İkinci miladın sırrı: İnsansız hava aracı

Güncelleme Tarihi:

İkinci miladın sırrı: İnsansız hava aracı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2009 00:00

Erdoğan’ın Obama ile görüşmesini ‘PKK terörü ile mücadeleda ikinci milat’ ilan etmesinin gerekçesi belli oldu. Washington, terörle mücadele konusunda kritik bazı teçhizatın teslimine yeşil ışık yaktı. Bu çerçevede Türkiye, ABD’den üç insansız hava aracı alımı planlıyor.

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın, Beyaz Saray’da Başkan Barack Obama ile görüşmesini PKK terörü ile mücadele açısından ikinci milat ilan etmesinin gerekçesi belli oldu. ABD yönetimi, Türkiye’nin terörle mücadele konusunda ihtiyaç duyduğu bazı kritik teçhizatın teslimine yeşil ışık yaktı. Türkiye, bu çerçevede ABD’den üç insansız hava aracı alımı planlıyor.

Böylece İsrail’in üretimini geciktirdiği ve muhtemelen alımından vazgeçilecek Heron markalı insansız hava araçlarına ABD’den alternatif yaratılmış olacak.

F-16’ya yol gösteriyor

Türkiye ve ABD arasında 5 Kasım 2007 günü Beyaz Saray’da varılan ve terörle mücadelede işbirliği açısından ilk milat kabul edilen anlaşma uyarınca Bağdat’ta konuşlanan Predator marka insansız hava araçları, Kuzey Irak’ta düzenli devriye uçuşu yapıyor. Terörist aktivite tespit ettiğinde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne haber veriyor, Türk F-16 uçaklarının hedefleri imhasına yardımcı oluyor.

İsrail’e son süre

Türkiye’ye insansız hava aracı teslimini geciktiren İsrailli şirkete Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından 50 günlük son uyarı önceki hafta yapıldı. Heron projesinde iptal yolunun açılması iki ülke arasındaki yüksek siyasi tansiyona bağlandı.

Türkiye’nin aynı uçakları ABD’den temin ihtimalinin çok güçlendiği Beyaz Saray görüşmesinin ardından Başbakan Erdoğan’ın İsrail’e dönük eleştiri tonu da yükseldi. Başbakan John Hopkins ve SETA toplantılarında İsrail’i Gazze operasyonları nedeniyle ağır dille eleştirdi, Gazze için “İsrail’in açık hava hapishanesi” ifadesini kullandı.

1 Mart’a benzer iması

Başbakan Erdoğan, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki sorunların çözümü için ABD ve Rusya’dan yardım beklentisini her fırsatta dile getirdi. Bu çözümün sağlanamaması halinde Ermenistan protokolünün Meclis’ten geçme şansını düşük gördüğünü şu sözlerle ima etti:

“Türkiye-Ermenistan arasındaki ‘normalizasyon sorunu’ dedik. Bununla ilgili yapılan anlaşma zaten parlamentoya gönderildi. Parlamentoda şu anda bu komisyonlarda gündeme gelebilmesi önem arz ediyor. Bu tabii atılacak farklı adımlarla da bağlantılı. Yani 1 Mart tezkeresini düşünün... 1 Mart tezkeresinde parlamentonun takındığı tavrı düşünün. Biz tabii ki demokratik parlamenter sistem içerisinde parlamentomuza tahakküm etme hakkımız yok. Ama burada özellikle Minsk Üçlüsü’nün atacağı adım, Azerbaycan ve Ermenistan arasında Dağlık Karabağ sorununun çözümüne yönelik bu işi hızlandıracak bir adım ki, ben çok büyük orada problemlerin olduğunu görmüyorum. Bu adımı attığınız anda Azerbaycan-Ermenistan sorununu çözdüğünüz gibi aynı zamanda Türkiye-Ermenistan sorununu da çözersiniz. Ama bunlar birbiriyle ilintili. Biri çözülmediği anda diğerinin çözülmesi de zor görünüyor.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!