Güncelleme Tarihi:
Ortaylı, BAE Dışişleri Bakanı Zayed'in, Twitter'da bir kullanıcının, Medine müdafisi Fahreddin Paşa'nın "yerel halka karşı suç işlediğini" iddia eden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde görüş içeren mesajını paylaşmasıyla ilgili AA muhabirine değerlendirmede bulundu. Prof.Dr. Ortaylı, Fahrettin Paşa'nın o dönemdeki savunmasının kahramanlık olduğunu belirtti.
Orduda, malzemeden, teçhizattan daha çok inat ve iman olduğunu vurgulayan Ortaylı, "Askerlikte bir şeye tapınmak önemlidir. Mütareke olmuş, ordular çekilmiş, izole bir mıntıkada kalan Fahrettin Paşa ne askerleri ne kendisi orayı terk etmiyor. Savaşıyorlar, 2,5 ay daha sürüyor. Yiyecek bile yok. Mısır'a esir alınıyorlar. Tabi ki hiç kimse dini mekanı bırakmaz. Müslümanın da Hıristiyanın da inatçısı için geçerlidir. Görülmemiş bir kahramanlık örneğidir." dedi.
Ortaylı, BAE Dışişleri Bakanı Zayed'in yanı sıra Fahrettin Paşa'yı tenkit eden Türkler'in de olduğunu ifade ederek, "Hiçbir şekilde tarih, coğrafya bilmeyen, vatanseverlik bilinçleri olmayan insanlar var. Arap Bakanınki bilgisizlik, saplantı. O günü, manasız tenkit ve suçlamalarla, laflar edeceğine örnek alsınlar bu konuda nasıl savunma yapılır. Lazım oluyor." değerlendirmesini yaptı.
"Bilgisizlik kadar küstahlık var"
Prof. Dr. İlber Ortaylı, NTV'de yayınlanan 'Yakın Plan' programında da bu konuyla ilgili yaptığı açıklamada, bir Arap politikacıyı, körfezdeki politikacıları ciddiye almanın mümkün olmadığını dile getirerek, Fahrettin Paşa'nın, Sultan Abdülmecit'in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Atatürk'ün ve İsmet Paşa'nın aynı kefeye konulup değerlendirildiğini söyledi.
Kutsal emanetlerin Topkapı Sarayı'nda Fatih'in yatakhanesi olarak kurulan Has Oda'da yer aldığını anımsatan Ortaylı, Medine'deki kutsal emanetlerin de Fahrettin Paşa tarafından, trene yüklenerek İstanbul'a gönderildiğini vurguladı.
Ortaylı, emanetlerin Topkapı Sarayı'nda Mukaddes Emanetler Dairesi'nde konulduğunu dile getirerek, "Bir şey çalındığı yok. Bizim oraya götürdüğümüz, bağışladığımız şeylerin maalesef yabancı ne olduğu bilinmez eller tarafından hücuma uğraması, çalınacağı korkusuyla vatana götürülmesi lazımdı. Götürüldüğü yer de, halen halifenin, sultanın oturduğu makam. Tabii bilgisizlik kadar son derece de küstahlığın rol oynadığı bir şey bu. Bir sürü ziyarete gelen Arap var. Kimisi edeplice ziyaret edip gidiyor. Kimisinin reaksiyonu ise belli. Fahrettin Paşa bunu yapmasa kim bilir hangi müzede, kim bilir hangi Arap ailesinin elinde olurdu. Onlar da kamusal değerler diye bir şey yok." ifadelerini kullandı.
Fahrettin Paşa'nın, adeta "Son Mohikan" gibi orada savaştığını vurgulayan Ortaylı, "Bu şekilde bir savunmayı bugünkü Arap bu şekilde niteleyeceğine, biraz kendine bakarak değerlendirmesi lazım. Çok hazin durumdalar çünkü... Maalesef bu tip şeyler gösteriyor ki Arap dünyası bazı konularda ümitsiz bir yerde. Bütün Araplar böyle değil tabi ki. Çalınan çırpılan yok hepsi bizim. Merkeze gitti duruyor. Burada duruyor, buyurun ziyaret edin." dedi.
Fahrettin Paşa kimdir?
Birinci Dünya Savaşı'nda, Medine'yi savunmak için görevlendirilen Fahrettin Paşa, Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasının ardından, 72 gün sonra dahi Medine'yi bırakmıyor. Mondros'tan sonra askeri teamüller gereği, orayı İngilizlere bırakması gereken Fahrettin Paşa, İstanbul'dan gelen emri dinlemeyerek, buradan ayrılmıyor. Hazreti Muhammed'in mezarlığı Ravza-i Mutahhara'yı koruduğu için Fahrettin Paşa teslim olmuyor.
Fahrettin Paşa, 27 Ocak 1919'da önce Mısır'a, 5 Ağustos 1919'da da Malta'ya sürgüne gönderilerek, 2 yıl 33 gün hapis hayatı yaşıyor. 1921'de Ankara Hükümeti'nin çabalarıyla Türkiye'ye getirilen Fahrettin Paşa, aynı yıl Afganistan'a büyükelçi olarak tayin ediliyor. Türk-Afgan dostluğunun da temelini atan Fahrettin Paşa, 1936'da emekliye ayrılıyor. Fahrettin Paşa, 1948'de ise 80 yaşındayken bir tren seyahati esnasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybediyor.