A.A
Oluşturulma Tarihi: Aralık 29, 2009 10:11
Reçetelere yapıştırılmak için ilaç kutularından kupür kesme dönemi sona eriyor.
Sağlık Bakanlığının uygulamaya koyacağı İlaç Takip Sistemi ile birer kimlik numarasına sahip olacak ilaçlar, üretimden tüketim aşamasına kadar takip edilebilecek, reçetelere yapıştırılmak için ilaç kutularından kupür kesme dönemi de sona erecek.
Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Saim Kerman, 1 Ocak 2010'dan itibaren ilaç firmalarının sadece karekodlu ürünleri piyasaya sürebileceğini, barkodlu ürünlerin ise piyasaya sürülemeyeceğini bildirdi.
“Karekod”un, her ilacın bir kimlik numarası olmasının, İlaç Takip Sistemine (İTS) bu numarayla kaydedilmesi anlamına geldiğini vurgulayan Kerman, sistemin, ilacın üretim aşamasından hastaya ulaşıncaya kadar her aşamada takibine imkan sağlayacağını söyledi.
Kerman, 1 Ocak 2010'dan itibaren piyasadaki bütün ilaçlarda karekod olmasının beklenmediğini, daha önce barkodlu olarak üretilenlerin de satılabileceğini belirterek,uygulamanın başlamasından sonraki 3-4 ay içinde ürünlerin yüzde 10'unda karekod bulunmasını umut ettiklerini kaydetti.
1 yıl boyunca piyasada barkodlu ürünlerin de olacağını, ama bu süre sonunda bütün ürünlerin karekodlu olmasını planladıklarını ifade eden Kerman, sistemin ülkede başarıyla uygulanması halinde, Türkiye'nin sahip olduğu bilgiyi yurt dışına satma imkanının da olabileceğini anlattı.
Saim Kerman, “İlaç Takip Sistemi”nin pilot uygulamasının bir süredir devam ettiğini, piyasada bulunan az sayıdaki karekodlu ürünün bu şekilde fatura edildiğini ve devletin ödeme belgeleri arasına karekodun da girdiğini belirterek, “Bununla ilgili programa sahip olmayan eczanelerin 1 Ocaktan itibaren bu programı yüklemelerini bekliyoruz” diye konuştu.
“HER İLAÇ SİSTEME KAYDEDİLECEK”
Sistemin işleyişi hakkında bilgi de veren Kerman, karekodlu ürünlerin İlaç Takip Sistemine kaydedilmesi zorunluluğu bulunduğunu, bu sayede hangi banttan hangi ürünün çıktığının takip edilebileceğini, sistemde kaydı bulunmayan ürünün satış sırasında onaylanmayacağını söyledi.
Kerman, böylece sahte ilacın önlenebileceğine, SGK'nın eczanelerle sözleşme fesih nedenlerinin başında da sahte kupürlü ilaçların geldiğine dikkati çekerek, bu nedenle eczacılardan, karekodlu ürünler eczanelerine geldiğinde önce sisteme okutmalarını daha sonra raflara yerleştirmelerini isteyeceklerini söyledi.
Saim Kerman, bunun eczacının da lehine olacağını vurgulayarak, “Eczacıların karekodlu ürünleri okutarak raflara yerleştirmesinde yarar var. Bunu bir genelgeyle de duyuracağız” dedi.
Medula sistemini revize eden Sosyal Güvenlik Kurumunun gerekli alt yapı düzenlenmesini yaptığını kaydeden Kerman, halen, reçete, önce SGK'nın provizyon sisteminden sorgulandığı daha sonra da İlaç Takip Sisteminden onay alındığı için eczanelerin 2 işlem yaptığını, bunun ileride tek işleme ineceğini, böylece sorgulama yapmanın daha kısa süreceğini bildirdi.
“İLAÇLAR ARTIK DAHA GÜVENLİ TOPLANACAK”
Bu sistem sayesinde artık ilaç kutularından kupür kesilmesine gerek kalmayacağını ifade eden Kerman, sistem ile ilaçların raflarda miatlarının dolması önleneceği için israf da olmayacağına işaret etti. Kerman, “Karekod uygulamasına şimdiye kadar geçilseydi eczacıların stok zararı sorunu hiç gündeme gelmezdi. Çünkü hangi eczanede ne kadar ilaç var kolaylıkla saptanabilirdi” diye konuştu.
1 Temmuz 2010'a kadar depoların sistem dışında olacağını, bu tarihten itibaren de depoların, koli üzerinden etiket sistemini aktive edeceğini anlatan Kerman, “Bu sayede kutu üzerinden tek tek uğraşmak gerekmeyecek. Depoda koli okutulunca içindeki bütün ilaçlar sisteme aynı anda kaydedilecek” dedi.
İlaç Takip Sistemi sayesinde toplatılması gereken ilaçların daha güvenli bir şekilde piyasadan çekilebileceğini ifade eden Kerman, “Toplatılacak ilaçların hangi eczaneye verildiği, hatta kimlik numarası yoluyla müşteri bile tespit edilerek çok sistemli bir şekilde geri çekme uygulanabilecek” diye konuştu.
“SİSTEME TÜM PAYDAŞLAR DAHİL OLMALI”
Türk Eczacıları Birliği (TEB) Genel Sekreteri Özgür Özel de, İlaç Takip Sistemine temelde karşı olmadıklarını, ancak ilaç zincirinin tüm paydaşlarının da dahil olduğu, ilacın üretiminden hastaya ulaşana kadarki süreçte zincirin içerisinde görev alan tüm tarafların katıldığı bir sistemi desteklediklerini söyledi.
Sahte ilacın önlenmesinin önemine işaret eden Özel, ülke kaynaklarını eritmesi, hasta hakları ve sağlığı açısından sahte ilaç konusu üzerinde durduklarını hatırlatarak, şunları kaydetti:
“İlaç Takip Sistemi, ilaçta sahteciliğin önünü kesmesi amacıyla ve iyi niyetli bir çabayla hayata geçirilmek istense de, sağlık zinciri içerisindeki tüm aktörleri ciddi anlamda etkileyecektir. Bizim sistemden en çok etkilenecek halka olan eczacılarımız adına İlaç Takip Sistemi konusunda önemli kaygılarımız ve öngördüğümüz çok hayati problemler var.”
Özgür Özel, bu sorunları Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna ilettiklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
“Görüş ve önerilerimizin tüm taraflarca haklı bulunması sonucu, birliğimiz, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü arasında 1 Temmuz 2009'da bir protokol imzaladık. Bu protokolde, İlaç Takip Sisteminin hayata geçmesi ile ilgili olarak, birliğimizin olmazsa olmaz talepleri 7 ana başlık halinde yer aldı, bu talepler yerine gelmeden sistemin hayata geçirilemeyeceği imza altına alınmış oldu. Bu protokol ve kapsadığı taleplerimiz, sistemi doğru yönlendirmek, hastalarımızı ve meslektaşlarımızı mağdur etmemek için alınmış tedbirleri de kapsıyor. Çünkü bu gereklilikler yerine getirilmeden uygulamaya geçilmesi halinde İlaç Takip Sistemi ölü doğmuş olacak.”
Sistemde dağıtım kanalları ve depoların bulunmayışının, ilacın sadece eczaneden çıktığı, yani hastaya verildiği noktada sorgulanmasını öngördüğünü ileri süren Özel, ürünün rafa yerleştirilmeden önce sisteme okutulmasının da pratikte mümkün olmadığını savundu. Özel, “Zaman ve iş gücü açısından eczane işleyişini tamamen bloke edecek bu işlem, ancak depoların sisteme dahil olmasıyla mümkün olabilir. Bu da bizim sistemin bir bütün olarak çalışması amacıyla zaten sunduğumuz ön koşullardan birisi” diye konuştu.
İlaç Takip Sistemi ile ilgili hazırlık kapsamında, karekod sistemine uyumlu bir eczane işletim sistemine ihtiyaç duyulduğunu belirten Özel, Türk Eczacıları Birliği tarafından hazırlanan ve tüm eczanelere ücretsiz olarak dağıtılması planlanan TEBEOS eczane yazılımı ile ilgili hazırlıkların tamamlandığını, denemelerin başarıyla sonuçlanmasının ardından sistemin ilk bin eczaneye dağıtımının yapıldığını bildirdi.
Dağıtımın 2 ay içerisinde tüm Türkiye'de tamamlanacağını ve sistemin 24 bin eczaneye ücretsiz temin edileceğini bildiren Özel, bu yazılımın karekod sistemine uyumlu olduğunu, mevcut reçete onay sistemi ile tam uyumlu çalıştığını söyledi.
Özel, “Tüm bu koşullar altında, 1 Ocakta uygulamaya başlamanın mümkün olmadığını düşünüyoruz. Zira, birliğimizin ve eczacılarımızın istemediği, kabul etmediği bir sistemin hayata geçmesi de mümkün değildir” iddiasında bulundu.
“900 MİLYON DOLAR YATIRIM YAPILDI”
Merck Sharp Dohme İlaçları Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Doğu Afrika Yönetici Direktörü Jeffrey Kemprecos da, yenilikçi ilaç sektöründeki biyoteknoloji ve araştırmacı ilaç firmalarının, sahte ve taklit ilaçlarla mücadelede Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna her türlü desteği vermeye hazır olduklarını söyledi.
Sahte ilaçların hasta güvenliğini tehdit etmesinin yanı sıra, SGK'ya her ay milyonlarca TL'ye mal olarak, sağlık bütçesinde ilaç için ayrılan kaynağın yanlış yerlere kanalize olmasına sebebiyet verdiğine dikkati çeken Kemprecos, “SGK'nın ümit vaat eden yeni ilaç ve aşılar için kaynak yaratmak amacıyla çaba gösterdiği bir dönemde, milyonlarca liranın sahte ürünler için sarf edilmesi kabul edilemez” dedi.
Kemprecos, orijinal ilaç sektörünün, Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu ile 2 yıldan fazladır sahte ilacın önlenmesi ve ilaç güvenliğinin sağlanmasına yönelik yeni bir sistem üzerinde çalıştığını anlatarak, şöyle konuştu:
“Bu, her bir kutu ilacı arz zinciri, üretici, dağıtıcı, eczane veya hastaneden hastaya ulaşıncaya kadar izlemek üzere dizayn edilen, büyük ve heyecan verici bir sistem olacak. Bunun için hükümet ve özel sektör arasında sayısız toplantılar yapıldı, danışmanlık hizmeti verildi. Bugün gelinen noktada, teknik ve güvenlik ekibimiz çok önemli teknik konuların şu an için çözüldüğüne inanılıyor.”
Biyoteknoloji ve araştırmacı ilaç firmalarının yeni paketleme, damgalama ve takip ekipmanları için yaklaşık 900 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını belirten Kemprecos, geçmişte sistemin yürürlüğe girme tarihiyle ilgili ertelemeler olduğunu, ancak bu ertelemeler hastaların güvenilir ilaca erişimi için bir risk yaratırken, yeni ilaç ve aşıların temini için ayrılan kaynakların da boşa harcanmasına yol açtığına işaret etti.