Güncelleme Tarihi:
Bardakoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, 25-28 Şubat tarihleri arasında Antalya'da düzenlenen İl Müftüleri Toplantısı'nın sonuç bildirgesini açıkladı.
Toplantıda İslam dünyasını rahatsız eden karikatürlerin de gündeme geldiğini ifade eden Bardakoğlu, bu yayınların ifade ve basın özgürlüğüyle açıklanmasının mümkün olmadığını söyledi. Bu konuda tepki gösterilmesinin doğal olduğunu kaydeden Bardakoğlu, ancak tepkilerin ”meşru ve makul zeminde gösterilmesi” gerektiğini belirtti.
Ali Bardakoğlu, Irak'ta meydana gelen mezhep çatışmalarını da kaygı verici bulduklarını ifade ederek, “Irak'taki bu şiddet ve kargaşa ortamının bugünlerde yüzyıllardır görülmeyen bir mezhep çatışmasına dönüşmesi, tek Allah'a, aynı peygambere, aynı kitaba inanan, aynı kıbleye yönelen insanların birbirini yok etmeye, birbirlerinin mabetlerine saldırmaya başlaması, bu endişelerimizi daha da derinleştirmiştir” dedi. Bardakoğlu, gerek karikatür krizi, gerekse Irak'ta yaşananların toplumların ruh hallerinin bozulmasından ileri geldiğine inandıklarını söyledi.
TRABZON'DA ÖLDÜRÜLEN HIRİSTİYAN DİN ADAMI
İl Müftüleri Toplantısı'nda Trabzon'da bir Hıristiyan din adamının öldürülmesi konusunun da gündeme geldiğini belirten Bardakoğlu, bu kişinin öldürülmesini kınadıklarını ve kesinlikle tasvip etmediklerini bildirdi.
İnanç ve vicdan özgürlüğünün bütün dinlerin mensupları için önem taşıdığını vurgulayan Bardakoğlu, “Ancak, tarih boyunca bir çok örnekte görüldüğü gibi dini tanıtma ve yayma faaliyeti, arkasında siyasi amaçlar, uluslararası stratejiler ve yayılmacılık amaçları bulunduğunda salt bir din ve inanç özgürlüğü kullanımı olarak değerlendirilmemelidir” diye konuştu.
“ALEVİLİK İSLAM'IN İÇİNDEDİR”
Bardakoğlu, son günlerde İslam'daki farklı inanç ve uygulamalar konusunun da sık sık gündeme taşındığını anımsatarak, “Alevilik, İslam'ın içindedir. Hiç kimse onu İslam'ın dışında farklı bir din ve inanç olarak göstermeye kalkmamalıdır” dedi.
Bin yıllık İslam tarihinin sözlü ve yazılı geleneğinin bunun açık şahidi olduğunu kaydeden Ali Bardakoğlu, “Farklı uygulama ve inançları, farklı dinler gibi sunmak, algılamak ve tanıtmak, bu inanca sahip olanlara saygısızlıktır” şeklinde konuştu.
Kur'an-ı Kerim'in tefsiri konusundaki tartışmalara da değinen Bardakoğlu, bu tefsir yapılırken yeri geldikçe İncil ve Tevrat'ın ilgili bölümlerinden alıntı yapılıp tarihi bilgiler verilmesinin İslamiyet'in ortaya çıkışından beri varolan bir uygulama olduğunu hatırlattı.
Tefsirlerde ayetler açıklanıp yorumlanırken diğer kutsal metinlerde ve dini geleneklerde yer alan bilgilerin verildiğine işaret eden Bardakoğlu, ancak bu metodun Kur'an-ı Kerim meallerinde tatbik edilmesi ve Tevrat ile İncil'den yapılan alıntıların bir değerlendirme yapılmadan meal peşine sıralanmasının yanlış anlama ve yorumlara yol açabilecek bir usul olduğunu kaydetti.
“ALTERNATİF İBADET KİMSEYE YARAR SAĞLAMAZ”
İnsan ve kadın haklarına büyük önem verdiklerini de dile getiren Bardakoğlu, töre cinayetleri, aile içi şiddet ve kız çocuklarına karşı ayrımcılığın kesinlikle kabul edilemeyeceğini belirtti.
Bardakoğlu, zaman zaman medyada gündeme getirilen dini yorumlara da işaret ederek, gerçek ihtiyaçlardan kaynaklanmayan bazı konuların gündeme taşındığını söyledi. Bu konular arasında “alternatif ibadet şekillerinin” de yer aldığını belirten Bardakoğlu, “Alternatif ibadet şekilleri, kimseye yarar sağlamaz” dedi.
Bardakoğlu, dinin iki temel kaynağı olan Kur'an-ı Kerim ile peygamberin sünnetinde belirtilmiş, peygamberin uygulamaları ile şekil ve muhteva kazanmış ibadetlerin şekil ve kuralları üzerinde tartışmanın ve bu çerçeve dışında alternatif üretmenin, dinen kabul edilebilir ve doğru olmadığını söyledi. Bardakoğlu, şöyle konuştu:"İbadetlerde kadınların başlarını örtmeleri dini bir zorunluluk olduğundan bunun tartışılamaz bir vecibe olduğunu biliyoruz. Bu konuda tartışmaları da anlamlı bulmuyoruz ve gerçek bir ihtiyacın ürünü olarak da görmüyoruz. Dinimizin anlatılıp kavratılmasında belli bir bilimsel metodolojiye ve dinin ana kaynaklarına bağlı olmayı önemsiyoruz. Öyle olduğu için de yetişkin Müslüman kadınların, baş örtmenin 14 asırlık dini uygulama ve anlayışıyla alakalı, dini bir gereklilik olduğuna inandıkları için başlarını örttüklerini biliyoruz. Bu konuda farklı görüşler bulunabilir. Ama dini vecibenin net görüntüsünü değiştirecek yoğunlukta değildir.”
Dini konuların gündeme gelişinde basının da duyarlılık göstermesi gerektiğini vurgulayan Bardakoğlu, “Dini konuları magazin üslubunun dışında tutalım” dedi.