Güncelleme Tarihi:
Ankara Feribotu’ndaki Sefer Kayıt Cihazı (VDR) kayıtlarında çarpan Ankara Feribotu’nun kaptan köşkünde iki kadın ortaya çıktı. Kazanın ardından bir başka skandalda ise Ankara Feribotu’nda gemici olarak görev yapan Orhan Şirin davanın görüldüğü İstanbul 52’nci Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderdiği noter tasdikli ifadesinde “Kazanın ardından kaptan beni odasına çağırarak geminin yönetiminin otomatik pilotta olmadığını benim yönetimimde olduğunu söylememi istedi. Ancak ben bunu kabul etmedim. Ertesi gün yabancı yetkililer ifade alırken ben İngilizce bilmediğim için çevirmen ile ifade verdim. Fakat Bari Liman Başkanlığı yetkilileri benden ifade almadı. Kaptan ifade verdi bana senin vermene gerek yok dedi. Ben vicdan azabı duymaktayım ve gerekirse ifade vermek ve tanık olmak için hazırım” dedi.
"KAPTAN RAHAT OLMAMI SÖYLEDİ"
19 Ekim 2011’de yaşanan kazada Arnavutluk’un Durres kentinden yola çıkan Ankara Feribotu, Adriyatik Denizi’nden Reina 1 adlı 3100 ton alüminyum yüklü kuru yük gemisine çarptı. Çarpmanın etkisiyle Reina 1 isimli kuru yük gemisi sulara gömüldü. Kaza sonrasında geminin birinci ve ikinci kaptanları kurtarılırken 2 kişinin cesedine ulaşıldı. 6 kişi aradan geçen bir yılın ardından hala bulunamazken, kazanın detayları da ortaya çıkmaya başladı.
“Vicdan azabı duyuyorum”
Kaza sırasında Ankara Feribotu’ndaki kaptan köşkünde iki kadının yer aldığının görülmesinin ardından feribotta gemici olarak görev yapan Orhan Şirin’in gönderdiği noter tasdikli ifadesinde olayları anlattı. Feribot Kaptanı Atilla Günsür’ün zaman zaman kamarasına giderek meyve aldığını, belirterek şunları anlattı: “Gözcü vardiyasındayken, Reina 1 isimli gemiyi kaptana rapor ettim. O da bana önlerinden geçeceğimizi söyleyerek rahat olmamı söyledi. Reina 1 isimli gemi bizimle irtibata geçti. Süvari Bey yani Atilla Kaptan rotamızı bozmadan onların önlerinden geçeceğimizi söyledi. Kazadan yaklaşık 3 veya 5 dakika sonra Reina 1 isimli gemiye çok yaklaştık.
Tedirgin oldum. Süvari Bey radarın başına geçerek bana ‘Yakın geçiyoruz ama geçiyoruz sorun yok’ dedi. Yapılan görüşmelerin aksine Reina 1 gemisinin önünden değil kıçından gidiyorduk. Kazadan bir dakika önce bizim gemi sancağa doğru dönmeye başladı. REina 1 gemisi “Efendim çok yakın geçiyorsunuz niyetiniz nedir?” dedi. Süvari Bey oturduğu yerden kalkarak iskele alabanda iskele alabanda diye bağırdı. Ben bana mı bağırıyor diye düşünüp dümene yönelirken Süvari Bey’in eline telsize Reina 1 gemisine iskele alabanda diye seslendiğini gördüm. Çarpacağımızı anladıktan sonra bir yere tutundum”
“Kazadan 40-45 dakika sonra hızlı feribot indirdik”
"ÖĞRENCİSİNE ÇARPTI"
Kazadan 40 veya 45 dakika sonra hızlı feribotu denize indirdik. Yaralı Reina 1 gemisinin birinci ve ikinci kaptanına ulaştıktan sonra onları revire götürdük personel ile ilgilendim. Daha sonra Süvari Bey beni odasına çağırarak kazadan önce dümenin otomatik pilotta değil benim yönetimim de olduğunu ve manuel de yani elde olduğunu, benim dümende olduğumu söylememi, bunun şirket kararı olduğunu söyledi. Ama ben bunu kabul etmedim. Bari limanına gittikten iki gün sonra gemiye gelen yabancı yetkililere kazayı çevirmen aracılığıyla anlattım. Ertesi gün Bari Limanı başkanlığına gittik. Süvari beyden ifade aldılar ancak benden ifade almadılar. Süvari bey benim ifade vermeme gerek olmadığını söyledi. Ben bir denizci olarak elim olayın vicdani sorumluluğunu üzerimden atamamış bulunmaktayım. Ben bu beyanı kimsenin etkisi altında kalmadan kendi isteğim ile verdiğimi kabul ederim. İleride konu ile ilgili tanıklığıma ifade duyulması halinde mahkemeye tanık olarak gelebileceğimi, fakat seferde olmam ihtimaline karşın tanık olarak gelemediğim durumlarda yukarıdaki ifademin her zaman mahkemedeki ifadem yerine geçmesini kabul ederim”
Kazanın ardından oğlunun cesedinin hala bulunamadığını söyleyen Reina 1 isimli geminin 3’üncü Kaptanı İlyas Güney’in (23) babası Nevzat Güney (61) “ Oğlum bir zamanlar özel okulda öğrencilik yıllarındayken, Ankara Feribotu’nun kaptanı Atilla Günsür’ün öğrencisiydi. Yani öğrencisine çarptı. Çocukları biçti, onları öldürdü” dedi. Oğlunun iyi eğitimli olduğunu söyleyen Nevzat Güney davayı sonuna kadar takip edeceklerini belirterek “ Bizim çocuklarımızı bu adam göre göre katletti. Bunlar sonuna kadar peşlerindeyiz. Çocuklarımıza ulaşmak istiyoruz. Dalgıç bile indirilmedi” diye konuştu.
"KADINLARI BULAMADIK"
Batan Reina 1 gemisinde Çarkçıbaşı olarak görev yapan ve halen bulunamayan Emekli Deniz Astsubay Ahmet Güneş’in kardeşi Faruk Güneş de kazanın ardından Atilla Günsür’ün kaptanlığını yapan Ankara Feribotu’nun kaptan köşkünde olduğu iddia edilen iki kadından haberdar olduklarını belirterek “Biz kazadan sonra bu kadınları bulmaya çalıştık ancak bulamadık” dedi. Ağabeyinin Reina 1 gemisinde 1 ay kadar çalışırken kazanın olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: “Ev almıştı onun kredisini ödüyordu. İki çocuk okutuyordu. Hala bulunamadı. Gemiye geç müdahale edildi. 4 ay sonra yeri tespit edildi. Dalgıç bile indirilmedi. Bizim gidecek bir mezarımız yok”
“Gözümle görmeden inanmıyorum”
Reina 1 gemisinin mürettabatı olan ve halen bulunamayan Murat Saltan eşi Ayşe Saltan (33) “İki çocuğum halen psikolojik tedavi görüyor. Sadece cenazemize kavuşmak istiyoruz. Yeterince aranmadı sadece suüstü aramalar yapıldı. Bir senedir bizimle kimse ilgilenmedi. Ölüsünü görmeden öldüğünü inanmıyoruz. Bir an önce devlet bizim elimizden tutsun” dedi.
“Başbakanla bile görüştüm”
Halen bulunamayan 3 çocuk babası İlyas Terzi’nin (52) kardeşi Yaşar Terzi(48) , geçtiğimiz Ramazan ayında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bizzat görüştüğünü belirterek “Başbakandan yardım istedim. Yanında Rizeli milletvekili Hasan Karal vardı o da ilgileniyoruz dedi. Ancak hala ilgilenen olmadı. Bence bu insanlar geminin içerisinde. Ama gemiye inilmedi. Bir dalgıç gemiye giremiyormuş çok derinmiş. Ben ağabeyimin bir an önce bulunmasını istiyorum” dedi. Yaşar Terzi ayrıca Bakan Binali Yıldırım ile bizzat görüştüğünü ama bir gelişme halen olmadığını söyledi. Reina 1 gemisinde bulunan 10 Türk personelden sadece Kaptan Ahmet Soytürk ve 2. Kaptan Ahmet Bal kurtuldu. 3. Kaptan İlyas Güney, Başmakinist Ahmet Güneş, İkinci Makinist Beytullah Yılmaz, Güverte Lostromosu Recep Bulut, Fiter Tuncay Bayraktar, Gemici Murat Saltan, Yağcı Tahir Bütün ve Aşçı İlyas Terzi hayatını kaybetti.