Güncelleme Tarihi:
TÜRK resim ve sanat yazınının duayenlerinden olan Erol, 1927 yılında Muğla’nın Milas ilçesinde doğdu. 1944 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nü kazandı. 1951’de Akademiyi Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesi’nden mezun olarak tamamladı.
Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun da en yakın öğrencisi ve dostu oldu. Eyüboğlu, Erol’dan, “Kuru gürültüye pabuç bırakmayan; aklını, yüreğini, çoluğunu çocuğunu, paletini, fırçasını başına devşiren sayılı aydınlarımızdan biridir, Turan Erol” diye bahsediyordu. Öğrenim gördüğü sırada Nedim Günsür, Orhan Peker gibi atölye arkadaşlarıyla “On”lar Grubu’nun kuruluşuna katıldı. Mezuniyetinin ardından Diyarbakır’da sekiz yıl öğretmenlik yaptı. 1960’ların başında da Ankara’da yaşamaya başladı. Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü görevini üstlendi. Ankara, Gazi ve Hacettepe üniversitelerinde öğretim üyesi olarak çalıştı, profesörlüğe yükseldi.
OTYAM’DAN KÜLEBİ’YE KÖKLÜ DOSTLUKLAR
Bu dönemde Erol, Bilge Karasu’dan Nezihe Meriç’e, Fikret Otyam’dan İlhan Berk’e, Cahit Külebi’den Ruhi Su’ya kadar önemli dostluklar edindi. İlhan Berk, bir şiirinde “Turan Erol beyazı karıyor. Kendi beyazını. Önünde bir göğün” diyor. Bilge Karasu da şiirinde, “Aynaya bakılarak yapılmış bir Turan resmiydi bu. Tükenmez gençliğinde donmuş bir resim, şimdi” dizelerine yer veriyor. Metin Altıok da “Sözcükleri renklere, renkleri de sözcüklere çevirir” sözleriyle anlatıyor duayen ressamı. Ruhi Su da “İnsan ve Emek” başlıklı şiirinde, “Benim memleketimde bugün. Kırk elli bin liradır. Resmin metrekaresi. Ve dillere destandır canım. Turan Erol beyazıyla Bodrum’un mavisi” diyor.
Ankara’da hayata veda eden çift, dün Kocatepe Camisi’nde kılınan namazın ardından Gölbaşı Mezarlığı’nda toprağa verildi.