Güncelleme Tarihi:
Suriye'de bir kara operasyonunun gündemde olup olmadığı sorusu için Sözcü Kalın, "Sayın Cumhurbaşkanımız birçok kere şunu ifade etti. Havadan bombalamakla olmaz. Tek başına bu yeterli olmaz ve yaşananlar da bunun ne kadar doğru olduğunu gösteriyor aslında yakın zamanda. Tabi biz 'Peki karadan ne yapılmalı?' sorusuna da açık, net bir cevap verdik. Bizim dediğimiz, 'Türk askeri Suriye'ye girsin, Amerikan askeri veya Suudi askeri girsin karadan, operasyon, oralar işgal edilsin' böyle bir şey biz hiçbir zaman söylemedik'. Orada zaten hem rejime karşı hem DAİŞ'e karşı savaşan Suriyeli muhalifler var" ifadelerini kullandı.
'RUSLAR DEVREYE GİRİNCE BU İŞ DAHA DA ZORA GİRMİŞ OLDU'
Türkiye'nin havadan güvenlik sağlanması durumunda muhaliflere destek için bir koridor açılması fikrine sıcak bakıp bakmadığı sorulan Kalın, "Hayır, şimdi bize Amerikalıların söylediği, 'No fly zone' yani uçuşa yasak bölgenin bir takım komplikasyonları var ki bunu geçen sene Ruslar bombardımanlara başlamadan önce söylüyorlardı. O zaman Rus hava hakimiyeti de yoktu bölgede. 'Nedir bu komplikasyonlar?' dediğimizde, 'Bunu kim uygulayacak, nasıl yapacağız?' gibi. Tabi o zaman Ruslar devreye girince bu iş daha da zora girmiş oldu. Fakat o zaman yapılsaydı bu, bakın şimdi Sayın Merkel şimdi bunu dillendirmeye başladı. 'Evet, özellikle mülteciler bağlamında bir güvenli bölge kurulsa iyi olur, mülteci akımını bir miktar da olsa sınırlandırmış oluruz' diyor. Bizim söylediğimiz de buydu baştan beri. Yani orada mültecilere, Suriyeli sivillere yönelik bir güvenli bölge oluşturulması. Bunlar geciktikçe, Suriye savaşı da karmaşık hale geldikçe, bu ne yapıyor, herkes için maliyet üretiyor. Suriye halkı için de bizim için de bölge ülkeleri için de" diye konuştu.
'BİZİM TEMEL SORUNUMUZ ORADAKİ YPG GİBİ TERÖR ÖRGÜTLERİDİR'
ABD'nin 'bölgedeki topçu ateşine son verme' çağrısı ve Türkiye'nin bu çağrıya yönelik cevabı sorulan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Bu konuda biz pozisyonumuzu açık bir şekilde ifade ettik. Biz topçu atışına niye başladık? TSK, angajman kuralları içerisinde karşılık veriyor. Bu konuda herhangi bir geri adım söz konusu değil. Biz ulusal güvenliğimizin gerektirdiği tedbirleri orada alırız. Bundan sonra da almaya devam ederiz. Şimdi burada arada bir de Münih Anlaşması yapıldı ve bunun uygulanması bekleniyor.
Farklı tarihler verildi. Dün dendi, bugün dendi, şimdi pazartesi deniyor. Yani bu çatışmaların durdurulması meselesi. Şimdi bizim kendi ulusal güvenliğimize yönelik aldığımız tedbirler, bununla doğrudan ilgili değil. Rusya'nın hava bombardımanı, Esed rejiminin saldırıları, bütün bunlarla ilgili bir konu. Fakat bunun bile uygulanmadığını şu anda görüyoruz. An itibariyle birlikte hala Rus uçakları bombalamaya devam ediyor, Esed güçleri karadan saldırmaya devam ediyor. Şimdi önce bunun bir netleştirilmesi lazım. Biz zaten söyledik, Cumhurbaşkanımız da bunu açıkça ifade etti.
Biz burada herhangi bir grubu hedef alıyor değiliz. Hele ki bunu Suriye Kürtlerine karşı bir hamle gibi lanse etmeye çalışanlar var. Bir kere bu asla kabul edilemez. Yani bizim oradaki temel sorunumuz, oradaki YPG gibi terör örgütleridir. Suriye Kürtleriyle bir sorunumuz yok. Olsaydı Cumhurbaşkanımız 2011'de Suriye Kürtlerinin kimlik meselesini, siyasi haklarının tanınması meselesini gündeme getirmezdi. Bizim Suriye Kürtleriyle bir sorunumuz olsaydı, Kobani hadiseleri yaşanırken 200 bine yakın Kobaniliyi biz 3 gün içerisinde Türkiye'ye almazdık. Dolayısıyla bu PYD, YPG, PKK çevrelerinin yürüttüğü ideolojik bir propaganda. Tabi batı basın kuruluşlarının bu propagandayı satın alıp, oradan Türkiye üzerine yüklenmeleri de hakikaten ayrı bir ahlaki sorun"
'BİZİM DURUŞUMUZ ÇOK NET VE TAVİZSİZ'
Ankara'da 28 kişinin hayatını kaybettiği saldırının, ABD'nin PYD'ye karşı bakışına nasıl etki ettiğinin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Barack Obama arasında gerçekleşen telefon görüşmesinde buna yönelik bir sinyal alınıp alınmadığının sorulması üzerine Kalın, şöyle konuştu: "Elbette, bunu Cumhurbaşkanımız da uzun uzun anlattı. Sayın Obama da bu konudaki endişelerimizi anladığını ve bu çerçevede hareket edeceklerini ifade etti ki zaten YPG'ye de bir çağrı yapılmasının temel sebeplerinden bir tanesi o. O konuda bizim duruşumuz çok net ve tavizsiz. Fakat Amerikan yönetiminin şöyle bir çıkmazı var.
Şimdi DAİŞ ile mücadeleyi siz YPG'yi desteklemek üzerine inşa ettiğinizde bu kadar daralttığınız zaman fotoğrafın bütününü kaybediyorsunuz. Şu anda DAİŞ'e karşı mücadele devam ediyor, Esed rejimiyle mücadele devam ediyor. Bütün bunların üzerine bir de Rusya'nın büyük bir askeri yığınağı var o bölgede. Bütün bunlar arasındaki ilişkileri, bağlantıları göz ardı edip sadece 'Ben YPG'ye silah göndereyim, onlar da şunu, bunu yapsın' dediğiniz zaman burada stratejik fotoğrafın tamamını görememiş olursunuz"
'TÜRKİYE'NİN ORTAYA KOYDUĞU YAKLAŞIM ONLARI RAHATSIZ EDİYOR'
PYD'nin Ankara'daki eylemi neden Türkiye'nin başkentinde ve çok iyi korunan bir bölgede yaptığı konusundaki yorumu sorulan Kalın, "İlginçtir, PKK terör örgütünün kendi network'ü içinde yapılan tartışmalara baktığınız zaman 'Misilleme olmuş olabilir' gibi ifadeler kullanıyorlar. Neye misilleme? Güneydoğu'daki operasyonlara, Suriye içindeki operasyonlara yönelik bir misilleme olmuş olabilir, açıklamaları yapılıyor. Bizim açımızdan çok net. Bu terör örgütü hedeflerine ancak terör yöntemleriyle ulaşabileceğini düşünüyor.
Türkiye devletini, toplumunu, milletini korkutarak kendi alan açacağını zannediyor. Bu PKK'nın 30 yıllık tipik taktiğidir. PKK'ya yönelik operasyonlarla ilgili olabilir. Çünkü bunlar organik bağı olan örgütler. Burada kolektif hareket etmiş olabilirler. Bunları amaçlıyor olabilirler. Türkiye'nin ortaya koyduğu yaklaşım onları rahatsız ediyor" ifadelerini kullandı.
'ÖNCE ÇATIŞMALARIN DURDURULMASI LAZIM'
Suriye'ye kara operasyonu ihtimali üzerinden 'Türkiye savaşa girecek' iddialarının sorulması üzerine Sözcü Kalın, "Biz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra uluslararası koalisyonla beraber hareket etme konusunda kararlıyız. Koalisyonun ortaya koyacağı bir eylem planı olursa bununla ilgili değerlendirilir.
Ama orada biz kendi ulusal çıkarlarımızı önceleyerek bunun kararını veririz. Şu anda çok somutlaşmış, yarın hemen böyle bir operasyon hayata geçirilecek, böyle bir şey henüz söz konusu değil. Önce Münih Anlaşması çerçevesinde çatışmaların durdurulması lazım. O tabloyu net bir şekilde gördükten sonra diğer alternatifler üzerinde net şekilde konuşabiliriz" diye konuştu.