İddianameyi Arslan'a fırlattı

Osman Yıldırım yerine oturuken elindeki kitapçığı Alparslan Arslan'a fırlatarak "Şerefsiz" diye bağırdı. Erhan Timuroğlu'nun Osman Yıldırım'ın söylediği gibi durumunu iyi olmadığını, çaycılık yaptığını söylemesi üzerine Osman Yıldırım da, "Şerefsiz, kahpe. 50 milyar liralık arabam vardı" diye bağırdı. Erhan Timuroğlu da, "Ulan diplomalı hırsız. Sus. Bu yaratık beni cezaevinden de defalarca tahrik etti" dedi. Osman Yıldırım, Erhan Timuoğlu'na bağırmaya devam edince mahkeme salonundan çıkarıldı.

OSMAN YILDIRIM'I İLK KEZ BURADA GÖRDÜM

Osman Yıldırım'ın iki gündür devam eden savunmasına, Danıştay davası sanıklarının yanı sıra Ergenekon ana davasının sanıkları da tepki gösterdi. Osman Yıldırım'ın, "Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombaları Muzaffer Tekin verdi" iddialarına ilişkin konuşan Muzaffer Tekin, "Bugün bize fazilet örneği gösteren Osman Yıldırım, gazeteyi bombalattığını söylüyor. Benden bomba aldığını söyleyen Osman Yıldırım'ı hayatımda ilk defa burada gördüm" dedi. Osman Yıldırım'ın emniyet, savcılık, Danıştay davası yargılamasının yapıldığı Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda verdiği ifade ve dilekçelerdeki çelişkileri dile getiren Muzaffer Tekin, "Gayet zeki biri. Hapishanede 'ben bu olaydan nasıl kurtulurum' diye düşünmüş. Televizyondan Ergenekon'u görüp Muzaffer Tekin'i, Doğuş Factoring'i yanyana getirmiş. Osman Yıldırım'a bomba vermedim. Ataşehir'deki toplantıya katılmadım. Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba attırmadım. Danıştay saldırısında prim yapan, rant sağlayan hükümettir. Biz prim sağlamadık. Biz buradayız. Alparslan Arslan Ataşehir'de toplantı olmadığını ifadesi esnasında söylemişti. Ateşehir'de toplantı olmadığı baz istasyon kayıtları ile de ortaya çıkmıştır. Ben niye hükümeti devireyim. Onlar kendi kendine devriliyor. Ben hasmın zayıfına saldırmam" diye konuştu.

Ergenekon ana davası ile birleştirilen Danıştay davası sanıklarından Erhan Timuroğlu ise Osman Yıldırım'ın elinde bir poşetle gelerek Tekin İrşi'ye bombaları verdiğini, Tekin İrşi'nin de korkudan renginin sarardığını söyledi. Osman Yıldırım'ın başörtüsü meselesi olduğunu belirterek bombaların atılması karşılığında Tekin İrşi'ye para vermeyi teklif ettiğini öne süren Erhan Timuroğlu, Yıldırım'ın bombaları atması için İrşi'yi tehdit ettiğini iddia etti. Osman Yıldırım'ın tehditleri karşısında korkan Tekin İrşi'nin akşam Cumhuriyet Gazetesi'ne giderek pimini çekmeden bombayı attığını anlatan Erhan Timuroğlu şunları söyledi:

"Osman Yıldırım bir akrabasını da Tekin İrşi'nin yanında gönderiyor. Osman Yıldırım'ın akrabası Yıldırım'ın yalancı olduğunu söylemesi üzerine Tekin İrşi bombayı atmadan Osman Yıldırım'a geri verdi. Osman Yıldırım da bu bombayı atması için İsmail Sağır'a verdi. Üçüncü bombanın atılmasında ben de vardım. Üçüncü bombanın atılması esnasında Osman Yıldırım da orada gözcüydü. Danıştay davasından yargılanıyorum ama Danıştay'ın ne olduğunu ne işe yaradığını bilmiyorum. Bu tamamen Alprslan Arslan ile Osman Yıldırım arasında paylaşılmış bir şey. Ankara'ya bir iş için gittiğimizi biliyorduk ama ne iş için gittiğimizi bilmiyorduk. Benim bildiklerimle Osman Yıldırım'ın anlattıklarının alakası yok. Arkadaşlarımla ölüme bile giderim. Okumam yazmam yok. Cezaevinde zorlanarak az da olsa öğrendim. Mektup bile yazamıyorum"

Danıştay davası sanıklarından İsmail Sağır da Osman Yıldırım'ın Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği dilekçelerden bugün duruşma salonunda okununca haberi olduğunu belirterek, " 'Çocuklarım var. Üzerime ifade vermeyin' diye bize cezaevinde mektup yazıyor. Kendisi altan altan mahkemeye dilkçe gönderiyor. Bu dilekçelerden hiçbirimizin haberi yok" dedi.

Danıştay davası sanıklarından Tekin İrşi de Osman Yıldırım'ın kendilerine verdiği sözlerin hiçbirini tutmadığını, söylediklerinin hepsinin yalan olduğunu öne sürüdü. Tekin İrşi şunları da söyledi: "Ankara'da nezaretteyken Osman Yıldırım 'Bu davayı Veli Küçük'le ben birleştireceğim. Ne olursa olsun birleştireceğim' dedi. Cumhuriyet Gazetesine giderkende bize 'Bu işi devlet için yapıyoruz. Hiçbir sorun olmayacak. Gazetenin önünde 40 tane polis var. Benim gizli adamlarım var' diyordu. Biz gittiğimizde hiçkimse yoktu."

Duruşma 12 Kasım Perşembe'ye ertelendi.