Güncelleme Tarihi:
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan’ın Müslüman Kardeşler (İhvan) yöneticilerinin Doha’dan İstanbul’a gelmelerine ‘yeşil ışık’ yakmasının ardından, İhvan’ın Dış İlişkiler Sorumlusu Amr Derrac’ın Katar’dan İstanbul’a geldiğini Ankara da doğruladı. Dışişleri yetkilileri, “Türkiye ile Mısır arasında vize olmadığı için iki ülke arasında bizim açımızdan bir sorun yok. Ancak Türkiye’ye gelmek isteyenlerin bir büro kurmaları veya burada kalıcı oturma izni talepleri doğrudan İçişleri Bakanlığı’nın konusudur” açıklamasında bulundu. Önümüzdeki günlerde Mısır Diyanet İşleri Başkanlığı’nın eski vekili Cemal Abdülsettar’ın da Katar’dan ayrılıp İstanbul’a gelmesi bekleniyor. Öte yandan Müslüman Kardeşler’in İstanbul’da bir irtibat bürosunun da bulunduğu ileri sürülüyor. Müslüman Kardeşler’in gelmesine ilişkin tartışma, Türkiye’nin daha önce başka hangi örgüt, kuruluş ve kişilere de kapısını açtığı sorusunu gündeme getirdi. Yakın tarihe bakıldığında en bilinen gelişmeler şunlar:
ÇEÇENLER: Yakın dönemde çatışma bölgelerinden Türkiye’ye ilk gelenler Çeçenler oldu. Rusya Federasyonu ile Çeçen Cumhuriyeti arasındaki, Aralık 1994’te başlayan savaş sonrası yüzlerce Çeçen Türkiye’ye gelirken, bunların arasında Rusya’ya karşı savaşan grupların liderleri de vardı. Türkiye, Çeçenler ile Rusya İstihbaratı’nın çatışma alanlarından birisi haline geldi. ‘Çeçen suikastları’ diye bilinen ilk olay 2009’da yaşandı ve Çeçenistan Dış İlişkiler Sorumlu Yardımcısı Ali Osaev Zeytinburnu’nda öldürüldü. 2011’de de Zaurbek Amirev, Rüstem Altemirov ve Berg-Khazh Musaev yine Zeytinburnu’nda düzenlenen suikast sonucunda hayatlarını kaybetti.
HAMAS: Türkiye’nin 16 Şubat 2006’da gizlice, o dönem Şam’da yaşayan Hamas’ın Siyasi Büro Şefi Halid Meşal ve beraberindeki heyeti Ankara’ya getirmesi dünya gündemine bomba gibi düştü. Bu ziyaretin perde arkasında dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Başdanışmanı ve şimdiki Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun olduğu ileri sürüldü. Ankara, bu ziyaretin ABD ve İsrail’in bilgisi dahilinde yapıldığını iddia etti. Bundan sonra da Türkiye HAMAS’la birçok kez her düzeyde görüştü.
HAMASLI MAHKÛMLAR: Türkiye Ekim 2011’de İsrail-Hamas takas anlaşmasıyla sürgün edilen 1’i kadın 11 mahkûma kapılarını açtı. Türkiye’ye gelen Filistinliler arasında Hamas’ın askeri kanadı İzzettin El Kassam Tugayları’nın kurucusu ve liderlerinden Zekeriya Velid Akil ile 16 yaşındaki bir İsrailli’nin öldürülmesinden sorumlu tutulan kadın mahkum Amna Muna da yer aldı. Ancak Hamaslıların ikamet yerleri MOSSAD operasyonuna karşı sürekli değiştiriliyor.
ÖSO ve SUK: Temmuz 2011’de Beşar Esad rejimine karşı kurulan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) için Hatay’da bulunan Apaydın Kampı’nın karargah merkezi haline getirildiği iddiası Türkiye’de muhalefetin sert tepkisine neden oldu. Suriyeli muhalefet güçlerinin siyasi kanadı olarak bilinen Suriye Ulusal Konseyi de (SUK) sıkça İstanbul’da bir araya geldi, Ankara’da ise birçok kez Başbakan ve Dışişleri Bakanı düzeyinde kabul gördü. Esad’ın sağ kolu olarak bilinen ve muhaliflerin safına geçen General Menaf Tlas ile Suriye’nin kuzeyinde özerklik ilan eden PYD Eşbaşkanı Salih Müslim de Ankara’nın konukları arasında yer aldı.
TARIK EL HAŞİMİ: Aralık 2011’de dönemin Irak Başbakanı Nuri El Maliki, Tarık el-Haşimi için ‘Terörist gruplarla bağlantısı olduğu’ gerekçesiyle önce yurtdışına çıkış yasağı getirdi, ardından da tutuklama emri çıkardı. Kısa bir süre Kuzey Irak’ta Süleymaniye ve Erbil’de yaşayan Haşimi, 9 Nisan 2012’de Türkiye’ye geldi. Irak yönetiminin talebine ve Interpol’den kırmızı bülten çıkarılmasına rağmen Türkiye, 30 Temmuz 2012’de Haşimi’ye oturma izni verdi. Haşimi, Kasım 2012’de Türkiye’den ayrılarak Katar’a gitti.
KİMDİR
Müslüman Kardeşler
1- İhvan nasıl kuruldu?
Mısır’da İsmailiye kentinde 1928’de Hasan El-Benna adlı bir öğretmen tarafından ‘İhvan’ül Müslimin’ adıyla kurulan İslamcı bir örgüttür. ‘Müslüman Kardeşler’ olarak bilinen ve kısa adı ‘İhvan’ olan bu örgüt Ortadoğu’nun en eski ve en yaygın örgütlerinden biridir.
2- Kurulduktan sonra ne yaptı?
Müslüman Kardeşler’in stratejileri sosyal yardımdı. Mısır’da 3.5-4 milyona yakın üyesiyle işsizlere, fakirlere sahip çıkıyor, okul ve hastanelerde halka hizmet götürüyordu. İslam ülkelerine, Mısır yöneticilerine ve aydınlara gönderdiği uyarı mektuplarında kanunların İslam’a uygun yapılmasını, alkollü içki satışının yasaklanmasını, ibadet etmeyenlerin cezalandırılmasını, askeri ve idari görevlere El-Ezher’den mezunlarının da atanmasını, kız ve erkek öğrencilerin ayrı eğitim görmesini, karma okulların kapatılmasını, faizin yasaklanmasını istiyordu.
3- Ne zaman yasadışı ilan edildi?
1948 yılında İngiliz ve Yahudilere yapılan saldırılar nedeniyle Başbakan Muhammed Fethi en-Nukraşi İhvan’ı yasadışı ilan ettikten 20 gün sonra suikasta kurban gitti. Sorumluluğu İhvan üstlendi. 12 Şubat 1949’da Hasan El-Benna Kahire’de halka bir konuşma yaparken öldürüldü. 1950’de İhvan’a konulan yasak kaldırıldı ancak 1952’de Kral Faruk’un yerine geçen Cemal Abdül Nasır İslami yapılanmaya karşı çıktı. 1954’te Nasır’a başarısız suikasttan İhvan sorumlu tutuldu ve 10 bine yakın üyesi tutuklandı ve liderleri Abdülkadir Udeh idam edildi.
4- Hangi ülkelere yayıldı?
1970’te Nasır’ın kalp krizinden ölmesi üzerine yerine geçen Enver Sedat 1976’da kısıtlı da olsa İslami hareketlerin rejimin içinde olmasına imkân sağladı ancak 1981’de ‘İslami Cihat Örgütü’ tarafından suikasta kurban gitti. Yerine geçen Hüsnü Mübarek ‘Ilımlı İslamcılar’a siyaset yolunu açtı. Müslüman Kardeşler hareketi ‘İslam devleti kurma’ hedefiyle diğer Arap ülkelerindeki İslamcı hareketlere örnek olurken Ürdün’de parlamentoya girdi, Suriye’de taraftar buldu, Filistin’de Hamas, Tunus’ta En Nahda hareketi adı altında faaliyet göstermeye başladı.
5- Ne zaman yasallaştı, neler yaşandı?
İhvan, 2011 Tahrir Devrimi ile Hüsnü Mübarek devrilince yasallaştı ve ‘Hürriyet ve Adalet Partisi’ni kurdu. 2012’de partinin aday gösterdiği Muhammed Mursi yüzde 51.73 oyla cumhurbaşkanı seçildi. Halk daha sonra Mursi’nin İslamcı uygulamalarına karşı gösterilere başladı, Müslüman Kardeşler’in Kahire’deki merkezi ‘Mursi’nin otoritesini kullanarak kanun dışı davrandığı’ gerekçe gösterilerek ateşe verildi. Tahrir’de gece gündüz yapılan gösterilerle Mursi’nin istifası istenirken onbinlerce gösterici Rabiatuül Adeviyye Meydanı’nda Mursi’nin Cumhurbaşkanı olarak kalması için eylem düzenledi. Gösterilerde 1000 kadar protestocu yaşamını yitirdi. Ardından Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Sisi komutasındaki Mısır Silahlı Kuvvetleri, hükümet ve eylemcilere verdiği 48 saatlik uzlaşma süresinin dolması üzerine 3 Temmuz 2013’te yönetime el koydu, Mursi tutuklandı. -Muammer ELVEREN