Güncelleme Tarihi:
2007 yılı bütçe kalemleri belli oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı’na ayrılan bütçe 1,6 milyar YTL yahut da 1,6 katrilyon eski lira imiş…
Bu rakam size bir şey ifade etmiyorsa, bir karşılaştırma yapalım, size bir iki bakanlık ve sair kurum bütçesi daha söyleyeyim:
Başbakanlık bütçesi........... 1,541 milyar lira
Kültür Bakanlığı ................ 809 milyon lira
Ulaştırma Bakanlığı ............ 806 milyon lira
Bayındırlık Bakanlığı ........... 733 milyor lira
Dışişleri Bakanlığı............... 690 milyon lira
Enerji Bakanlığı ................ 377 milyon lira
TBMM ............................ 361 milyon lira
Sanayii Bakanlığı............... 316 milyon lira
Cumhurbaşkanlığı ............. 33 milyon lira
Yani Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi tek başına iki büyük icracı bakanlıktan, Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanlıkları toplamından bile fazla mesela.
Yani DEHŞET!
Oysa Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Görmez, ‘Bu parayla imamların maaşlarını bile ödeyemeyiz’ diyor.
Çünkü 90 bin kişi istihdam eden Diyanet’in personel giderleri yaklaşık 1,5 milyar lira imiş.
Yani her Türk vatandaşı her yıl cebinden 20 lirayı… imamlara maaş olarak ödüyormuş!
Hani Neil A.Armstrong’un aya ayak basarken “Benim için küçük, insanlık için büyük bir adım” dediği gibi, memurlar için düşük ama Türkiye ekonomisi için devasa bir rakam!
Yani Türkiye yol yapmıyor, baraj yapmıyor, köprü kurmuyor, hidroelektrik santrali inşa etmiyor… yerine İMAM İSTİHDAM EDİYOR!
Demek ki çok önemli, peki olabilir!
Bunları bize niye anlatıyorsun Serdar?
Hiç, aşağıdaki haberi bir de bu gözle okuyun istedim.
*
Diyanet’in 16 uzmandan müteşekkil bir DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULU var imiş. Herhalde bu uzman kadrosu da bütçeden maaş alıyordur ve maaşları da imamlarınkinden yüksektir.
İşte bu uzmanlar heyeti, bir mü’min kardeşimizden gelen bir soru üzerine günlerce çalışmış, araştırmış ve bir fetva vermiş.
Soru şu:
“Ben eşimden memnunum. Cennet’te hurilerle değil, kendi eşimle bir araya gelmek istersem ne olacak? Cennette evlilik kurumu var mı? Eşler isterlerse yine birbirlerinin eşi olabilir mi?”
Tamam, önemli bir konu hatta “Ne olacak Cennet’te bu evli çiftlerin durumu” diye insanın içini karartabilecek bir mevzu... da, Din İşleri Yüksek Kurulu bu konuyu nasıl araştıracak, kime soracak? Tabii ki Kuran’a bakmışlar, hadisleri taramışlar ve haberi yapan eşeğin ‘MÜJDE’ diye yorumladığı şu cevabı vermişler:
(Sabah’ın internet sitesinde söz konusu haberi tıkladım alıntı yapmak için, karşıma çıkan sayfanın manşet BAYRAM SÜRESİNCE BEDAVA diyordu. Afalladım. Ulan cennete de huri promosyonu mu başladı, diye. Meğer Şeker Bayramı’nda otobüsler, vapurlar, köprüler bedava diyen bir alttaki haberi tıklamışım.)
“Dünyadaki mümin eşlerin cennette beraber olmaları mümkündür. Mümin olan aile fertlerinin cennette birlikte bulunacaklarını haber veren ayetlerde, cennete girmeyi hak eden eşlerin orada beraber olacakları özellikle vurgulanmaktadır. Yeni bir fizyolojik ve psikolojik yapıyla yaratılacak cennet kadınlarının ve hurilerin tercihen kişilerin kendi eşlerinden oluşacağını söylemek mümkündür.”
Sabah bu haberi haklı olarak ‘MONOGAMİDEN KURTULUŞ YOK’ başlığıyla vermiş.
Ne de olsa Sabah editörleri akşam eve gidecekler, ‘KARIDAN ÖBÜR DÜNYADA DA KURTULUŞ YOK’ diyecek dötleri yok elbette. (Manşeti atan kadınsa ‘KARIDAN’ kelimesinin yerine ‘HERİFTEN’ getirilebilir...)
Peki…
Sabah bu konuda hangi ‘uzmarlara’ danışarak yorumlarını almış?
Yukarıdaki başlığı atan meslektaşım, Diyanet’in fetvasındaki hangi çok ama çok önemli bir detayı atlamış...
Bu fetva Türkler’in İslam’a bakışını nasıl etkiler?
HEPSİ VE DAHA FAZLASI (ıyk) ... AZ SONRA!