Güncelleme Tarihi:
KASAPLIK DEĞİLDİR
“İnanan için bir yaşam tarzı olan Kurban Bayramı’na sadece et bayramı demek büyük yanlış olur. Bütün ibadetlerde yüce Rabbimizin bize öğretmek istediği gaye, ona yakın bir hayat yaşamaktır. Kurban bayramının bir özelliği de kestiğimiz kurbanlarla miskin (aciz) mahrum, yoksul, mağdur insanlara ulaşmak ve paylaşmaktır. Onlarla kurduğumuz yakınlık bizi Rabbimize yakınlaştırıyor. Kurban hayvan kesmek ya da kasaplık değildir. Kurban arkasında yüce manaların olduğu bir ibadettir.
KURAN’DA İKAZLAR VAR
İbadetlerimizi yeniden bir iç muhasebesinden geçirmemiz gerekiyor. İslam coğrafyasında olup bitenleri izlerken her birimizin şu soruyu kendimize sormamız gerekiyor. Madem hayatımız kurban kavramı yani Allah’a yakın olmak üzerine kurulmuş, neden biz Rabbimize yakınlaştırmıyor? Neden bizi birbirimizden uzaklaştırıyor? Kitabı mukaddesin bir bölümü var. Orada ‘Hak sular gibi, adalet kuvvetli çağlayanlar gibi akmadıkça ben sizin kurbanlarınıza, bayramlarınıza bakmam’ der. Kuran’da, samimiyet olmadıkça ibadetlerin bizi birbirimizden uzaklaştıracağına dair ikazlar bulunuyor.
EZİDİLERE DE VERECEĞİZ
Bu sene 7 kıtada, 90’ı aşkın ülkede, 500’ü aşkın noktada milletimizin hayır elini 5 bin kişi ile taşıyacağız. Öyle yerler var ki oralarda kurban etleri dağıtılırken pişirmeyi bekleyemeyecek kadar aç olan ve çiğ çiğ yiyen insanlar bulunuyor. Sadece Müslümanlara değil, örneğin Ezidilere de vereceğiz. Kimseyi dışarıda tutmayacağız.
VAKIFLARA ‘GAYE’ UYARISI
Hiç istisna yapmadan tüm vakıflara ve sivil toplum kuruluşlarına sesleniyorum. En büyük tehlike, bizzat kendilerinin gayeye dönüşmeleridir. Bu müesseselerin başındaki insanlar gaye değildir. Gaye iyiliktir. Biz insanlara iyilik yapmak yerine taraftar toplamaya başladığımız gün, cenabı hak bizim üzerimizden bütün rahmetini alır. Diyanet Vakfı gelen eleştiriler üzerine bir sene önce aldığı bir kararla yaptığı bütün etkinlikleri bütçesini kuruş kuruş web sayfasına koydu.”