Saygı ÖZTÜRK Oya ARMUTÇU/ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 14, 2010 00:00
İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın altında ıslak imzası bulunan Albay Dursun Çiçek, hakkında Genelkurmay Askeri Savcılığı’nca hazırlanan iddianamede bütün suç Çiçek’e yüklenirken, komuta kademesinin ve “bilgisi olmadığı” savunuldu.
İddianamede, planın, TSK’ya ait olmadığı, hukuki anlamda belge niteliği taşımadığı bu nedenle de Çiçek yönünden “resmi belgede sahtecilik” suçunun oluşmadığı tespiti yapıldı. Askeri savcılık, 19 Nisan’da Çiçek hakkında, “Görevi kötüye kullanma ve astlık-üstlük münasebetlerini zedeleme, amir ve komutanlara karşı güven hissini yok etmekten” kamu davası açtı. Genelkurmay Askeri Mahkemesi, 30 Nisan’da, ihbarcının kimliğinin araştırılmaması, belge üzerinde Çiçek’in parmak izi incelemesi yaptırılmaması, suçtan zarar görenin kimliğinin yazılmaması, ifadelerin eksik alınması gerekçeleriyle iddianameyi iade etti. Askeri savcılık bu karara 5 Mayıs’ta itiraz etti. İtirazı inceleyen Hava Kuvvetleri Askeri Mahkemesi de 10 Mayıs’ta, itirazı kabul etti.
14 kişi mağdur
Genelkurmay Askeri Savcılığı, Hava Mahkemesi’nin kararına uygun olarak, aralarında Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk’in, Eskişehir İl jandarma Alay Komutanı Albay Recep Gençoğlu’nun da bulunduğu 14 kişi için “mağdur” tespiti yaparak, iddianameyi yeniden düzenledi. Genelkurmay Askeri Savcısı Yavuz Şentürk’ün imzasını taşıyan 12 Mayıs tarihli 53 sayfalık iddianamede Çiçek’in, 6 yıla kadar hapsi istendi. İddianamede, 2007 yılındaki Yüksek Askeri Şûra’da amiralliğe terfi edemeyen Çiçek’in belgeyi Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) zor durumda bırakmak için hazırladığı öne sürüldü. İddianame özetle şöyle: “İrtica ile Mücadele Eylem Planı, başlıklı yazıdaki konularla ilgili çalışma yapması için Çiçek’in sıralı amirleri olan Genelkurmay 2. Başkanı, Harekat başkanı, Bilgi Destek Daire Başkanı’nca herhangi bir emir verilmediği; kendi insiyatifiyle hazırladıkları yazıda belirtilen konularda bir çalışma yapılmadığı; imza bloğundaki imzanın Çiçek’e ait olduğunun belirlenmiş olması karşısında, yazının kendisince hazırlandığının kabulü gerekmiştir.
Erzincan’a geldim
Gizli tanık Efe, Çiçek’i, Erzincan Orduevi’nde Başsavcı (Cihaner) ve birkaç rütbeli subayla gördüğünü belirtmiştir. Gizli tanık Munzur, Çiçek’in, 2009 yılında Erzincan’a geldiğini beyan etmiştir. Ancak, Genelkurmay elektronik giriş çıkış kayıtları, baz istasyonu bilgileri ve orduevinden yapılan araştırmada Çiçek’in iddia edilen günlerde Ankara’da bulunduğu ve hiçbir şekilde Erzincan’a gitmediği anlaşılmıştır. Evrak imha işlemleri ve bilgisayarların silinmesi işlemleri doğru olmakla birlikte bunun suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu oluşturmadığı anlaşılmıştır.” Davanın ilk duruşması 20 Temmuz Salı günü yapılacak.