Güncelleme Tarihi:
İddiaya göre İranlı ajanlar Mossad temsilcileriyle görüşmelerini Türkiye'de gerçekleştiriyordu. Ankara, İsrail-Türkiye ilişkilerinin en kötü olduğu dönem olan geçen yıl başlarında bu İranlı ajanlardan 10 kadarının kimliklerini Tahran yönetimine bildirdi.
Ignatius'a konuşan konyuya yakın kaynaklar, Türkiye'nin bu hamlesini "önemli" bir istihbarat kaybı ve "İsraillileri tokatlama girişimi" olarak nitelendirdi.
İLK TEPKİ ERDOĞAN'IN DANIŞMANI VARANK'TAN
Ignatius’ın iddialarına Ankara'dan ilk tepki, Başbakan Erdoğan'ın danışmanı Mustafa Varank'tan geldi. Varank, Twitter hesabından yaptığı yorumda, Ignatius'ın yazısını "psikolojik harp" olarak nitelendirdi.
Varank, şu ifadeleri kullandı:
"Ignatius yazısı o kadar tutarsız ki. İstihbarat dünyasında işler anlaşmalarla yürür, 'ummazdı' 'hayal etmezdi'lerle istihbaratçılık mı olur?"
"Sonbahar sıcak geçecekti ya hani? Baktılar olmuyor, hükümetin ve istihbaratın itibarına yönelik uluslararası kampanyaya hız verdiler."
"Hükümete ve istihbarata karşı uluslararası psikolojik harp harekatından önümüzdeki uzun seçim döneminde vazife çıkaranlar mutlaka olacaktır. "
ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİ ETKİLEMEDİ
Ignatius'a göre, ABD'li yetkililer İsrail için çalışan İranlı ajanların kimliklerinin ortaya çıkmasını "talihsiz bir istihbarat kaybı" olarak nitelendirse de doğrudan Türk yetkililere eleştiride bulunmadı.
Aksine Türkiye ile ABD ilişkileri daha da güçlendi. ABD'li yetkililer Türkiye'nin ajanların kimliğini açıklama hamlesinin Mavi Marmara olayına bir yönelik bir misilleme mi yoksa Türk-İsrail ilişkilerindeki gerginliğin bir uzantısı mı olduğunu anlayamadı.
İlk kez Ignatius tarafından ortaya atılan bu iddia eğer doğruysa Tahran ile Batı arasında devam eden İran'ın nükleer programıyla ilgili müzakerelerin perde arkasındaki istihbarat savaşının boyutlarına da ışık tutuyor.
Ignatius yazısında Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'nden bir sözcüye konuyla ilgili ulaştığını ancak bir yorum alamadığını da belirtti.
HAKAN FİDAN TEDİRGİNLİĞİ
Washington Post yazarı, İsrail'in Mavi Marmara olayıyla ilgili özür dilememekteki inadının arkasında da söz konusu olayın olabileceğini öne sürdü.
Ignatius'a konuşan üst düzey İsraillilere göre, özüre rağmen Erdoğan'la gerginlik sürüyor. MİT Müsterşarı Hakan Fidan da Tahran'la yakın ilişkileri nedeniyle İsrail'deki istihbarat kurumları tarafından şüpheli görülüyor.
Hatta yıllar önce İsrailli istihbaratçılar CIA'deki mevkidaşlarına Fidan için, "İran istihbaratının Ankara büro şefi" yakıştırmasını yaptı.
MENDERES DÖNEMİNDEN BERİ
Ignatius yazısında, Türkiye ile İsrail arasındaki istihbarat ilişkisinin temellerinin Ağustos 1958'de dönemin başbakanları David Ben-Gurion ve Adnan Menderes tarafından atıldığını da hatırlatarak şu ifadeleri aktardı:
"ABD'li yetkililer olayın kötü tüccarlıktan ziyade güvensizlikten kaynaklandığını tahmin ediyor. Bir kaynağın ifadeleriyle, Mossad'ın Türkiye'yle 50 yıllık işbirliğinin ardından, Türklerin İsrail ajanlarını düşman bir güce 'pazarlayacağını' hiç ummadıklarını belirtiyorlar."