İki heykel bir öykü

Güncelleme Tarihi:

İki heykel bir öykü
Oluşturulma Tarihi: Şubat 08, 2011 15:24

Almanya’da uzun yıllar önce yaptığı ve Nazi askeri olmayı reddedenleri simgeleyen Meçhul Asker anıtı Hitler yanlıları tarafından büyük tepki görür, Almanya adeta ikiye bölünür. Heykel için yıkım kararı beklenirken Almanya’nın Potsdam kentinde heykel sergilenmeye başlar. Ünlü yazar Sunay Akın'ın ağzından işte o heykelin ve Türkiye’nin gündemine oturan İnsanlık Anıtı’nın şaşırtan öyküsü.

Haberin Devamı

 

MEÇHUL ASKER'İN ŞAŞIRTAN ÖYKÜSÜ

 

Müthiş bir olay bu. 1989 yılında Mehmet Aksoy Almanya'da "Meçhul Asker" adında bir heykel yapar. Bu heykel II.Dünya Savaşı'nın başlamasının 50. yılında Bonn kentine gidecek.

 

Heykel, Hitler'in ordusunda asker olmayı kabul etmeyen insanları simgeliyor. Bu nedenle adı da Meçhul Asker oluyor. Yani ‘biz Nazizm'e hizmet etmeyiz’ diyip Hitler'in ordusundan kaçanları simgeliyor.

 

Haberin Devamı

Fakat 1989 yılında Almanya'da Neo-Nazi'ler çok güçlü olduğu için ülkenin çeşitli yerlerinden çeşitli sesler yükseliyor, büyük tartışmalar yaşanıyor.

 

İki heykel bir öykü

 

Heykel Dünya Barış Günü dolayısıyla 1 Eylül 1989 günü 1 günlüğüne açılacak. Heykele tabii karşı olanlar var ama heykelden taraf olanlar da tepkisini koyuyor ortaya. 100 bin kişi toplanıyor heykel açılışında ama yalnızca 1 günlük. Peki, sonra bu heykel ne olacak?

 

Almanya'da Protestan Kilisesi diyor ki; ‘Biz de çok çektik Hitler'in zulmünden. Bu nedenle alın getirin bir kilisenin bahçesine koyun.’

 

Mehmet Aksoy heykeli 100 parçaya bölüyor, söküyor ve kilisenin bahçesine götürüyor. Heykel orada kalıyor ama heykelin asıl yeri neresi. Heykel yapılırken Potsdam kenti yerel yönetimi, demokrat bir yönetim diyor ki; alın getirin buraya.

 

Kiliseye de tepki yağıyor mu?

 

Haberin Devamı

Tabii Almanya kaynıyor. Bir grup heykeli istemiyor, büyük bir grup da heykele sahip çıkıyorlar. Heykel sonra Potsdam'a gidiyor.

 

YILLAR SONRA İNSANLIK ANITI’NIN BENZER KADERİ

 

Buse ÖZEL'in röportajı
hurriyet.com.tr

Ve Mehmet Aksoy, yıllar sonra Kars'a bir heykel koyuyor. Bu da barışı kardeşliği simgeleyen bir heykel fakat birileri o heykele karşı çıkıyorlar, o heykeli istemiyorlar. İstememe gerekçesi olarak ise oranın sit alanı olması gösteriliyor. Peki oranın bir yer neden sit alanı ilan edilir orada tarihi bir şey bulunuyorsa. Orada bir siper var ve o siper II. Dünya Savaşı'nda tedbir amaçlı açılmış bir siper. II. Dünya Savaşı'nda Hitler askeri olmayı kabul etmeyenler için Almanya'da dikip tartışma yarattığı heykel yine kendi ülkesinde II. Dünya Savaşı'nda tedbir amacıyla açılan siperde aynı etkiyi yaratıyor.

 

Haberin Devamı

UCUBE BİR ELEŞTİRİ DEĞİLDİR HAKARETTİR

 

Ucube yorumu için siz ne diyeceksiniz?

 

Mehmet Aksoy büyük bir heykeltraştır. Heykel sanatının en önde giden isimlerinden biridir. Mehmet Aksoy bir şey yaptıysa o heykeldir. Yani bu Picasso'nun tablosuna "bunu ben yaparım" diyen Kenan Evren ne kadar ressamsa, Mehmet Aksoy'un yapıtlarına ucube diyenlerde o kadar heykeltraştır. Herkes sanat hakkında eleştiri bildirebilir ama "ucube" bir eleştiri değildir, ucube bir hakarettir. Bu çok üzücü, çok düşündürücü bir konudur. Bu büyük talihsizliktir.

 

Ben sayın Erdoğan'ın okuduğu şiirden dolayı hapse girdiği anda tamamiyle onun yanındayım. Hiçbir insan okuduğu şiirden dolayı hapse giremez. Düşüncesini söylediği için hapse giremez. Fakat aynı insan bir sanat eserine hakaret ediyorsa, sanattan ne anladığı konusunda bir tartışma başlar. Nedir sanat, işine geldiği anlamda sanatı, şiiri bir paravan olarak kullanmaya çalışan bir insan ancak böyle bir tavır sergiler.

 

Haberin Devamı

“ÖZÜR DİLERSE BAŞBAKAN BÜYÜR”

 

Bir insanın küçük düşmesi ya da büyümesi çok kolaydır. Sayı Başbakan'ın özür dilediği an büyüyeceğine inanıyorum. Kendisi bunu düşünse bile seslendiği taban buna nasıl izin verir... Ben sayın Başbakan'ın sanatı sevdiğinden yanayım. Kendisi de gerçekten sanatı sevdiğini söylüyorsa ona özür dilemek yakışır. Bu davranışı onu, o büyük heykelden daha büyük bir yere koyar.

 

BUTARTIŞMALAR TOPLUMU CEPHELEŞTİRİR

 

Özür dilerse peki Mehmet Aksoy'un gönlünü alır mı?

 

Alır. Mehmet Aksoy'a çok üzülüyorum, bir heykeli tabii ki tartışabiliriz ama bunu yaparken sanatçıyı kırmamalıyız. Başbakan heykeli beğenmeyebilir ama şunu düşünür ki, bu bir sanat eseridir, bir sanatçı tarafından yapılmıştır, hele ki Mehmet Aksoy gibi dünyanın kabul ettiği bir sanatçı tarafından yapılmıştır. Onu kırmama adına böyle bir söz söylememesi gerekir. Üstelik Mehmet Aksoy o heykele başladığında orası sit alanı değildi, sonradan çıktı karar. Burada sanatçının ne suçu var? Heykel mükemmel bir heykel. Heykel, heykel sanatındaki başyapıtlardan bir tanesidir. Bunu da ben Sunay Akın olarak söylüyorum. Birazcık estetikten, sanattan anlıyorsam mükemmel bir eser. Anlamıyla, formuyla, konulduğu yeriyle, her şeyiyle mükemmel bir eser.

 

Haberin Devamı

Bu tür tartışmalar toplumu cepheleştirir. Bunlara fırsat vermemesi gerekir bir başbakanın. Eğer sayın Başbakan özür dilerse Mehmet Aksoy mutlaka bağışlar. Çünkü bir sanatçı bağışlayıcıdır. Sanatçı ile politikacının ortak noktalarından biri budur; bağışlayıcı olmak.

 

Ben Ertuğrul Günay'ın "heykeli kastetmedi" savunmasını da çok insanı buluyorum. Aynı parti altında siyaset yapan birinin de "heykeli kastetmedi" sözü de bir tavırdır ve doğru bir tavırdır.

 

Peki Başbakan'ın "heykeli kastettim" sözüne rağmen özür dilemesini nasıl bekliyorsun Sunay Akın dersen, ben beklerim. Ben kardeşlikten, güzellikten, sevgiden, kardeşlikten asla umudumu kesmem. Bu değerlere inanan biri olarakta Başbakan'dan bunu beklerim, çünkü ben bu kapımı hep açık tutarım.

 

Yıkım kararı ile ilgili belediye meclisi yıkılsın kararını da aldı. Bunun için ne söyleyeceksiniz?

 

Japonya'da 1 yıl içinde 1 kişiye düşen kitap sayısı 24, Türkiye'de 1 yıl içinde 1 kitaba düşen insan sayısı 6. Soruyorum Japonya'da böyle bir olay yaşanır mı?

Beynimizde taşıdığımız sözcük sayısı kadar kendimizi anlatır, beynimizde taşıdığımı sözcük sayısı kadar karşıdakini anlarız.

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!