Güncelleme Tarihi:
Bakan Şahin, konuk olduğu AA Editör Masası'nda soruları yanıtladı.
Soru: Özürlüler Kanunu'nda yeni düzenlemeler öngörüyor musunuz? Özellikle evde bakım hizmeti ile ilgili yeni çalışmalarınız nelerdir?
Cevap: Öncelikle mevzuatımızın ismini değiştiriyoruz. Özürlüler Yasası olarak geçiyor. Artık literatürde bu sözü kapatıyoruz, engelliler diyoruz. Çünkü engellilerimiz bu kavramdan dolayı rahatsızlar hem de uluslararası literatür artık engelli olarak tanımlıyor. Özürlü dediğimiz zaman insan haklarına aykırı ve onları küçülten bir algı olarak karşımıza çıkıyor.
Yasanın adını değiştiriyoruz. Bakanlığımız bağlı genel müdürlüğün adını da Engelliler Genel Müdürlüğü olacak şekilde. Ancak dedik ki tanımı değiştirirmişken, sayın Başbakanımızın talimatıyla Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez hukuki altyapı düzenlendi.
Engelliler evden çıkamıyordu. Çıkabilmesi için sağlık, rehabilitasyon gibi hizmetleri alıp, caddeye çıkabilmesi lazımdı. Böyle bir ortamdan bugünlere geldik. Madem ismini değiştiriyoruz, içerik bakımından da şu an yaşadığımız engellilerle ilgili eğitimden, sağlıktan, rapordan tutun elimizdeki bütün uygulamada yaşanan ve iyileştirilmesi gereken durumların yasal altyapısını da oluşturalım dedik. Konfederasyon başkanlarıyla bir araya geldik ve ilgili engelli milletvekillerimizle görüşmelerimizi yapıyoruz.
Amacımız hem tanım hem içerik bakımından yeni bir altyapı oluşturmak. Evde bakım, herhalde dünyada bu sosyal politikayı uygulayan başka bir ülke yoktur. 600 bin kişiye evdeyse net asgari ücret; kurum rehabilitasyonuysa da çift asgari ücret olarak büyük bir mali destek veriyoruz.
Bakanlığımızın ödediği bütçenin yarısı engellilere harcanmış durumda. Fakat verdiğimiz mali desteğin karşılığında bunları ne kadar verimli halde kullanıyoruz, yani engellimiz bundan ne kadar istifade ediyor? 2013'de bunu başaracağız. Verdiğimiz mali desteğin karşısında evde bakan kişinin eğitim almasını, engelliye, bir yaşlıya nasıl bakılacak? Otistik olabilir, şizofreni olabilir, ona ihtisas alanına göre nasıl bir eğitim verilecek şu an 2013'de verdiğimiz bu mali desteğin verimliliğini arttıracak ve engellimizin yaşam kalitesini yükseltecek hale nasıl dönüştüreceğiz? Onu çalışıyoruz. 600 bin kişiye verilen bu destek çok ciddi.
Soru: Yaşlı ve engelli bakımında yeni çalışma modelleriniz nasıl olacak?
Cevap: Yeni modelde ihtisaslaşmaya gidiyoruz. Yaşlı politikası dediğimizde tek tip bakım sistemini doğru bulmuyoruz. O yüzden alzheimer da yaşlılarımızın en çok karşılaştığı hastalıklardan bir tanesi. Bu hastalara ait bakımı, bunun eğitimini almış, kurumsal altyapısı yani o hastanın ihtiyacı olacak fiziksel altyapısı uzmanların öngörülerine göre ihtisaslaşmış yeni bir sistemi hayata geçiriyoruz. Bir tek alzheimer için değil, tüm gruplar için hem fiziki
altyapıyı hem de merkezdeki eğitim sistemini yeniden yapılandırıyoruz.
Huzurevleriyle ilgili 2013 planlamamızda özellikle batıda huzurevlerini ihtisaslaştırarak hangi grup için nasıl bir huzurevi açacağımızın planlamasını yaptık.
“Engellilerimiz hiç merak etmesin”
Soru: Engellilere yönelik memuriyet sınavında yeni yerleştirmeler ne zaman yapılacak?
Cevap: Engellilere yönelik ilk kez yeni bir sınav sistemini test ettik. Kendimizi test ettik. Tüm engel gruplarını ayrı ayrı sınava aldık. Daha önce tek tip soru soruluyordu. Genelde de bedensel engelliler daha hızlı yapıyordu, daha yüksek puanı onlar alıyordu ve daha hızlı işe yerleştiriliyorlardı. Şimdi tüm engel gruplarını kendi içinde ayrı sınava aldık.
7 bin engellimizin boş kadrosunu açtık ama ben engelli kardeşlerimize Ekim ayında 'ikinciyi de açarız' demiştim fakat 657 Kanunu'na göre aynı yıl iki yerleştirme yapamıyorsunuz. O yüzden Ocak ayında yani 2013'ün ilk üç ayında Devlet Personel Başkanlığı ile de görüştük ve boş kalan kadroları dolduracak şekilde ikinci bir alımı da yapacağız. O konuda hiç merak etmesinler. Başbakanımızın birebir talimatı ve birebir takibiyle bunu yapıyoruz. Gereken neyse yapılacak.
Spor, en önemli çalışmalardan biri olacak
Soru: Kurumlarda bakım altında bulunan çocuklar, spor federasyonlarında ilgi odağı. Bu çocukların spor altyapısına kazandırılması konusundaki çalışmalarınız ve bu konuda Gençlik ve Spor Bakanlığı ile yürüttüğünüz işbirliği konusunda bilgi verir misiniz?
Cevap: İki bakanlık bir protokol imzaladık. Çok doğru bir iş yaptığımızı düşünüyoruz. Özellikle fırsat eşitliği verdiğiniz zaman nasıl başardıklarını görüyorsunuz. Örneğin paralimpik oyunlarda engellilerimizin dünya müsabakalarında engelsizlerden daha başarılı olduğu bir dönem yaşadık.
Bu da bize şunu gösteriyor. Çocuklarımızla, engellilerimizle kurum çocuklarımızla ilgili de fırsat eşitliği verdiğiniz zaman, genetik yapısına, kabiliyetine ve kapasitesine uygun alanlar açtığınız zaman korkunç bir başarı geliyor. Bunu Gençlik Spor Bakanlığımızla protokole dönüştürdük. Özellikle spor ve sanat alanında çok kabiliyetli çocuklarımız var. Mesela hafif mental Ayşegül kızımız paralimpiklerde gülle atmada yarıştı. Yani alan açtığınız zaman nelerin yapılabildiğini gördüğümüz için bu çocuklarımızın özgüvenini de geliştiriyorsunuz.
Spor o kadar önemli ki kendi çocuğumdan da biliyorum. Biz özellikle basketbol oynamasını teşvik ettik. Zamanını iyi planlamasını, enerjisini doğru yerde
harcamasına vesile oluyor, takım çalışmasını öğreniyor ve özgüven geliştiriyor, bu akademik başarısını da arttırıyor. Eskiden çocuk iyi çalışıyorsa, 'aman spor yapmasın sanatla uğraşmasın bütün enerjisini matematiğe fene versin' diyorduk. Artık öyle bir şey yok. Onun da başarılı olabilmesi için yan destekler, yani spor ve sanat gibi dalları güçlendiğinde, diğerlerinin de güçleneceği bir dönemi yaşıyoruz. Çocuklarımın kendi kabiliyetine göre alan açılmasını çok önemsediğimiz için toptancı tek tipçi bir eğitim sisteminden çıkıp bireyi öne alan, çocuğun kabiliyetini ve kapasitesini öne alan bir sisteme dönüştürüyoruz. Spor da en önemli çalışmalarımızdan bir tanesi olacak.