Oluşturulma Tarihi: Şubat 15, 2002 01:51
Erdoğan ve Gürtuna dönemini kapsayan 150 klasörlük dava, İstanbul Ağır Ceza'da açıldı. 3 savcının hazırladığı iddianamenin ana temasını ‘‘geleceğin başbakanını hazırlama ve cihat yapmayı amaçlayan devasa bir suç teşekkülü’’ iddiası oluşturdu.
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi tarihinin en büyük yolsuzluk davası açıldı. Sanıklar için, ‘‘Geleceğin başbakanını hazırlama ve cihat yapmayı amaçlayan devasa bir suç teşekkülü’’ iddiasında bulunuldu.
Recep Tayyip Erdoğan ve Ali Müfit Gürtuna dönemi (1994-2000) belediye ve BİT’lerin yan kuruluşlarından 58 ve Albayrak Turizm Seyahat İnşaat ve Ticaret A.Ş.'nin 12 yöneticisinden oluşan 6'sı gıyabında 10'u tutuklu toplam 70 sanık, Ağır Ceza'lık oldu.
Recep Tayyip Erdoğan ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'nın dosyaları ise daha önce Yargıtay'a gönderilmişti. İstanbul Ağır Ceza’da açılan davanın iddianamesini, Cumhuriyet Savcıları Erol Canözkan, Rasim Işıkaltın ve Hüseyin Yıldız tam 150 klasör tutan belge ve bilgileri inceleyerek hazırladı.
5 AYRI SUÇLAMA
3 savcı tarafından hazırlanan, 150 klasör ekli 74 sayfalık iddianamede, sanıkların 'cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak', 'ihaleye fesat karıştırmak', 'emniyeti suistimal', 'gerçeğe aykırı beyanda bulunmak' ve 'sahte vekaletname düzenleyip kullanmak' suçlamalarıyla 3 yıldan 75 yıla kadar ağır hapisleri istendi.
13 ay önce başlatılan soruşturma sonunda dava açıldı. 74 sayfalık iddianamede, Mülkiye Başmüfettişliği, Teftiş Kurulu Başkanlığı ve 4 ayrı bilirkişi raporlarındaki bulgulara geniş yer verildi.
İddianamede Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarına yöneltilen suçlamalar şöyle:
‘‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, siyasi ve sosyal bir görüşten kaynaklanan bir amaç ile cürüm işlemek için devasa bir teşekkül oluşturulduğu, ihalelere fesat karıştırıldığı, ihalelere esas şartnamelerin Albayrak Grubu'nun menfaatleri doğrultusunda hazırlandığı, satın almalara ve gerçeği yansıtmayan işlere karşın büyük ödemelerin yapıldığı, hayali şirketlere naylon ve sahte fatura ile ödeme yapıldığı, toplanan paraların kendilerince bilinen bazı kişiler elinde toplanarak özel amaçları doğrultusunda kullanıldığı ve tüm bu yollar ile siyasi, sosyal ve ekonomik amaçları gerçekleştirmek amacıyla, organize bir şekilde suç işlemek için gerek İstanbul Büyükşehir Belediyesi içinde ve gerekçe dışında teşekkül oluşturmak suretiyle belediye parasının nitelikli yollarla, 'geleceğin başbakanını hazırlamak ve cihat yapmak' amacıyla yönlendirildiği ve bu paraların zimmete geçirildiği...’’
ALBAYRAK'LA İLİŞKİLER
İddianamede, dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Meclis Üyesi Nuri Albayrak'ın dostluk ilişkisinin zamanla Büyükşehir Belediyesi ve bağlı şirketlerdeki yetkilileri de içine alan bir organizasyona dönüştüğü öne sürüldü.
Bu organizasyonun siyasi-sosyal faaliyetleri yanında, maddi kaynakları usulsüz ve fesat karıştırılmış işlemlerle aldıkları kamu ihalelerinden sağladıkları, Albayrak Grubu'nun belediye mal ve hizmet alımında tekelleştirildiği iddia edildi. Albayrak’ın şartnamelere uymayan, ihaleler aldığı, gerek görüldüğünde mafyavari yöntemlere başvurdukları öne sürüldü.
Onlar 46 klasörle Yargıtay'da
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi'ndeki yolsuzluklarla ilgili İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada eski Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile Başkan Ali Müfit Gürtuna hakkındaki iddiaları içeren dosyalar, fezleke ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.
BİT soruşturmasını yürüten ve İGDAŞ, belediyeden Albayrak Şirketler Grubu'na verilen ihaleler, Halk Ekmek ve ağaç dikimine ilişkin soruşturma dosyasını, görevsizlik kararı vererek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı‘na gönderen DGM Savcısı Abdülaziz Özatlan, yolsuzluk iddialarını 46 klasörde topladı. Belediye başkanı olmaları nedeniyle, Gürtuna ve Erdoğan hakkında işlem yapmayan Savcı Özatlan, içlerinde BİT soruşturmasına ilişkin çeşitli iddialar bulunan dosyayı değerlendirilmek üzere, fezlekeyle birlikte, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yolladı.
‘Yolsuzlukların başı’
Erdoğan ve Gürtuna dönemini kapsayan yolsuzluklar ile ilgili İddianamede, müfettiş sorgusuna da yer verildi. Büyükşehir Park ve Bahçeler Müdürü Ali Karakoç ifadesinde, İSTAÇ Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Kadıoğlu'nun, kendisine ‘‘Ağaç alımlarına itiraz etme. Bunlar küçük hadiseler. Geleceğin başbakanını hazırlamak için çaba harcıyoruz. Ben geleceğin Maliye Bakanı olacağım. Bizimle ters düşmezsen, sen de Tarım Bakanı olabilirsin’’ dediğini öne sürdü. Karakoç daha sonraki 400 bin ağaç ihalesine de karşı çıkmasına rağmen, ağaçların yurt içinden alınmasını sağlayamadığını söyledi.
Büyükşehir Genel Sekreter Yardımcısı Mahmut Kuş da sanıklardan Adem Baştürk'ün Tayyip Erdoğan'ın, eski Genel Sekreter Mustafa Açıkalın'ın ise Albayraklar'ın adamı olduğunu öne sürerek, Necmi Kadıoğlu'nu da belediyedeki 'bütün yolsuzlukların başındaki kişi' diye tanımladı. Mahmut Kuş, Albayrak'ların belediyeden aldığı çöp ve araç kiralama ihalesinde şartnameyi değiştirdiğini öne sürdü