyorlar. Bizde operatörlerin idare ettiği makinaları temizlik kadrosundaki çöpçülere teslim ediyorlar. Rüzgar nereden esiyor, ilacı ne kadar koyalım, hızı neye göre ayarlayalım. Adam kafasına göre ilaçlıyor.’’
Mazot cehaleti
Büyükşehir Belediyesi olarak sineklerle mücadelede Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) belirlediği ilaçları kullandıklarını belirten Çırak, bu yüzden ellerindeki ‘‘Termal Sisleme Aracı’’ denen, etrafa mazot serpen 6 aracı kızağa çektiklerini açıklıyor. İnsan üzerinde kanserojen etkisi olan mazotlama yönteminin, çevreye de zarar verdiğini anlatan Çırak, konunun öneminin belediyeler tarafından anlaşılamadığını söylüyor.
Belediyelerin sinekle mücadeleyi şov olarak gördüğünden yakınan Çırak, eski teknolojiyle etrafa mazot basarak halkı da zehirlediklerini savunuyor.
‘‘İlçe belediyeleri haşereyle mücadeleyi şov gibi görüyor. Bunda halkın yanlış algılamasının da etkisi var. Yaz gelince sinekler türeyecek. Halk şikayet edecek. Belediye de gelip basacak mazotu. Vatandaş mazot kokusunu alınca, belediye iyi çalışıyor diyecek. O koku adamın ciğerine gidiyor. Sinekle birlikte o da zehirleniyor. Çevre dokusunu da öldürüyor. Sinekle mücadele kışın olur. Sinek yazın çıktıktan sonra ancak vereceği zararı azaltabilirsin.’
Sineğin ettikleri
İstanbul'un sinekleri, tıpkı insanlar gibi zaman içinde şehirde yaşamayı öğreniyor. Şehrin yaşantısına, en kötü koşullara gün geçtikçe adapte olup, kendilerine karşı kullanılan ilaçlara karşı bağışıklık kazanıyor. Yılda 10 kere yumurtluyorlar. Kış aylarında kanal içleri, bodrum katları gibi havasız, karanlık yerlerde saklanıp, mayıs ayında sıcaklığın 20 dereceye yükselmesiyle birlikte ortaya çıkıyorlar. Sıtma, sarıhumma, fil hastalığı, beyin iltihabı, sarılık ve tifo gibi hastalıklara neden oluyorlar.