Bülent SARIOĞLU/ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 2008 07:54
CHP ve MHP’nin ’İhanet’ eleştirileri ve şiddetli direnişlerine karşın AKP oylarıyla Meclis’ten çıkan Vakıflar Yasası’nı, Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı Hürriyet’e değerlendirdi: "Vallahi ihanet değil, adalet yasası." Yazıcı, iddia edildiği gibi 46 bin değil, sadece 161 vakfın mülkünün iade edileceğini de sözlerine ekledi.
MUHALEFETİN ’İhanet yasası’ eleştirileri arasında Meclis’ten ikinci kez çıkan Vakıflar Yasası’nda 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in 9 itirazından sadece biri karşılık buldu. Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı ise azınlık cemaatlerine mal iadesi konusunda, "Hakkı varsa vereceksiniz. Vallahi bu kanun hakları veriyor. Mülkiyet hakkını ıskalarsanız mülkün temelini yıkarsınız" dedi. Yeni yasanın uygulama boyutunu Hürriyet’e değerlendiren Yazıcı, "Muhalefet yabancı vakıflarla cemaat vakıflarını karıştırıyor. Çoğu bunun farkında değil. Yabancı vakıflarda mütekabiliyet var. Cemaat mallarında ise iade şartları var. Biz doğru olanı yapıyoruz, memnun olanı var, olmayanı var" dedi. Yasayla ilgili bazı soru işaretlerine yanıtlar şöyle:
NE DEĞİŞTİ?
10. Cumhurbaşkanı Sezer, "Cemaat vakıflarının, Vakıflar Meclis’nin kontrolünden uzaklaştırılıp yeni kurulan vakıflara yaklaştırıldığı, Lozan Anlaşması göz önünde tutulmadan cemaat vakıflarına ekonomik ve siyasal güç elde edecekleri biçimde yeni haklar verildiği" eleştirisiyle 9 maddeyi iade etti. Meclis yeni görüşmede iki değişiklik yaptı. Yeni vakıf kuruluşunda, malların onaylanması prosedürü Vakıflar Meclisi’ne bırakılarak yargı devreden çıkarıldı. Bu teknik düzenleme dışında bir de yabancı vakıfların mal edinmesi, Tapu Yasası’nda yabancılara getirilen sınırlara bağlandı.
NELERİ ALACAKLAR
161 cemaat vakfına, 1936 ile 1971 tarihleri arasında ellerinde bulunan 160 mal iade edilecek. Bunlardan 18 tanesi nam-ı mevhum (azizler adına kayıtlı), nam-ı müstear (güvenilir kişiler adına kayıtlı), 28 tanesi Yargıtay’ca tapuları iptal edilen Vakıflar’a geçen mallar, 114’ü de Hazine’de. Yazıcı, "Bunların da iade şartları var. Vakıflar Meclisi karar verecek. 1936 Beyannamesi’nde işlenmiş olacak ve halen tasarruf eden durumunda olmaları lazım" dedi. Üçüncü şahıslara geçen mallar kapsam dışında.
TALEPLERİ NEYDİ?
Cemaat vakıfları, 10 yıl süreyle yönetimi oluşturulamadığı veya cemaati kalmadığı için devlete geçen 59 mazbut vakfın iade edilmesini, ayrıca üçüncü şahıslara geçen mallar da geri almayı istiyor. Türkiye, Fener Rum Erkek Lisesi’yle ilgili davada 910 bin Euro tazminata mahkûm edildi. Yazıcı, "Bunlar pilot davalardı. Belki 200 bin YTL bile etmeyecek mala 910 bin Euro ödedik. 31 dava daha var. Bu kanun bu sorunları tasfiye ediyor" dedi. Cemaat vakıflarının bunların dışında toplam 2 bin 399 taşınmazı bulunuyor. Cemaat Vakıfları, 3 Ağustos 2002 tarihli yasaya dayanarak bin 263 mülk için başvuru yaptı. 365 eser tescilen iade edildi. 898 talep reddedildi. Bu dosyalar da AİHM’e gidebilir.
NEDEN İTİRAZ EDİLMEDİ
Türkiye, AİHM davasında üst daireye itiraz etmedi. Yazıcı, "Davanın konularından biri, devletin ayrımcılık yaptığının hükme bağlanmasıydı. AİHM ayrımcılık talebini kabul etmedi. Temyiz edilmesi halinde Büyük Daire, bütün iddiaları yeniden değerlendirmeye alacaktı" dedi. Yabancı vakıflar açısından mütekabiliyet (karşılıklılık) ilkesi bulunuyor. Cemaat vakıfları, vakıf senetlerinde olmadığından yurtdışında şube açamayacak. Yazıcı, "Anayasa’ya göre bunun için kanun gerekiyor. Yabancı vakıfların temsilcilikleri de kanunlarımıza göre tüzel kişiliğe sahip olmadığından mal alıp satamaz" dedi.
NEDEN 162 OLMAZ?
Türkiye’de Rum Ortodoks, Ermeni ve Yahudi cemaatleri başta olmak üzere 161 azınlık vakfı bulunuyor. Lozan Antlaşması’nda, azınlıkların vakıf kurması hükme bağlandı. 1936’da var olan gayrimüslim vakıflardan beyanname istendi. 1936 Beyannamesi olarak adlandırılan bu kayıtla, azınlıkların kendi belirttikleri mallar vakfiye yerine geçti. Kanunlara göre, bunlar dışında yeni bir cemaat vakfı kurulamıyor. Gayrimüslim vatandaşların Medeni Kanun’a göre herhangi bir Türk vatandaşı gibi vakıf kurmasının önünde ise hiçbir engel bulunmuyor. "Osmanlı zamanındaki 46 bin cemaat vakfının mülki iade edilecek" eleştirisine karşı Yazıcı, "Külliyen yalan. 161 cemaat vakfı, 162 olmayacak" dedi. Yazıcı, "Patrikhane’nin bu kanunla doğrudan bir alakası yoktur. Lozan Antlaşması’nda da normatik düzeyde düzenleniyor. Dolayısıyla onun tüzel kişiliği bize göre yok. Bu kanun hiçbir zaman Patrikhane’yi ekümenik statüsüne getirmez. Patrikhaneye, mal iadesi de söz konusu değil. Patrikhane zaten bir vakıf da değil" dedi.
YUNANİSTAN NASIL YAPTI?
Yunanistan, 8 Şubat’ta çıkardığı Vakıflar Yasası’yla Müslüman azınlık vakıflarının yönetiminde etkinliğini artırdı ve re’sen (kendiliğinden) el koyma yetkisi getirdi. "Lozan’a göre karşılık verelim" taleplerini yanıtlayan Yazıcı, "Mütekabiliyet yabancı ülke vatandaşları arasında olur. Bizim hukukumuzda cemaat vakfı olarak nitelenen vatandaşlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Ayrıca uluslararası hukukta hak ve özgürlük söz konusu olduğunda mütekabiliyet aranmaz. Yani, bir ülkede idam cezası varsa, siz de idam edemezsiniz. Biz, tarihte adalet dağıtan bir milletiz, bunu yapamayız" dedi.
’AB’nin baskısıyla çıkarıldı’
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Onur Öymen, dün kabul edilen Vakıflar Kanunu’nun, Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi olasılığını gündeme aldıklarını açıkladı. Öymen, TBMM’deki basın toplantısında, "Bu yasa, AB’nin önerileri, baskıları üzerine uyum paketine konulmuştur ve AB’nin beklentileri doğrultusunda çıkarılmış bir yasadır. Ve özellikle cemaat vakıfları ön plana çıkartılmıştır" diye konuştu. Öymen, "Cemaat vakıfları konusu Lozan Antlaşması’nda düzenlendi. Dolayısıyla Vakıflar Kanunu’nun doğrudan doğruya Lozan Antlaşması’yla ilgili. Ancak kanunun Lozan’a hiçbir atıf bulunmuyor. Kanunla Lozan’dan bağımsız olarak tek taraflı imtiyazlar tanınıyor. Dolayısıyla biz de kanunu, Anayasa Mahkemesi’ne götürme olasılığını değerlendirmeye aldık, çalışmalarımız devam ediyor" dedi.