Oluşturulma Tarihi: Haziran 10, 2009 00:00
CHP Lideri Deniz Baykal, dünkü grup toplantısında Başbakan Erdoğan’a şöyle seslendi: "CHP’nin vermesi gereken bir hesap varsa, iktidarsın, savcıları harekete geçir. Sen suç duyurusu yapmıyorsan, senin adına ben yapıyorum. Başbakan’ın açıklamalarını suç duyurusu kabul etsinler. İddialarının arkasında duramazsan namertsin."
Baykal, şunları söyledi:
’Sen’ içtenliğimden
Senin bana ’Sayın’ demenden vazgeçtim. ’Sayın’ demesen de olur. Çünkü Abdullah Öcalan’a da dediği gibi; Sayın Başbakan’ın önüne gelene ’Sayın’ dediğini bildiğim için bana demiş dememiş önemli değil. Başbakan’a, her zaman çelişkiye düşmeden ’Sayın’ demek mümkün değil. ’Hırsızlıkları himaye ediyorsun’ derken nasıl ’Sayın’ denir canım. Ki, Başbakan kendisine ’Sen’ diye hitap etmemi hakaret olarak kabul ediyorsa; bilsin ki bu hitap benim içtenliğimden kaynaklanmaktadır. Hakaret olarak algılamasın. İnsanlara birinci tekil şahısla hitap etmenin bir saygısızlık amacı yoktur. Önemli olan o sözlerin içeriğidir.
En kaba Başbakan
Türkiye Cumhuriyeti’nin gelmiş geçmiş en kaba üslubu olan Başbakan, bugünkü Başbakan Tayyip Erdoğan’dır. Başbakan herkese karşı kabadayı. Yaşlı bir köylüye de, bir kadına da, çocuğa da, çiftçiye de. Üslubu bu başbakanın. Sözlerinin arkasında samimiyet yok.
Kirlendikçe ’AK’a taktı
Başbakan bir de kafayı, ’AKP-Ak Parti’ ayrımına taktı. ’AK Parti diyeceksiniz’ diyor. Demek ki insanın zaman zaman isim takıntıları oluyor. Millet ne derse, der, sana ne? Yoksa bu durum, partinin hızla kirleniyor oluşundan kaynaklanan bir ihtiyaçtan mı ortaya çıkıyor?
Deniz Feneri’nde rahat
Başbakan, ’Deniz Feneri konusunda biz çok rahatız’ diyor. Oysa Başbakan’ın üslup kontrol kaybının altında yatan nedenlerin başında gelmektedir Deniz Feneri. Başbakan rahat, ama millet rahatsız. Peki sen nasıl rahat oluyorsun? Hükümet konuyu savsaklıyor.
Gül, mayını iade etmeli
Sayın Cumhurbaşkanı herkesin, Anayasa’nın cumhurbaşkanı olduğunu göstermeli. Bu mayın kanununu iade etmelidir. Cumhurbaşkanı bunu yaparsa kendini kutlarız. Çankaya gerektiği zaman, iktidar uygulamalarına ’Dur’ diyecek. İşte ’Dur’ denilecek fırsat. Eğer Cumhurbaşkanı bunu yapmazsa Anayasa Mahkemesi’ne gideceğiz. Bu kanun bu maddesiyle yürürlüğe giremeyecektir. Çünkü yanlıştır.
Avrupa’nın tenezzülü
Avrupa Parlamentosu seçimlerde Türkiye düşmanlığı bir siyasi yöntem olarak kullanıldı. Türkiye düşmanlığı ile oy toplanmaya çalışıldı. Buna fırsat verilmiş olması ve en saygıdeğer olması gereken Avrupalı devlet adamlarının buna tenezzül etmesi, bunun demokrasi, insanlık, hoşgörü anlayışına sığdırılmış olması üzüntü ve kaygı vericidir.