Oluşturulma Tarihi: Haziran 22, 2005 00:00
İkinci Dünya Savaşı, milyonlarca insanın yaşamını kaybettiği, bir o kadarının da çok güç koşullarda yaşam mücadelesi verdiği, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biri. Savaşa gazeteci olarak tanıklık etmiş olan Rus yazar Konstantin Simonov, "Savaşsız 20 Gün" adlı kitabında cephenin en ateşli bölgelerine götürüyor okuru. Diana Gabaldon ise Yabancı adlı kitabında yine aynı savaş sırasında bir hemşirenin yaşadıklarını anlatıyor.SAVAŞ MUHABİRİNİN SOĞUKKANLILIĞI İkinci Dünya Savaşı sırasında Sovyetler Birliği’nin Almanlara karşı açtığı cephelerin birçoğunda “Kızıl Yıldız” ordu gazetesinin savaş muhabiri olarak görev yapan Konstantin Simonov, ileri hatlarda çarpışan askerlerle yan yana, savaşa tanıklık ederek, birkaç kez ölümle burun buruna geldi. Savaşı, bir gazeteci soğukkanlılığıyla izleyen Simonov ya da romanda yarattığı kahramanının adıyla Lopatin, komutanlar, askerler arasındaki ilişkileri, ölümüne çarpışan insanları birer savaş makinesi olarak değil, duygu dolu, sımsıcak varlıklar olarak, gerçekçi irdelemelerle anlatıyor. HEMŞİRENİN SIRADIŞI ÖYKÜSÜ Diana Gabaldon’un Yabancı adlı romanı ise fantastiği, macerayı ve aşkı bir araya getiriyor.İkinci Dünya Savaşı sonrası İngiltere’de genç bir hemşirenin yaşadığı doğaüstü bir macera…Balayında Stonehenge’in büyülü taşlarının arasından geçerseniz ne olur? Kendinizi 200 yıl öncesinde, İskoçya’da bir yabancı olarak bulabilirsiniz! Hatta casusulukla suçlanıp ölüm kalım savaşı verebilirsiniz. Her iki kitap da Gendaş Kültür tarafından okura sunuluyor.
button