Güncelleme Tarihi:
Genelkurmay Başkanlığı’nın işgal edilmesine ilişkin 221 sanıklı davanın gerekçeli kararı geçen hafta açıklanmıştı. Davanın iddianamesinde ve savcılığın esasa ilişkin mütalaasında, 38 ‘konsey üyesi’ ülke çapında darbe faaliyeti kapsamında işlenen tüm suçlardan sorumlu tutulmuştu.
17’Sİ ÜLKEDEKİ TÜM EYLEMLERDEN SORUMLU
Ancak davaya bakan Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararında, savcılığın bu değerlendirilmesine katılmayıp tüm konsey üyelerini değil, Akın Öztürk, Mehmet Dişli, Bilal Akyüz, Hakan Evrim’in de aralarında bulunduğu 17 sanığın ülkedeki tüm eylemlerden sorumlu olduğunu belirtti. Kararda 17 sanığın 15 Temmuz gecesi kamu binalarının bombalanmasına, Boğaz Köprüsü’nün tanklar ve askerlerle kapatılmasına, darbe girişimini engellemeye çalışan birçok insanın ölümüne ve yararlanmasına sebebiyet verdikleri ifade edildi.
Gerekçeli kararda, ‘konsey üyesi’ 21 sanığın ise ülkedeki tüm eylemlerden sorumlu olduklarına ilişkin delil elde edilmediğine işaret edildi. Mahkeme, ‘konsey üyesi’ olmasına rağmen sanıklar eski tuğgeneral İlhan Talu ve eski albay Osman Kardal hakkında da iyi hal indirimi yaparak müebbet hapis cezası verdi.
‘YETERLİ DELİL YOK’
Gerekçeli kararda, Talu’nun, Genelkurmay Başkanlığı’nı işgale gelen Özel Kuvvet mensuplarına yol gösterdiği, darbe teşebbüsünü bilmesine rağmen gece boyunca odasında bulunduğu belirtilerek, “Ancak dosyada sanığın darbe teşebbüsünün tüm ülke veya birim açısından planlama ve organizasyon toplantısına veya olay akşamı darbe teşebbüsünün başarıya ulaşması için gerekli koordinasyon yaptığına dair yeterli, kesin ve inandırıcı delil edilmediğinden yönetici sıfatının bulunmadığı kabul edilmiştir. Sanığın fiilden sonra ve yargılama sırasındaki davranışları, cezanın geleceği üzerindeki etkileri dikkate alınarak sanık hakkında TCK 62. Maddesi (iyi hal indirimi) uygulanmıştır” denildi.
Mahkemenin iyi hal indirimi yaptığı eski albay Osman Kardal’ın olay günü Genelkurmay Başkanlığı Cari Harekât Dairesi’nde Uluslararası Merkez Amiri olarak görev yaptığı, kendisine verilen görev çerçevesinde Silahlı Kuvvetler Komuta Harekât Merkezi’ni devre dışı bırakarak darbe teşebbüsüne iştirak ettiği ifade edilerek, “Ancak dosyada sanığın darbe teşebbüsünün tüm ülke veya birim açısından planlama ve organizasyon toplantısına veya olay akşamı bu darbe teşebbüsünün başarıya ulaşması için gerekli koordinasyon yaptıgına dair yeterli, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden yönetici sıfatının bulunmadığı kabul edilmiştir” ifadesine yer verildi.