Güncelleme Tarihi:
Bir önceki yazımda bahsettiğim internet sitesi sahibi olma konusu gerek etrafımdaki tepkiler gerekse okuyucu e-postalarından anladığım kadarıyla oldukça ilgi çekti. Bu hafta bu konu üzerine bazı düşüncelerimi açıklayıp olayı bir adım daha öteye taşımayı düşünüyorum.
Diyelim ki bir internet siteniz ya da güzel bir fikriniz var. Ama bunu nasıl hayata geçirebileceğiniz konusunda net bilgiye sahip değilsiniz. Ya da güzel fikirleriniz de var ama hayata geçirme konusunda sıkıntılar yaşıyorsunuz.
İlk önce unutulmaması gereken önemli bir konu var: Çalışmak, çalışmak ve yine çalışmak. Çalışmadan kazanmak mümkün olmadığı gibi internet gibi bir ortamda tembellik yaparak bir yere gelemezsiniz. Bu gerçeği aklınızın bir köşesine kazımanız gerekir.
Çok çalışmayı ve sitenizi güncel tutup, içeriği geliştirmeyi hedefliyorsunuz. Unutmayın bu kolay bir süreç olmayacaktır. FaceBook’u yeniden icad bile etseniz tanınma ve duyulma süreciniz için en az 1 yıla ihtiyacınız var. Türkiye gibi internetin henüz emekleme döneminde olduğu bir ülkede bu rakam 2-3 yıla kadar çıkabilir (bu ülkede 10 yıldır online olup da ancak bilinir seviyeye gelen siteler biliyorum). Bu bakımdan aceleci olmamak en önemli kural. Sabırla ve sebatla yaklaşmak gerekiyor.
İçerik konusunda da iki tip seçeneğiniz var: Birinci seçeneğiniz içeriğin editörler tarafından (belli sayıda ve genelde 3-5 kişi) güncellendiği bir site kurmak. İkinci seçenek ise içeriğin tamamen kullanıcıya bırakıldığı bir site kurmak. Açık konuşmak gerekirse ikinci örnekte şansınız daha fazla. Çünkü editörlerin içerik sağladığı bir siteyi kurmak belli maliyetleri gözden çıkarmakla oluyor. Bu da herkesin başarabileceği bir şey değil.
İçeriği hallettiniz ve düzenli olarak güncellediğiniz bir siteniz var. ‘Bu değirmene su lazım’ olduğundan madi kaynakları da araştırmanız gerekiyor. Ülkemizde internet mecrası henüz emekleme aşamasında olduğundan banner ve benzeri yollardan gelir elde etmek birincil hedefiniz olmamalı (yapabiliyorsanız ne ala ama biraz zor). En kolay ve hızlı para kazanma yöntemi Google Adsense. Arama motoru Google tarafından verilen bu hizmette sitenizin belli yerlerine Google’ın müşterilerinin reklamlarını alabiliyorsunuz. Bunu abartmayın kullanıcıyı sıkabilirsiniz. Tadında bırakmak kaydıyla en azından hosting giderlerini karşılayacak kadar para kazanmanız mümkün (belli bir hit sayısına ulaştıktan sonra).
Bir internet sitesi ayakta tutan şey kullanıcıdır. Okuyucusu ya da takipçisi olmayan site belli bir zaman sonra amacından uzaklaşır ve ilgi çekemez hale gelir. Okuyucu çekmenin en önemli yolu ise güncellemedir. Sıklıkla güncellenen bir site okuyucunun ilgisini çeker. Eğer siteniz kullanıcılar tarafından oluşturulan bir siteyse 2-3 yılda bir yapacağınız tasarım güncellemeleri işe yarayabilir.
Sitenizi güncellerken sağdan soldan araklanan bilgiler, bire bir aynı yurtdışı çevirileri ve gereksiz bilgileri doldurup da kullanıcılarınızı kandırmaya çalışmayın. Kendinizi onların yerine koyun ve düzgün bir içerik sağlamaya gayret edin. Laf olsun diye iş yapmadan günceli takip edin.
İnternet ortamı gerçekten demokratik ve herkese eşit şans tanıyan (belli şartlar dahilinde) bir mecra. Cebinizde 10 bin YTL olması ile 10 YTL olması arasında fazla bir fark bulunmuyor. Bazen 10 bin YTL sermaye ile kurulan bir site 10 YTL ile kurulan karşısında aciz kalabiliyor.
Bu sebeple kaliteli bir şey yapmak için ille de milyon YTL’ye ihtiyaç olmadığını unutmayın. Elbette parayla çok şey yapılabilir ama çoğu zaman fikir daha değerlidir.
Son olarak yaptığınız işe güvenmek en önemli ilkelerinizden biri olsun. Google, FaceBook, YouTube gibi siteler ilk kurulduğunda alay edenler ve ‘ne gerek var’ diyenler oldu. Ama bu sitelerin her biri şimdi milyar dolar mertebesinde değerlere sahip. Kurucularının çoğu öğrenci olan bu siteler günlük milyonlarca hit alan devasa ağlara dönüşmüş durumdalar.