İhtiyacımız kavga değil eser siyaseti

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ilk olarak Yeşilköy’deki Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin açılışına katıldı. Daha sonra Hadımköy’de Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanesi’ni açan Erdoğan, konuşmalarında özetle şunları söyledi:

“Dünyada pek çok ülkenin geçici sahra ve prefabrik hastaneler kurarak çözmeye çalıştığı sorunu, biz çok daha kısa sürede kalıcı hastane inşa ederek aşmayı başardık. Bu hastanelerimizin başka özelliği de var.Herhangi bir hasta buraya uçakla gelip adeta yaya mesafede hastaneye ulaşacağı bir yer. Yurtdışından bir hasta geliyorsa uçakla hastaneye gelecek, tedavisini olacak ve tedaviden sonra da yine uçakla menziline ulaşacaktır. Gerektiğinde yoğun bakım için de kullanılabilecek 1008 yatağıyla bu sağlık kurumları, ülkemizin yüz akı olacaklardır.

ECDADIMIZA LAYIK OLMAK İÇİN ÇALIŞTIK

567’nci yıl dönümünü geride bıraktığımız fetihten bu yana İstanbul’umuza hizmet eden, eser kazandıran ecdadımıza layık olmak için çalıştık. Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’in, rahmetli Menderes’in, merhum Özal’ın yaptığı hizmetlerin kıymeti bu süreçte çok daha iyi ortaya çıktı. Tek parti faşizminin sadece milletimizin değerliğine değil, kalkınmasına, büyümesine vurduğu darbelerin ağır maliyetini de müşahede ettik. Koalisyonlu yılların Türkiye’yi nasıl dibe ittiğinin en çarpıcı ispatı, son 18 yılda elde ettiğimiz kazanımlardır. Türkiye’nin ihtiyacı kavga değil, eser siyasetidir. Milletimizin beklentisi polemik değil, inşa siyasetidir.  15 Temmuz’da yaşadıklarımız göstermiştir ki, artık hiç kimse, milli iradeyi zorla alaşağı edemez. Demokraside ve ekonomide milletimize beklediği hizmetleri sunamayanların vesayet oyunlarıyla iktidar devşirdiği dönemler geride kalmıştır. Her kim demokrasiyi, adaleti, özgürlükleri, güvenliği, dış politikayı, sanatı ileri seviyeye götüreceğine milleti ikna ederse, ülke yönetimi ona teslim edilir... Türkiye’nin önünde demokrasiden ve kalkınmadan başka bir alternatif yoktur.

ATİNA’DA CAMİMİZ YOK

Ecdadımız, fethi sadece toprakların ele geçirilmesi değil, asıl gönüllerin kazanılması olarak görürdü. Son günlerde bazı kendini bilmezler çıkıp, fethi işgal olarak tanımlamaya çalışıyorlar. Fetih, açmaktır. Fetih, gönülleri özellikle kazanmaktır. Ama bunlar bunu bilmezler. Ayasofya, dini bir husumetle yerle yeksan edilmek yerine daha da güzelleştirilerek fetih hakkı olarak Müslümanların hizmetine sunulmuştur. Bakın şu anda Atina’da bir tane camimiz yoktur.”

TÜRKİYE ZORLU DÖNEMLERE ŞERBETLİ

Erdoğan açılışlarda ekonomiyle ilgili de şöyle konuştu: “Salgın döneminde yavaşlayan ekonomik faaliyetlerin dünyanın tüm ülkeleriyle birlikte bize de olumsuz etkileri oldu. Ancak Türkiye bu tür zorlu dönemlere aşina, hatta bir anlamda şerbetli bir ülkedir. İlk çeyrekte Amerika yüzde 4.8, Çin 6.8, Fransa 5.8 daraldı. Türkiye ise ilk çeyrekte yüzde 4.5 oranındaki büyüme ile bu tablodan ayrıştı. Dünya ekonomisinin önde gelen tüm ülkeleri salgın döneminde kayıpları nasıl telafi edebileceklerini henüz bilmiyorlar. Ülkemiz için ikinci çeyrek bir parça sıkıntılı gözükse de, sonrası aydınlıktır. Gelişmeler ve işaretler, salgın sonrası yeniden yapılanacak küresel ekonomide ülkemizin çok avantajlı bir konuma oturacağını gösteriyor. Üretimi tek merkezde toplamanın riskini gören tüm ülkeler ve kurumlar yeni arayışlara girerken, alternatiflerin ilk başında Türkiye geliyor. Sağlık sektöründe de ülkemizin yıldızı parlıyor.”

ZORLU MÜCADELEDE HATA YAPMA LÜKSÜMÜZ YOK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘31 Mayıs Dünya Tütüne Hayır Günü’ dolayısıyla gençlerle video konferansla buluştu. Eğlence mekanları ile nargile içilen yerlerin bir süre daha kapalı kalacağını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: “400 bin insanın hayatına malolan virüse karşı yürüttüğümüz zorlu mücadelede hata yapma lüksümüz yoktur. Sigara içenler, tütün ürünleri kullananlar COVID-19 hastalığından, içmeyenlere göre daha olumsuz etkileniyor... Biz bu sigara müptelası olan vatandaşlarımızı çok seviyoruz. Sigara fiyatlarını arttıralım, belki o zaman bu işten yavaş yavaş kaçarlar diye düşünüyoruz fakat yine de kaçmıyorlar nedense? Ama biz yine vergiyi sigaraya bindireceğiz, böylece de bu yola devam edeceğiz.”