Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2007 00:00
Anayasa tartışma platformlarına TÜSİAD ve MÜSİAD da katılarak, hazırlık sürecinin daha geniş katılım ve uzlaşma zemini içinde yapılmasını istedi.
TÜSİAD YİK Başkanı Mustafa
Koç, "İstikrar ve huzur ortamının yaratılmasının önüne engel çıkaran herkes tarih önünde sorumlu olur" dedi. MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat, 12 Eylül anayasasında bile 2 bin görüş alındığını hatırlattı.
HÜKÜMETİN yeni anayasa taslağı hazırlamak üzere başlattığı çalışmaların 15 Aralık’ta tamamlanması beklenirken, iş dünyasının dünkü gündeminde anayasa vardı. Türk Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) Ankara’daki Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında başkanlar tüm toplumun onayını almış bir metnin önemine dikkat çekerken, YİK Başkanı Mustafa Koç, "İstikrar ve huzur ortamının yaratılmasının önüne engel çıkaran herkes tarih önünde sorumlu olacaktır" dedi. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği de (MÜSİAD) İstanbul’da bir toplantı düzenleyerek kendi raporunu açıklarken, Başkan Ömer Bolat 12 Eylül anayasası hazırlanırken bile 2 bin teklif alındığını söyledi.
LAİKLİK VURGUSU: Türkiye’nin içerideki ve dışarıdaki gelişmelere karşı direncini artırmak için kapsamlı bir çaba içine girme zorunlulu bulunduğunu söylerken, koruyu anayasa tartışmalarına getiren Mustafa Koç, "İç çekişmelerle zaman ve enerji yitirmemiz, ilerde telafisi mümkün olmayacak kayıplara uğramamıza neden olabilir" dedi. Bu yüzden, Anayasa tartışmalarının toplumsal ve siyasal uzlaşmanın bir zemini haline getirilmesi gerektiğini vurgulayan Koç, şöyle konuştu: "84 yıllık kazanımlarımızı ve laik demokratik yapımızı basamak yaparak, özgürlükçü, eşitlikçi, katılımcı, girişimci, hukuka saygılı, bireyi yücelten, devlet-toplum-birey dengesini doğru kuran, toplumsal katılımla şekillendirilmiş bir anayasa yapmalıyız. Türk insanının geleceğine güvenle bakabilmeye, huzur içinde geleceğini şekillendirmeye ihtiyacı var. Bu istikrar ve huzur ortamının yaratılmasının önüne engel çıkaran herkes tarih önünde sorumlu olacaktır."
Konuşmasında tehditleri bertaraf etmekten, fırsatları azami ölçüde kullanmaktan söz eden Arzuhan Doğan Yalçındağ, bunun için "istikrarsız, çekişmesiz, uzlaşmacı" bir siyasi hayat gerektiğini vurguladı. "Bu anlamda, içinde bulunduğumuz yeni Anayasa sürecini bir fırsata dönüştürebiliriz" diyen Yalçındağ, "Türkiye aslında ilk defa olağan bir dönemde köklü bir Anayasa değişikliği yapacak. Bu farklı durumu iyi değerlendirmek ve toplumu tümüyle kucaklayan, uzun dönem kalıcılığı olacak bir Anayasa yapmak hepimizin görevi" dedi. Bir Anayasa’nın yapılış sürecinin en az içeriği kadar önemli olduğunu vurgulayan Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Çünkü ancak toplumun tüm kesimleri tarafından yeterince tartışılıp içlerine sindirilmiş, bir başka deyişle tüm toplum kesimlerinden onay almış bir anayasa metninin ülkemizi gelecek yüzyıla taşıyabileceğine inanıyoruz" diye konuştu.
82’DE BİLE 2 BİN TEKLİF: MÜSİAD Başkanı Bolat da, Dr. Şükrü Kocatepe başkanlığında hazırlanan "Anayasa Raporu"nu tanıtırken, yeni anayasa hazırlık çalışmalarında tüm toplum kesimlerinin görüş bildirmesinin önemine değindi. Bolat, "12 Eylül anayasası hazırlanırken bile 2 bin teklif alınmış. Görüşü ve inancı ne olursa olsun tüm kesimlerin yeni anayasa hazırlık çalışmasına katılması çok önemlidir" dedi
TÜSİAD: Rejimin temel ilkeleri değiştirilmemeliTÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Hükümet bir metin oluşturmayı, buna ilişkin süreçten daha fazla önemsiyor. Ve önümüzdeki birkaç gün içinde parti içinde onaylanmış bir metni tartışmaya açacaklarını belirtiyorlar" derken, kendilerinin de yıllanca anayasa konusunda çalışmalar yaptığını hatırlattı. Detaya girmeden, sadece bir anayasada "olmazsa olmaz" gördükleri ilkelere değinen Yalçındağ, bunları şöyle sıraladı:
Öncelikle yeni anayasa rejimin temel niteliklerini değiştirmemelidir. Cumhuriyet’in 84 yıllık kazanımlarını ve laiklik gibi temel değerlerini eksiksiz, tam olarak yansıtmalıdır.
Yeni anayasa birey odaklı bir bakış açısı ile hazırlanmalıdır. 21. yüzyılda kaleme alınmış bir anayasa, bireyin ve haklarının devlet ve hatta toplum karşısında korunmasına odaklanmalıdır.
Yeni anayasa Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarını norm haline getirmelidir. MÜSİAD, türbanı kurtarmak için ’genel ahlak’ önerdiMÜSİAD Başkanı Ömer Bolat, "Yasalar üzerindeki askeri vesayet kaldırılmalı. Laiklik gerekçesi ile insanların inanma ve inandığı gibi yaşama hürriyetine sınırlama getirilmemeli" dedi. Bolat, açıkca söylemese de kamuda türbana geçit vermeyen düzenlemelere karşı "genel ahlaka uygun giyinmeyi" önerdi. Bolat, önerilerini şöyle sıraladı:
Yeni Anayasa, devlet için resmi bir ideoloji tarif etmemeli, tüm düşüncelerin eşit şartlarda yarışarak siyaset yapmasına izin vermeli.
Genel ahlaka aykırı olmamak kaydıyla, kamuda kıyafet yasağını sona erdirecek bir düzenlemenin yapılması zorunlu.
İnanç hürriyeti tam olarak güvenceye alınmalı. Devletin laik olduğu gerekçesiyle, insanların inanma ve inandığı gibi yaşama hürriyetine sınırlama getirilemez. Din adına önü sürülen her türlü talebe "irtica" damgası vurulması alışkanlığı terk edilmeli, "gerici" yaftalamasıyla dindarlara baskı yapılmasına cevaz veren Anayasa hükümleri kaldırılmalı.
Diyanet İşleri özerk bir kuruma dönüştürülmeli ve Vakıflar İdaresi de Diyanet’e bağlanmalı.
Sivil otoritenin üstünlüğü sağlanmalı, yeni anayasada Milli Güvenlik Kurulu kaldırılmalıdır. Askeri mahkemelerin yetkileri daraltılmalı, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasına son verilmelidir. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Askeri Yargıtay kaldırılmalı.