İçişleri Bakanlığı: Tedbir almadan olayların merkezine gittin

Güncelleme Tarihi:

İçişleri Bakanlığı: Tedbir almadan olayların merkezine gittin
Oluşturulma Tarihi: Şubat 18, 2015 17:31

GEZİ protestoları esnasında plastik merminin isabet etmesi sonucu sağ gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya’nın, maddi ve manevi tazminat talepli davasına yanıt dilekçesi gönderen İçişleri Bakanlığı, "Her makul insanın alacağı tedbirleri almadan olayların merkezine gittiği açıktır" gerekçesi ile reddini istedi.

Haberin Devamı

Gezi protestolarına katıldığı 11 Temmuz 2013 tarihli gösteri sırasında polisin gaz kapsülünün isabet etmesi sonucu sağ gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya, İstanbul 9. İdare Mahkemesi’ne başvurarak bin TL maddi, 100 bin TL de manevi olmak üzere toplam 101 bin TL’lik tazminat davası açtı.

Sarıkaya’nın açtığı dava dosyasına Ankara İdare Mahkemesi aracılığı ile yanıt yollayan İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği, olay tarihinde Taksim Meydanı’nda meydana gelen yasadışı toplumsal olayda görev yapan kolluk güçlerine şişe, taş ve sert cisimlerle saldırıldığı hatırlatılarak, "Etrafa ve kamu malına zarar verildi. Bunları önlemek amacıyla gösteri yapan guruplara biber gazı ve tazyikli suyla müdahale edilmiştir" denildi.

‘HER MAKUL İNSANIN ALAAĞI TEDBİRLERİ ALMADAN OLAYLARIN MERKEZİNE DOĞRU GİTTİĞİ AÇIKTIR’

Polisin direnişle karşılaşması halinde direnişi kırmak için zor kullanmaya yetkili olduğu belirtilen yanıt dilekçesinde, "İdaremizin olay günü yasaların kendisine yüklediği görevleri yerine getirmeten öte bir eylemi olmamıştır. İdarenin tazmin sorumluluğunun doğması için hizmet kusurunun bulunması, bu eylemden zarar oluşması ve hukuka aykırı bu eylemle meydana gelen zarar arasında direkt bir sebep sonuç ilişkisinin bulunması gereklidir. İdare, ancak olayın meydana gelmesinde hizmet kusurununu bulunması halinde sorumlu olacaktır. Kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması devletin asli görevidir. İdarenin bu görevini yerine getirmek, kamu düzeni ve esenliğini sağlamak üzere kolluk örgünü kurması, gerekli araç ve olanakları sağlaması, yerli önemleri zamanında alması gerektiği açıktır. Tazmin sorumluluğunun doğması, zararın, idarenin ağır hizmet kusuru sonucu meydana gelmiş olması koşuluna bağlı bulunmaktadır. Davacının, aktif olarak eylemcilerin arasında yer alıp güvenlik güçlerine direniş göstermediği kabul edilse dahi, her makul insanın alacağı tedbirleri almadan olayların merkezine doğru gittiği açıktır. Dava dilekçesinde bahsedilen evraklar, davacı tarafın idaremiz eyleminden kaynaklanan bir zararı ortaya koyabilecek nitelikte değildir. Davacının neyle yaralandığı ve sorumluları henüz belirlenmemiştir. Davacının yaralanmasına neyin ve kimin sebep olduğu ve eğer polis memuru sebep olduysa bu memurun görev sınırlarını aşıp aşmadığı, kusurunun bulunup bulunmadığı henüz tespit edilmemiştir. Meydana gelen zarar ile idarenin eylemi arasında kesin bir illiyet bağı kurulamamaktadır" denildi.

DAVANIN REDDİNİ İSTEDİ

Talep edilen bin TL maddi ve 100 bin TL manevi tazminat miktarının da çok yüksek olduğunu savunan İçişleri Bakanlığı, davanın reddini istedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!