Iğdır'a kız yurdu

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’in de katıldığı törende konuşan Doğan Gazetecilik İcra Kurulu Başkanı Hanzade Doğan, ‘Baba beni okula gönder’ kampanyasıyla kız çocuklarının çığlıklarına kulak verdiklerini söyledi.

Iğdır’da anne ve babası adına 141 öğrenci kapasiteli Bahriye ve Hadi Üçer Kız Öğrenci Yurdu yaptırmanın mutluluğunu yaşayan GAMA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erol Üçer bir mutluluğu da Ağrı'nın Doğubeyazıt İlçesi'nde yaşadı. İşadamı Üçer'in Sarıkamış Muharebesi'nde 87'nci Alay Komutanı iken şehit düşen dedesi Ali Lütfullah adına 500 bin YTL harcayarak Doğubeyazıt'ta yaptırdığı 3 katlı 100 öğrenci kapasiteli Kız Öğrenci Yurdu’nun açılışında bayram havası esti.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in de katıldığı açılışta Doğan Gazetecilik İcra Kurulu Başkanı Hanzade Doğan, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, Milliyet Gazetesi Yayın Danışmanı Nurcan Akad, İcra Kurulu Üyesi Tijen Mergen ile kampanyanın Proje Koordinatörü Nilgün Yorgancılar ev sahipliği yaptı. Törene AKP Ağrı Milletvekili Naci Arslan, Vali Halil İbrahim Akpınar, Doğubeyazıt Kaymakamı Cemalettin Demircioğlu, Belediye Başkanı DTP’li Mukaddes Kubilay, GAMA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erol Üçer, eşi Mine Üçer, Kamil Koç Otobüsleri A.Ş. Yönetim Kurulu üyeleri Sema Güler, Bertan Sögüt, Feza Kınay, Mesut Kule, Pınar Dağdeviren ve Ceyda Taşdelen, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı.

ÜÇER: ‘KIZLARIN EĞİTİM ÖNEMLİ’

Doğubeyazıt Lisesi ğrencilerinin folklor gösterileri sunduğu açılışta konuşan GAMA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erol Üçer, eğitimin ülkenin en önemli sorunlarından biri olduğunu dile getirdi. Erol Üçer, “Bugün çocuklarımıza yeni bir şansın doğduğu bir günü kutlamak için bir aradayız. Milliyet Gazetesi’nin başlattığı ‘Baba Beni Okula Gönder’ kampanyasından dolayı hepimiz mutluyuz. Hepimiz biliyoruz ki, ülkemizin en büyük sorunlarından birisi eğitim ve özellikle kız çocuklarının eğitimi. Burada eğitim alacak kızlarımızın hayata bakışları fevkalade daha güzel olacak. Kampanyayı yürüten Milliyet Gazetesi yöneticilerine teşekkür ediyorum. Kampanyayla daha pek çok yurtlar yapılmasını ve yeni şanslar yaratılmasını diliyorum” diye konuştu.

DOĞAN: ‘TOPLUMSAL SEFERBERLİK’

Doğan Gazetecilik İcra Kurulu Başkanı Hanzade Doğan ise ‘Baba Beni Okula Gönder’in kampanyadan çok ‘toplumsal bir seferberlik’ olduğunu ifade etti. Doğan şöyle dedi:

“Bundan bir yıl önce Türkiye’de bir milyona yakın kız çocuğunun okula gidemediği gerçeğinin karşısında Milliyet olarak sessiz kalamayacağımıza karar verdik. Toplumunun yarısını eğitimden mahsun bırakan bir ülkenin sakat kalmaya mahkum kalacağı bilimsel olarak da kabul edilmiştir. O gün ağırlıklı olarak kız çocuklarımızın çığlığına kulak verdik ve seferberlik başlattık. Ve de hiçbir zaman buna bir kampanya gözüyle bakmadık. Bu tamamen toplumsal seferberlikti. Tek bir okumayan kız çocuğumuz kalıncaya kadar hep bu seferberliğin arkasında duracağız. Bu yolda bize okurlarımızdan çok büyük destekler geldi. Hayırsever sevgili işadamımız Erol Üçer’in yaptığı sosyal sorumluluk kampanyalarını biliyoruz, bizi de kırmadı. ‘Baba Beni Okula Gönder’ çatısı altında da bu yurdu yaptırdı. Kamil Koç aynı zamanda hobi odalarını yaptırdı. Kendilerine çok teşekkür ediyorum, ümit ediyorum ki, bu yurtta ileride avukat olacak, bilim adamı olacak pırıl pırıl genç kızlar yetişir.”

BAKAN ŞENER: ‘KÜRESELLEŞMENİN NERESİNDEYİZ SORUSUNA CEVAP BULALIM’

Törene katılan Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Abdüllatif Şener, yaptığı konuşmasında özellikle eğitim çağındakilerin küreselleşmenin neresinde sorusuna yanıt bulması gerektiğini bildirdi. Bakan Şener, şöyle konuştu:
“Bugün burada bulunmaktan sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Çok güzel bir girişim. Milliyet Gazetesi’nin ‘Baba Beni Okula Gönder’ kampanyası demeyeceğim, seferberliği münasebetiyle bir aradayız. Yarınlara güçlü olarak ulaşabilmek için, güçlü bir birey olarak yolumuza devam edebilmek için, dünya da olup bitenleri anlamak, iyi yorumlamak ve iyi yönetmek zorundayız. Özellikle son yıllarda artan ve baskısını risklerini ve fırsatlarını yakından hissettiğimiz küreselleşme olgusu karşısında ülke olarak, firmalar olarak sorduğumuz soruları ve aradığımız cevapları yenilemek zorundayız.

Artık eskiden olduğu gibi hiçbir ülke düşmanlarının sayısı arttıkça güçlendiğini ifade edemez. Daha kısa bir süre öncesine kadar yeryüzünün her köşesinde soğuk savaş dönemi kültürünün bir ifadesi olarak ülkeler güçlerini anlatmak için, hep düşmanlarını sayarlardı. Yedi düvele karşı dimdik ayakta olmak güçlü olmanın vazgeçilmez bir cümlesi olarak her köşede, her ülkede kendince bir üslup bulurdu. Ama artık geldiğimiz noktada ülke olarak güçlü olmanın yolu düşmanları artırmaktan değil, dostlukları geliştirmekten ve işbirliği yaptığımız ülkelerin sayısını artırmaktan geçmektedir. O halde ülke olarak küreselleşmenin neresindeyiz, sorusunu sormak ve cevabını doğru almak durumundayız.”

‘DOĞUBEYAZIT’TAKİ ÖĞRENCİ, ABD’DEKİ İLE REKABET EDİYOR’

Doğubeyazıt’taki bir ilköğretim okulunda eğitime başlayan öğrencilerin sadece Türkiye’nin diğer yerlerindeki bir başka okuldaki öğrencilerle rekabet etmediğini söyleyen Şener, “Bu çocuklar ABD’deki, Japonya’daki çocuklarla da rekabet ediyorlar ve gelecekte de hayatlarının öğrenim dönemlerinde de yine onlarla rekabet etmeye devam edeceklerdir. İşte böylesine bir dünyada elbette fiziki imkanların yerinde olduğu, eğitim kalitesinin yükselmiş olduğu bir eğitim programının gençlerimize sunulması ve hazırlanmazı hepimizin görevidir. Hükümet olarak, bakanlar olarak bizimde görevimizdir. Tüm bu çabamız gençlerimizin gelişen dünya şartlarına uygun bir şekilde yetişebilmeleri ve insanımızın güçlü olması içindir” dedi.

DOSTLUK VE KARDEŞLİĞİN ÖNEMİ

12'nci ve 13’üncü yüzyılların tarihimiz açısından çok önemli olduğunu anlatan Şener, bu yüzyılların Ağrı’dan, Kars’tan, Ardahan’dan itibaren Anadolu’nun Müslümanlaştığı, Türkleştiği, vatan haline dönüştüğü dönemler olduğunu söyledi. Şener şöyle devam etti:

“Bu dönemde yaşamış toplum önderlerimize bakın inceleyin, bu dönemlerdeki toplum önderleri hep dostluktan kardeşlikten bahsetmişlerdir. Mevlana o dönemde yaşamıştır, hep dostluktan kardeşlikten bahsetmiştir. Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli o dönemin insanlarıdır, toplum önderleridir ve hep dostluktan kardeşlikten bahsetmişlerdir. ‘Gelin bir olalım, iri olalım, diri olalım’ demiştir. Onun için diyoruz ki, bu ülkenin her zamankinden daha güçlü olmaya ihtiyacı vardır. Tüm bunları birlikte gerçekleştireceğiz. İşte bugün açılışını yaptığımı bu yurt aslında devasa bir yatırım sayılmayabilir. Ancak devlet millet kaynaşmasının bir ifadesi olması açısından ve bir büyük gazetemizin yürüttüğü kampanyayla Türkiye’nin bir ucunda gencecik çocuklarımız için daha uygun eğitim alma koşullarını oluşturma heyecanını buraya taşıdığı için anlamlı ve önemlidir. Bu bakımdan öncelikle Milliyet Gazetesi yöneticilerin ve işadamı Erol Üçer Bey’e katkılarından dolayı teşekkür ediyorum.”