İki ünlü isim hurriyet.com.tr için yazdı

Güncelleme Tarihi:

İki ünlü isim hurriyet.com.tr için yazdı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 20, 2013 10:47

İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague UNHCR İyi Niyet Elçisi Angelina Jolie hurriyet.com.tr için ortak bir makale kaleme aldı.

Haberin Devamı

İşte o yazı:

Her gün, Suriye’de yaşanan korkunç olayların haberleri dış dünyaya ulaşıyor. Artık BM, tecavüzün ülkenin dört bir yanındaki ev aramaları ve sorgular sırasında, kontrol noktalarında ve gözaltı merkezleri ile hapishanelerde kadınları, erkekleri ve çocukları korkutmak ve cezalandırmak için kullanıldığını teyit etmiş durumda.

Son yayınlanan dehşete düşürücü BM Araştırma Komisyonu raporunda bir anneye, çocuklarını öldürmekle tehdit edilerek tecavüz edildiği ve kadının kendisini esir alan bu kişiler için yemek ve temizlik yapmaya zorlandığı açıklanıyor. Ağabeyi hükümet tarafından arandığı için tecavüze uğrayan, üniversite öğrencisi bir genç kızın hikâyesi anlatılıyor. Tüm bu olaylar ise ne yazık ki buz dağının sadece görünen kısmı. Korku, utanç ve hayatta kalma mücadelesi, hayatta kalmayı başaran pek çok kişinin öne çıkmaya cesaret etmesini engelliyor.

Cinsel şiddet, Bosna’dan Ruanda’ya, şu ömrümüzde gördüğümüz büyük çatışmaların neredeyse hepsinde bir savaş silahı olarak kullanıldı. Bu, siyasi karşıtları küçük düşürmek, farklı bir etnik grubu uzaklaştırmak veya kontrol altına almak, ya da bir topluluğu sindirerek boyun eğmeye zorlamak gibi çeşitli siyasi amaçları gerçekleştirebilmek için bilinçli bir şekilde askeri bir taktik olarak kullanılan tecavüzdür. Hatta bazı çatışmalarda kadınlara HIV virüsü bulaştırmak ya da çocuk yapmalarını engelleyecek kadar kötü şekilde yaralamak için bile kullanıldığı oldu.

Tecavüz, bir yöntem olarak kullanılıyor çünkü kolayca örtbas edilebiliyor ve en savunmasız insanları hedef alıyor. Kongo Demokratik Cumhuriyeti’ni ziyaret ettiğimizde, beş yaşındaki kızı tecavüze uğramış bir anneyle tanıştık. Kızı, sesini duyuramayacak kadar küçük henüz ama onun, ve dünyanın dört bir yanında onun gibi milyonlarca kurbanın çektiği acılar, bir eylem çağrısı olmalı.

Dünya, parça tesirli silahların ve kara mayınlarının küresel kullanımını yasaklamak ya da yasadışı silah ticaretini azaltabilmek için anlaşmalar yapıyor. Bir zamanlar tüm bu anlaşmaların imkânsız olduğu düşünülüyordu. Tüm bu anlaşmalar, ahlaki bir öfke ile başladı küresel bir eyleme dönüştü. Ve şimdi, savaş bölgelerinde tecavüz ve cinsel şiddetle mücadele için de aynısını yapmanın zamanı.

Sorunun özü, herhangi bir ülkede yaşanan onbinlerce tecavüz vakası için sadece bir avuç kişinin suçlu bulunduğu derinlere işlemiş bir cezasızlık kültürünün hüküm sürüyor olmasıdır. Suriye’deki bir gözaltı merkezinde tutuklulara tecavüz eden erkekler, tarihteki örneklere bakarak bundan herhangi bir ceza almadan sıyrılabileceklerini düşünüyor. Açık bir yara olan bir başka neden ise, tacizcilerinin elinde çektikleri onca acının üzerine bir de bir ömür boyu toplumdan dışlanmakla, hastalıklarla ve travmayla yüzleşmek zorunda olan mağdurlara uzun dönemli bir desteğin verilmiyor olması.

Bu konuda bir kampanya başlatmak için bir araya geldik çünkü cinsel şiddetin mağdurların ve ailelerinin hayatlarını nasıl mahvettiğini her ikimiz de gördük. Bu konuda acil bir adım atılması için herkesi bilinçlendirmek istiyoruz. Ve tüm hükümetleri, hayati bir öncelik olarak savaş bölgelerinde tecavüzü ortadan kaldırmak için birlikte hareket etmeye davet ediyoruz.

Bu girişimimizi geçen yıl başlatmıştık ve birçok ülkeden gelen destek için müteşekkiriz. Nisan ayında Londra’da, ülkelerimizin de katıldığı, G8 toplantısı, bu konuyu ele alan tarihi bir açıklama yaptı. Haziran’da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, BM’nin kabiliyetlerinin güçlendirilmesini öngören bir kararı oybirliğiyle kabul etti. Birleşmiş Milletler’in 45 üyesi ise eş-sponsorluğunu üstlenerek bu karara verdikleri desteği ortaya koydu ki bu, BM’nin tarihinde bir rekordu.

Önümüzdeki hafta New York’ta, tüm yıl boyunca en fazla sayıda dünya liderini bir araya getiren tek etkinlik olan BM Genel Meclisi toplanacak. Bu toplantı sırasında, 24 Eylül’de, ‘Çatışma bölgelerinde cinsel şiddete son verme taahhüdüne ilişkin bir bildirim” yayınlanacak. Bu bildirim, Cinsel Şiddetle Mücadelede BM Genel Sekreteri Özel Temsilcisi ile birlikte hazırlandı ve Orta Doğu, Avrupa, Afrika ve Asya’dan bir düzine ülkenin liderleri büyük bir cesaret örneği göstererek bu gayeyi bizimle birlikte sırtlanmayı kabul etti. Bildiri, dünyadaki her ülkeye bu konudaki tutumlarını gösterme fırsatı sağlayacak.

Bildiriyi onaylayan ülkeler, ilk kez, çatışma bölgelerindeki ağır cinsel şiddet suçunun, Cenevre Konvansiyonları’nı ve bağlı ilk protokolünü ciddi bir şekilde ihlal ettiğini kabul etmiş olacaklar. Bu, bu suçun şüphelilerinin dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar söz konusu suç nedeniyle tutuklanabileceği anlamına geliyor.

Bildiri, bu suçların artık hasıraltı edilmesine bir son verilmesi ve askeri liderlerin, yaptıklarının hesabını vereceklerini anlaması için barış anlaşmalarında cinsel şiddet suçları için af getirilmemesini öngörüyor.

Ayrıca, 2014 yılı ortalarına kadar yeni bir Uluslararası Protokol sözü veren bildiri, bu girişimle, toplanan delillerin mahkemede kullanılmasına ve böylece daha fazla mağdurun adalet bulmasına yardımcı olmayı ve mağdurların emniyetinin ve onurunun, çatışma bölgelerindeki tecavüz ve diğer cinsel suçlara yönelik soruşturmaların merkezine konulmasını sağlamayı amaçlıyor.

Tüm bunların yanı sıra bildiride, kadınların katılımını, mültecilerin korunmasını ve ulusal silahlı güçler ile polisin eğitimini kapsayan hükümler de yer alacak. Ve bildiriye imza atan ülkeler, cinsel şiddet suçuna karşı koruma sağlamayı çatışma bölgelerinde yürüttükleri tüm çaba ve insani çalışmaların merkezine koyma ve bu şiddetin en büyük riski altında olan ülkelerin kapasitelerinin güçlendirilmesine yardımcı olma sözü verecekler.

Biz, bunların uluslararası toplumun her bir üyesinin destekleyebileceği adımlar olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla, dünya hükümetlerinin büyük bir bölümünün bu anlaşmaya imza atacağını ve hep birlikte bu taahhütleri hayata geçirebileceğimizi umuyoruz. Eğer bunu yapabilirsek, tecavüz ve cinsel şiddet suçlarına karşı uluslararası tavırda bir dönüm noktası yaratmış ve nihayetinde de cezasızlığa son vermek için bir başlangıç yapmış olabileceğiz.

Dünyanın yüzleşmesi gereken daha pek çok başka haksızlık var. Fakat yüzbinlerce kadının, erkeğin ve çocuğun tecavüze ve tacize uğramasına daha fazla izin verilemez. Dünyanın dört bir yanındaki insanların bu duruşumuzda yanımızda yer alacağını umuyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!