Güncelleme Tarihi:
Sabah Gazetesi'nin haberine göre; Yeşilçam'ın unutulmaz görüntü yönetmenlerinden Turgut Ören 87 yaşında kansere yenik düştü. Yeşilçam'da "Baba Turgut" olarak anılan Turgut Ören, görüntü yönetmeni olarak beyazperdeyi araladı. Türkan Şoray'dan Sadri Alışık'a, Filiz Akın'dan Kadir İnanır'a, Ayhan Işık'tan Belgin Doruk'a kadar Yeşilçam'ın ünlü oyuncularının yetişmesinde lakabı gibi babalık yaptı. Kameralarla ilk dostluğu, 1940'lı yıllarda İstanbul Taksim Meydanı'nda seyyar fotoğrafçılık yapmasıyla başladı. Türkiye, o tarihlerde henüz görüntü yönetmeni yetiştirecek okullara sahip değildi. Mesleği kendi çabalarıyla öğrendi. Bu nedenle ona Yeşilçam'da "ustasız usta" diyorlardı. Yönetmenler Atıf Yılmaz, Lütfü Akad'ın ekolündendi. Aralarında "Cibali Karakolu," "Dudaktan Kalbe" ve "Hayatımın Kadını" gibi filmlerin de bulunduğu 88 filme görüntü yönetmeni olarak imza attı. 7 filmin senaryosunu da kendisi yazdı. "Üç Arkadaş" isimli romanı 1958 ve 1971 yıllarında Memduh Ün tarafından beyazperdeye aktarıldı.
ONUR ÖDÜLÜ ALDI
2001'de ise dostları onu unutmadı. Türk sinemasına yaptığı katkılardan dolayı İstanbul Uluslararası Film Festivali'nde "Yaşam Boyu Onur Ödülü"ne layık görüldü. Yönetmenler Derneği eski Genel Başkanı ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde sinema ve senaryo dersleri veren Muzaffer Hiçdurmaz, Turgut Ören'i şöyle anlattı: "Onunla çalışma şerefine eriştim. Gerçekten bir babaydı. Yeşilçam'dan geçen birçok oyuncunun isim yapmasında onun rolü büyüktür. Onlara mesleki başarılarında yol göstermekle kalmaz, her sorunlarıyla da kendi sorunuymuş gibi ilgilenirdi." Ören iki kez evlendi. Birinci eşinden Barış ve Kaya adında iki oğlu oldu. Ayrıldıktan sonra Zihniye Hanım ile tanıştı. Zihniye Hanım 18, Turgut Ören ise 38 yaşındaydı. Bora ve Nazım adında 2 oğlu daha oldu. Zihniye Ören, Turgut Baba'nın aynı zamanda asistanıydı. Ancak, talihsiz kadın düşme sonucu belinden rahatsızlandı. Uzun süre tedavi gördü. Değneklerle yürüyebilen Zihniye Hanım yine de işte Turgut Baba'yı bir an olsun yalnız bırakmadı. Yeşilçam'da hep onun sağ kolu olarak görev aldı.
HANİ AYRILMAYACAKTIK
Turgut Ören 17 Şubat'ta kansere bağlı olarak hayatını kaybetti. Cenazesi önceki gün Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki aile kabristanına defnedildi. Oğlu Bora Ören, "Babam bir efsaneydi. Stüdyolarda büyüdük. Türk sinemasına çok şey kattı. Varı yoğu annemdi. Kanser olduğunu öğrendikten sonra, annem yalnız kalmasın diye onun kaydını özel bakımevine yaptırmış. Son gece, hastane odasında ölmeden önce annemden izin istemiş. 'Zihniye çok ağrım var. Seni özel bir bakımevine yerleştirdim. Ben yokken orada sana iyi bakacaklar. İzin verirsen artık gideyim' demiş. Annem ağlayarak 'Turgut, hani hiç ayrılmayacaktık' deyince, babam 'Çok acı çekiyorum' demiş. Annem de çaresiz 'Peki Turgut, ağrı çekmene dayanamıyorum git o vakit' demiş. Türk filmi gibi birbirlerine veda etmişler" diye konuştu. 65 yaşındaki Zihniye Ören şimdi yaşamını Nezih Özel Bakım Evi'nde sürdürüyor. Nezihe Ören, "Burada çok yalnızım. Tekerlekli sandalyeye mahkûm olarak burada kaldım. Eşim ve ben Yeşilçam'a çok emek verdik. Ama Yeşilçam vefasızmış. Cenazede 15 kişi ya vardı ya yoktu. İçim acıdı" diye konuştu