Güncelleme Tarihi:
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel ve yönetim kurulu üyeleriyle görüşen emekli Orgeneral Hurşit Tolon, daha sonra basın mensuplarına açıklama yaptı. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un ziyaretiyle şeref duyduklarını söyleyen İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, "1962 yılında kara harp okulundan mezun olan Hurşit Tolon’un yolu, İzmirle 2001 yılında Ege Ordu Komutanı olmasıyla kesişti. Ege Ordu Komutanlığı yaptığı süre içerisinde gerek sivil toplum örgütleriyle gerekse de İzmirlilerle sıkı bağlar kurdu. Ege Ordu Komutanı olarak yoksul köylere hizmet götürerek, okullarını tamir ettirerek, hakkın ve hukukun temelinde haraketle her konuda İzmirlilerle özdeşleşti. 1962 yılında askeri yaşamı 2004 yılında şanlı şerefli olarak bitti. Ancak aynı Hurşit Tolon, emekli olduktan tam 4 yıl sonra 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 6 Temmuz 2008 günü verdiği kararla tutuklandı. O tarihten sonra suçlanarak, uzun ve haksız bir yargı tutumuyla cezaevinde hücrede o dönemi yaşadı" dedi.
''3 YIL 3 AY KENDİ ÜLKEMDE TUTSAK KALDIM''
Emekli Orgeneral Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un sınıf arkadaşı olduğunu ve yıllar sonra da aynı cezaevinde kaldıklarını söyleyen emekli Orgeneral Hurşit Tolon, şöyle devam etti:
"Burada bulunmamın nedeni, bütün bu kumpas olarak ifade edilen Ergenekon, Balyoz davalarıyla, adımı karıştırmak gafletinde bulundukları zirve yayın evi cinayetleri ile ilgili olarak İzmir halkının ve onunun sözcüsü gazeteciler cemiyetinin, konuya gösterdikleri yakınlıktır. Silivri’deki davanın hemen tamamında bir otobüs İzmirli vardı. Ben sayın başkanıma ve değerli yönetim kurulu üyelerine, İzmirlilere, bizleri destekleyen güç veren Cumhuriyet’in bekçisi, aydınlık insanlara borcumu ödemek içtin geldim. Amacım Türkiye’de milli mücadelenin ilk kurşununun atıldığı ve ardından nihai zaferinin kazanıldığı İzmir’e onun aydınlık yüzle insanlarına teşekkür etmek içindir. Maalesef akıl almaz bir takım oluşumlarla günümüzde bu net olarak ortaya çıktı. Devlet büyükleri tarafından da net şekilde ifade edildi.
Bir kumpasa ve katakulli mağduru olarak, imzasız ihbar mektuplarının yalancı gizli tanıkların sahte dijital veriler ve bunlarla ayarlanmış bir kısım kolluk mensupları, bir kısım yargı mensuplarıyla, TSK hedef alınmıştı. Hedef TSK’nın itibarını halkın nezlinde güven duygusunu zafiyete uğratmaya çalıştılar ama başarısız oldular. Halkımız gerçekleri şimdi anladığı gibi anlamamış olanların da anlayacağı inancındayım. Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi vazgeçilmez bir kararlılığı var." Askerliğin kaderinde tuksak olmanın var olduğunu ama en acının kendi ülkesinde tutsak olmak olduğunu da dile getiren Hurşit Tolon, "Kumpasla, önce Ergenekon adı altındaki davayla çeşitli iddia ve ithamlarla tutuklandım. Tutsak edildik. Biz askerlerin kaderinde tutsak olma olasılığı vardır. Çünkü askerler ülkelerinin savunması için arzu edilmemesine rağmen silahlı savunmaya katılma amacıyla yetiştirildi. Bizler için şehit olmak görevdir. İstem dışı esir de düşebilirsiniz. Ama en acısı olan kendi ülkemizde tutsak kılınmamızdır. Bunun olması çok ağırdır. Hele ki bu sahte delillerle yapılıyorsa çok daha üzücüdür. Böyle bir mağduriyet yaşadık. Ben 3 yıl 3 gün kendi ülkemde tutsak kaldım."
Genelkurmay eski başkanı Emekli Orgeneral Hilmi Özkök ile Kara Kuvvetleri eski Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman’ın mahkemede dinlenecek olmasının da geç alınmış bir karar olduğunu söyleyen Tolon, gerçeklerin onlar konuştuğu zaman zaten ortaya çıkacağını ifade etti.
Hurşit Tolon, Ege Ordu Komutanı olarak, gittiği köylerdeki konuşmalar içinde o zamanın Milli Güvenlik Kurulu kararlarına uygun olduğunu zaten aksi bir konuşma yapması durumunda rütbesi ne olursa olsun hakkında Genelkurmay Başkanlığı tarafından işlem yapılacağını ama bunların hiç birisinin olmadığını anlattı. Tolon, basın mensuplarının sorusu üzerine, askerlerin başına Kuzey Irak’ta çuval geçirildiği gün, ABD’de katılacağı törene katılmayıp aynı gün geri döndüğünü de söyledi.
Konuşmaların ardından, Atilla Sertel, Hurşit Tolon’a, şehit gazeteci Hasan Tahsin, heykeli hediye etti.