Güncelleme Tarihi:
İşte Bakan Soylu'nun açıklamasından satır başları:
Etrafımızdaki coğrafya ateş çemberi. Ya biz olmasaydık. Ya böyle bir sınavla karşı karşıya kalmamış olsaydık. Ya kameraların önünde vicdanımızın bize mecbur ettiği hiçbir değerlendirmenin içinde bulunmadan yaşıyor ve gidiyor olsaydık...İdlib'e her gittiğim de oturduğum her sofrayı sorguluyorum. ''Allah'ım bize bunları verdin de çocuklar ne yapıyor'' diye. Az bir rakamdan bahsetmiyoruz. Bu bölgede 3 milyon 700 bin insan var. Eğer Cumhurbaşkanımız Erdoğan Batı'nın kayığına binseydi Allah muhafaza onların tavsiye ettiklerine uysaydık bu dünyamız da öteki dünyamız da harap olurdu.
Allah ondan razı olsun. Bir yüz akı politika geliştirdi Türkiye oradaki insanilik, oradaki elini uzatma ve inşa ettikleriyle. Biz böyle bir milletin evlatlarıyız. Türkiye'nin Suriye'nin iç savaşının başından beri sürdürdüğü politikanın temelinde inancımız ve medeniyetimizin bize bahşettiği değerler yatıyor. İdlib meselesi bu bize çerçeveleyen göç hadisesinin çok ötesinde trajedi, insanlık dramı ve tehlike barındırmaktadır.
'MAALESEF DÜNYADAN HABERLERİ YOK'
İdlib'in tamamında savaş öncesi 1.5 milyon insan yaşıyordu, bugün bu sayı 3 milyon 800 bin civarında. 2020 Mart başına kadar 3 ayda 960 bin insan savaş yüzünden zorla yerlerinden edilmiştir. 2020 Mart ayı başında ilan edilen ateşkes sonrası az bir kısmı geri döndü. Şu an bir milyon 250 bin sadece kamplardaki çadırlarda yaşam mücadelesi vermektedir.
İkinci bir göç dalgası elbette kapımızın önündedir. Maalesef dünyadan haberleri yok. Size şöyle bir rakam vereyim. Bu bölgede 3.8 milyon insan var. Azez, Mare, Cerablus, El Bab'da 1.5 milyon insan var. Size 2.5 milyon daha getiriyorum İran - Türkiye sınırında Afganistan'da... Hemen sınırımızın yanı başında aşağı yukarı 7 milyonluk göç baskısı ile karşı karşıyayız. Ve bunu Türkiye içerde 5 milyon...
Bu mücadeleyi sonuna kadar yapma konusunda kararlılığımızdan hiçbir santim, milim geri durma söz konusu değildir. Bunu dönem dönem söylerim, bugün de söyleyeceğim. Yarını planlayanlar değil, gün bugündür. Biz bugün güçlü bir şekilde ayakta kalırsak o bildiriyi yayınlayanların aklından Doğu Akdeniz geçmemiştir, cesaret bile etmezler. Bir taraftan şuralara gidip o insanlara elini uzatıp siz bizim kardeşimizsiniz deyip onlarla hiçbir hesabın ve kitabın içerisinde olmadan birbirini sarmalamak bunların akıllarından bile geçmez, hiç geçmemiştir. Çünkü efendilerinin hiçbir zaman öyle bir tarzı olmamıştır. Efendileri sömürmüşlerdir.
'BU ÜLKENİN YAPACAĞI ÇOK İŞ VAR'
Biz hakikaten bugünü güçlü bir şekilde aşarsak gelecek nesillerimize çok güçlü bir Türkiye bırakırız. Ortadoğu'nun durumu ortada. Ellerine düşürdükleri zaman Balkanlar'da neler yaptıkları ortada. Saflarımızı daha çok sıklaştırmamız lazım. daha güçlü olmamız lazım. İhanet gördünüz, darbe, terör, gecelik yüzde 8 binlik faizler gördünüz, bir günde 10 bin kişinin işten çıkarıldığı zaman dilimlerini gördünüz. ABD'den bize parmak sallayanları, değerlerimize yön vermeye çalışanları gördünüz. Bu nesil gördü. Bizden sonraki nesil bunu görmeyebilir. Bütün riskleri alarak gelecek nesillerimize bunları bir daha göstermeyecek Türkiye bırakmaktır. Bizden sonraki nesil bu sizin yaşadığınız tecrübeleri yaşamasın zaten. Bu tehlikelerin farkında olmadan başka bir işin içine düşebilir.
Bu ülkenin yapacağı çok iş var. Bunu birlikte yapmakla mükellefiz. Değil darbe yapmaya kalkmak bunu zihninden geçirenlere bile tarihin en büyük cezasını vermezsek bu millet bize 'sizden bir şey olmaz' desin. Bu tip düşüncelere karşı tüm milletimiz ve herkes sıfır toleranslı olmalıdır. Her türlü rekabeti yapalım. Her darbe bu ülkeye büyük maliyetler getirmiştir. Darbelerin getirdiği verilen tavizlerin oluşturduğu kamburlarla büyüyoruz. Gelecek nesiller endişe etmesin, onlara kambur bırakmayacağız, dümdüz yollar bırakacağız.
Sayın Cumhurbaşkanımız yine liderliğini göstererek siz bunu 50 bin yaparsınız dedi. Biz de soluğu STK'larda aldık. Dedik ki '50 bine çıktı'. Hepsiyle üzerimizdeki yükü paylaştık. 50 bin ulaşılabilir bir hedefti. Şu andaki rakam 60 bini aştı. 30 binden fazla briket ev tamamlandı. Diğerlerinin altyapı çalışmaları, zemininin kötü olduğunu biliyoruz. 35 bin tamamlanan eve 21 bin 615 aile yerleşti. Kalanların yerleşimi de devam ediyor. Bu evler İdlib'in 128 bölgesinde çalışmalar devam ediyor.
'KOMŞUMUZDA GÖZYAŞI VAR... UMURSAMAZLIK BİZE YAKIŞMAZ'
Komşumuz açken tok yatmak bize yakışmaz. Komşumuzda gözyaşı var. Umursamazlık bize yakışmaz. İdlib'deki bu büyük sıkıntı için imkanı olanların katkılarını bekliyoruz. Bangladeş'teki 1500'e yakın ev ve hastane yandı. Cumhurbaşkanımız talimatıyla AFAD, Bakanlıklar sahra hastanesi ile intikal ettiler. Orada Sahra hastanesi kurdular ve hizmete başladılar. Yanan evlerin yapılması için planlamaları yaptılar. İnşallah hemen de başlıyoruz.