Güncelleme Tarihi:
Anadolu Ajansı’nın (AA) geçtiği habere göre, gazetenin 17-25 Aralık’tan sonra yayın çizgisini değiştirerek FETÖ kaynaklı haberleri manşetine taşıdığı öne sürüldü. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu’nca yürütülen soruşturma kapsamında gazetenin haberleri, köşe yazıları ve gözaltına alınanların sosyal medya paylaşımlarının incelendiği belirtilerek, gazetenin gerçeği perdeleyip FETÖ’nün amacına uygun hareket ederek iç kargaşa çıkartmaya ve ülkeyi yönetilemez hale getirmeye yönelik haberleri yayımladığı iddia edildi.
Ergenekon soruşturması sürecinde FETÖ’nün gazeteyi hedef aldığı ancak 17-25 Aralık operasyonlarının ardından Ergenekon savcılarının Cumhuriyet gazetesinde yer aldığı ve şüphelilerden Can Dündar ile görüştükleri belirtildi. Yayın çizgisi farklı olan gazetenin bu tarihten sonra FETÖ kaynaklı haberleri manşetine taşıyarak terör örgütlerinin PR’ı (Public Relations-Halkla İlişkiler) anlamına gelecek yayınlar yaptığı öne sürüldü.
FETÖ’nün ‘Fuat Avni’ hesabında yaptığı tüm asılsız ve sahte paylaşımların, Cumhuriyet gazetesi tarafından haberleştirildiği kaydedildi.
FETÖ’nün darbe girişiminde “Yurtta Sulh Konseyi” adını kullandığı belirtilerek, gazetenin de 25 Temmuz’da “Yurtta Savaş, Dünyada Savaş” manşetiyle TSK ve emniyet güçlerinin terörle mücadele operasyonlarını ‘savaş’ olarak yansıttığı aktarıldı.
Yazar Aydın Engin’in 9 Ağustos’taki ‘Hrant’ı da cemaat öldürmüş öyle mi?’ yazısında FETÖ’den ‘cemaat’ diye bahsettiği, Dink cinayetine ilişkin gerçekleri sulandırmaya çalıştığı öne sürüldü.
Hikmet Çetinkaya’nın 31 Ekim 2015’te Zaman gazetesine verdiği röportajda, “40 yıldır izliyorum Gülen hareketi terör örgütü değildir” şeklindeki ifadesiyle FETÖ ile yakınlaştığı ve işbirliği yaptığı iddia edildi.
Can Dündar’ın, “17 Aralık kumpası talimatını veren” eski savcı Celal Kara’yla yaptığı röportajda Kara’dan övgüyle söz edildiği öne sürüldü.
Yazarı Kadri Gürsel’in ise darbe girişiminden 3 gün önce örtülü ya da subliminal mesaj yöntemiyle darbeyi işaret ettiği ileri sürüldü.