Hz. Muhammed’in 29 günlük ayrılığı

Güncelleme Tarihi:

Hz. Muhammed’in 29 günlük ayrılığı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2010 00:42

Haberin Devamı

HZ. Ömer’in, Mescid-i Nebî’nin hazine odasında kalmakta olan Hz. Muhammed’i ziyaret ettiğinde gördükleri özetle şöyledir:
İnce bir hasır ve arpa
“Hz. Muhammed örtüsüne sarınmış, ince bir hasırın üzerinde yatmaktadır. Bir kap ve yenmek için ayrılmış bir avuç arpa bulunmaktadır, duvarda ise tabakalanmış bir deri. Tüm bunlardan başka ne bir eşya ne de bir giysi.”
‘Onlar kral ben peygamber’
Hz. Ömer, “Kayser ve Kisra zenginlikler içinde yaşarken, sen?” diye sorar. Hz. Muhammed, “Onlar kral, ben peygamberim. Bir kulun oturduğu gibi oturur, yediği gibi yerim” karşılığını verir. Bu sohbet, “Hz. Muhammed’in yoksulluğu” tartışmalarıyla ilgili en önemli kıssalardan biri olarak, İslam tarihindeki yerini alır. Hz. Muhammed’in, eşleriyle değil de hazine odasında kalmasının nedeni “Hz. Ömer’in gördükleri” ile ilgilidir; yoksullukla.
Eşler arasında kıskançlık
Eşler arasındaki kıskançlık ve Hz. Muhammed’den arkası kesilmeyen istekleri, Hz. Muhammed’in bir süreliğine onları terk etmesine neden oldu. Özellikle süs eşyaları, daha güzel giysiler, evlerinin yenilenmesi vb. istekler, eşlerin arasındaki çekişmeyle birlikte daha da arttı.
Hazine odasına taşındı
Eşler, isteklerinin karşılanmasında zorlanan Hz. Muhammed’e karşı zaman zaman kırıcı da olmaya başladı. Gün geldi Hz. Muhammed’in sabrı taştı, onlardan ayrıldı ve hazine odasında yaşamaya başladı. Bu ayrılık, Medineliler arasında “Eşlerini boşadı” fısıltılarına neden oldu. Hz. Muhammed’in yoksulluktan yana tercihiyle eşlerinin istekleri arasındaki çaresizliği, Azhab Suresi’nin 28-30’uncu ayetleriyle çözüldü:
‘Sizi bırakayım’
“Ey Peygamber! Hanımlarına de ki, ‘Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size mut’a vereyim ve sizi güzelce bırakayım. Eğer Allah’ı, Resülünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilin ki Allah içinizden iyilik yapanlara büyük bir mükafat hazırlamıştır...’”
29 gün ayrı kaldı
Vahyin ardından, Hz. Muhammed eşlerinin yanına döndü; ilk ziyaret ettiği Hz. Ayşe oldu. Rivayettir ki eşini karşısında gören Ayşe, sitem ve sevincin karışıklılığıyla “29 gün oldu” dedi. “Nereden biliyorsun?” sorusuna, Ayşe, “Her gün sayıyorum” karşılığını verdi. Kısa sohbetin ardından Hz. Muhammed, vahyolunan ayetleri okudu; “Tercihin nedir?” diye sordu. Hz. Ayşe, tercihini “yoksul bir hayatı eşiyle paylaşmaktan yana” yaptı. Diğer eşlerin tercihi de “yoksulluk” oldu.
Mirası ve 7 dirhem
Hz. Muhammed, 632 yılında öldüğünde miras olarak nakit para bırakmadı; son 7 dirheminin fakirlere bağışlanmasını emretti. Hayvanlarının, bazı ev eşyalarının ve ayakkabılarının Hz. Ali’nin ailesine verildiği belirtilir; hırkası, kılıcı ve yüzüğü devlete kaldı. Arazileri devlete vakfedildi. Mescid-i Nebî’deki eşlerinin odaları da onların kullanımına bırakıldı.
Ebu’l Kasım dedi ki
Ki Hz. Muhammed küçük yaşta ölen oğlu Kasım nedeniyle “Ebu’l Kasım” künyesiyle de anılır. Ebuzer’den rivayet edilen hadislerin pek çoğu da bu künyeye atıfla “Dostum Ebu’l Kasım” diye başlar. Ebuzer’in dostunun dediklerinden biri, bu yazıya son bölüm olsun: “Dostum Ebu’l-Kasım dedi ki: ‘Bir sürüye salınan iki aç kurdun sürüye verdiği zarar, kişinin mal hırsıyla dinine verdiği zarardan daha fazla değildir.’

Surelere isim veren ayetler

Haberin Devamı

ZUHRUF SURESİ:
Mushaftaki 43’üncü, iniş sırasına göre ise 63’üncü olan sure ismini, sözlükte “süs” mânasına gelen, süslenmede vazgeçilmez bir araç olduğu için altın manasında da kullanılan zuhruf kelimesinden almıştır: “Eğer insanlar tek tip bir topluluk haline gelecek olmasaydı Rahman’ı inkâr edenlerin evlerine (her biri) gümüşten tavan, yukarı çıkmak için kullanacakları merdivenler, evleri için kapılar, üzerlerinde yaslanıp istirahat edecekleri koltuklar yapar, altınla da süslerdik. Ama bunların hepsi dünya hayatına ait geçici faydalardan ibarettir, ahiret ise rabbinin katında takva sahiplerine mahsustur. (33-35)”

Soralım öğrenelim

Nihat HATİPOĞLU

Haberin Devamı

1. Gusül abdestini gerektiren durumları belirtebilir misiniz?
EMRE OLGUN / SİİRT
Gusülü gerektiren haller genellikle kadın ve erkeklerde ‘cünüplük’ veya kadınlardaki kadın hastalığı hallerinden birine yakalanma durumudur.
Bunları şöyle sıralayabiliriz:
a) Uykuda veya uyanıkken erkek veya kadının tam bir şehvetle orgazm olma halidir.
b) Karı ve kocanın cinsel birleşme hali.
c) Kadınlarda görünen adet ve lohusalık halinin sona ermesidir.
2. Salli ve Barik duası ne demektir?
PINAR ALPMAN / MUĞLA
Salli ve barik duası; Hz. Peygambere, ehli beytine ve Hz. İbrahim’e dua etmek anlamına gelir. Bu salli ve barikin anlamı şudur: “Allah’ım! Muhammed’e (s.a.v) ve Muhammed’in ümmetine rahmet eyle. Şerefini yücelt. İbrahim’e ve İbrahim’in ümmetine rahmet ettiğin gibi, şüphesiz övülmeye layık Sensin. Şan ve şeref sahibi de ancak Sensin. Bu dualar Ettehıyyatu’nun sonunda okunur. Bunun dışında da okunması sevaptır.
3. Namaz çok mu önemli?
İDİL AVCIGİL / İSTANBUL
Elbette çok önemlidir. İslam’ın beş temel esasından birisidir. Hz. Peygamber ‘namaz dinin direğidir’ buyurmuştur. Başka hadisinde ise ‘namaz gözümün nurudur’ buyurmuştur.  Kul ahirette namaz konusunda sorgulanmadan hesap yerinden ayrılamayacaktır. Namazda kişi aslında Allah’la konuşur ve O’na kulluğunu haykırır. Kulun Allah’a en yakın anı olan secde de namazın bir parçasıdır. Peygamberimiz (s.a.v) döneminde herhangi bir Müslüman bilerek namazı terk ettiği görülmemiştir. Daha önceki yıllarda namaz kılmamış olanların tövbe edip bu namazları kaza etmeleri gerekir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!