Güncelleme Tarihi:
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, düzenlediği basın toplantısında, kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevkedilmesini değerlendirdi. Ailesiyle birlikte 95 yıllık CHP’li olduğunu kaydeden Erol, "Ben 95 yıllık CHP tarihin aileden ve kökenden gelen bir mensubuyum. Büyük dedemiz CHP'nin ve meclisin ilk milletvekilidir. Biz bugüne kadar 95 yıllık siyasi hayatımızda hiçbir şartta ve koşulda CHP'nin dışında siyaset yapmadık ve düşünmedik. Asla böyle bir arzumuz olmadı. Biz CHP'nin etik değerleri ile yetişen biriyiz. Gençlik kolları genel başkanlığı, en genç il başkanlığı yapan, 2 dönemdir milletvekilimizin olmadığı illerde gidip milletvekili seçilen biriyim. 26. Dönem Tunceli, 27. Dönem ise Elazığ milletvekiliyim. Bir partiye gönül bağı olmak, bir partide olmak sadece üyelikle olmaz. Onun etik değerlerini, geleneklerini, kültürünü, siyasi davranışını benimseyerek olur. Bunlara her zaman sahip çıktım, bundan sonra da devam edeceğim. Daha bir hafta geçmemişken genel merkezimiz seçim sonuçlarını değerlendirmek yerine, Türkiye'nin yeni bir rejime geçişini değerlendirmek yerine yalnızca bir milletvekilinin ihracı için parti meclisi toplanıyor. Toplanmasındaki niyeti, tekelleşen bir genel merkezde siyasetin olduğunu, koltuk adamlığının olduğunu, dava adamlığının olmadığını söylemek istedim" dedi.
"HALK ADAMI OLARAK HALEN ELAZIĞ'DAYIM"
41 yıldır milletvekili seçilmeyen Elazığ'da oyları yüzde 100 artırdıklarını anlatan Erol, "Elazığ'da oy oranımız 19 bindi. Şu anda ise 38 binin üstünde oyumuz var. Ben koltuk adamı değil, dava adamıyım. Eğer koltuk adamı olsaydım bugün genel merkezi yönetenler gibi riski bölgelerde milletvekili olmazdım. Ankara, İstanbul ve İzmir'den yalnızca milletvekili olmanın mücadelesini verirdim. Ben dava adamıyım. CHP'nin değerlerini, Mustafa Kemal Atatürkün değerleri ile bütünleştirmektir. Bu ülkenin yönetimine, Atatürk'ün devlet anlayışını, cumhuriyet anlayışını yerleştirmektir. Ama görüyoruz ki koltuk adamı olanlar bugün Ankara'da ve ben bugün halk adamı olarak halen Elazığ'dayım. Aramızdaki fark bu" diye konuştu.
’KOLTUKLARINI KORUMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY DÜŞÜNMÜYORLAR’
Partinin gerçeklerine ve değerlerine dönmesi gerektiğini ifade eden Erol, yönetime olan eleştirilerini sürdürdü. Erol, "Dokuz dönemdir kaybedilen seçimin sonucuna rağmen eğer insanlar yerini muhafaza ediyorsa ve iki dönemdir milletvekili çıkaramayan bir ilden gidip de milletvekili olunuyorsa bunu herkesin vicdanına sunuyorum. Koltuk adamı kimin olup olmadığını herkes kıyaslamalı. Ayrıca bu parti kendi gerçeklerine ve değerlerine dönmelidir. Muharrem İnce bunun en güzel örneğidir. Geçen dönemde bizim cumhurbaşkanı adayımız Ekmelettin İhsanoğlu MHP'nin milletvekili adayı oldu. Tek aday olmasına rağmen bu oyu bile alamadı. Bu genel merkezin politikasıydı. Ama Muharrem İnce, partinin içinden gençlik kollarından, ilçe başkanlığından, il başkanlığından yetişen gelen bir arkadaşımız. Bugün devşirme siyasetçiliğin ne kadar yanlış olduğunu kanıtlamış bir cumhurbaşkanı adayı olarak Türkiye toplumunda kendini kanıtladı. Biz başka partilerden aday olmuş, listeye girememiş, sonra bu partiye gelmiş genel merkezde yönetici adamlar değiliz. Açıklamalarımda yapmış olduğum bütün söylemlerin arkasında duruyorum" ifadelerini kullandı.
’KAVGA ADAMI DEĞİL, MÜCADELE ADAMIYIZ’
Partinin bu yönetim anlayışıyla ve kadroyla asla iktidar olamayacağını dile getiren Erol, şöyle devam etti:
"İnsanların hayalleriyle, umutlarıyla ve gelecekleriyle oynamayın. Üç, beş belediye başkanını belirlemek için, koltuklarınızı belirlemek için Türkiye'nin yönetiminden elinizi ayağınızı çekemezsiniz. Ben Cumhuriyet Halk Partiliyim. Kimlik kayıtlarında CHP'li olmasam bile ben CHP'liyim. Siz yönetici olduğunuz halde CHPli değilsiniz. Buradan bütün yurttaşlarıma, CHP'ye gönül veren herkese söylüyorum. Elinizi vicdanınıza koyun, bu kararın karşısında direnin. Böyle bir şeyi tanımayın. Olamaz böyle bir şey. 41 yıldır milletvekili seçilemeyen bir ilde siyasi bir değerlendirme yaptığı için bir milletvekili, kendi koltuklarının korkusundan ihraç ediliyorsa, o zaman siz de bence elinizi vicdanınıza koyarak bu süreci değerlendirmeniz düşüncesindeyim. Ayrıca parti meclisinde bu konuyu gündeme getiren, savunan, doğruluğu, iddiasını ortaya koyan bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Biz kavga adamı değiliz. Biz mücadele adamıyız. O korkaklar yarın biz oraya geldiğimizde, biz oraya başı dik gideceğiz ama onların, yarın nerede olduğunu hep birlikte göreceğiz."