Hürriyet'e mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Hürriyete mektuplar
Oluşturulma Tarihi: Kasım 03, 2003 00:00

‘Hakemin bakiresi’ ve eleÅŸtiriler24 Ekim tarihli gazetenizde Erman ToroÄŸlu imzasıyla ‘‘Hakemin Bakiresi’’ adlı köşe yazısı yayımlandı. Bu yazı kadın ve erkek cinsi açısından, baÅŸlığı, içeriÄŸi, üslubu ile ayrımcı, onur kırıcı, aÅŸağılayıcıdır.ToroÄŸlu, yazısında bekáreti, ‘‘kaybedildiÄŸi anda kiÅŸinin deÄŸerini azaltan’’ bir olgu olarak tanımlamıştır. Mecazi anlamda da olsa ‘‘hakemin bakiresi olmaz mı’’ ÅŸeklinde bir soru sorarak, bekáreti kaybetmenin ‘‘kiÅŸiyi bozduÄŸu’’ için deÄŸerini de azalttığını ima etmiÅŸtir.Yazar, yazısında, eleÅŸtirilerini ‘‘kadın bedeni’’ üzerine oturtmuÅŸtur. Hakemleri eleÅŸtirmek ve küçük düşürmek için onlara ‘‘hayat kadını’’ deme yolunu seçmiÅŸ, hem hakemleri, hem de hayat kadınlarını ‘‘kullanmak üzere alınıp satılabilen’’ metaya benzetmiÅŸtir. Bekáret, Türkiye'de ve dünyada yüzyıllardır üzerinde tartışılan bir konudur. Kadın namusunu, eÅŸittir bekáret olarak gören zihniyet çaÄŸdışıdır. Bu zihniyet nedeniyle her yıl milyonlarca kadın ÅŸiddet görmekte, aÅŸağılanmakta, ‘‘namus’’ cinayetlerine kurban gitmektedir.Kadınlar kendi bedenleri üzerindeki tasarruflardan kendileri sorumludur. KiÅŸilerin namusunu, ToroÄŸlu'nun ifadesine göre ne kadar ‘‘bozuk ya da saÄŸlam olduÄŸunu’’, bekáretleri ya da cinselliÄŸi yaÅŸama tarzları belirlemez.Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni ErtuÄŸrul Özkök'ün de dediÄŸi gibi ‘‘Gazetelerin köşeleri, köşe yazarlarının malı deÄŸildir’’.Yazarların, yazılarını yazarken, bunların ne gibi sonuçlara yol açacağını düşünmeleri, eleÅŸtiri sınırlarını aşıp kiÅŸilere, kadın ve erkek cinsine hakaret etmemesi, aÅŸağılamaması, ayrımcılık yapmaması gerekir. Köşe yazarları, köşelerinde ‘‘canları ne istiyorsa’’ yazmamalıdır. Hürriyet'in yayın ilkeleri de buna izin vermez. ToroÄŸlu'nun uyarılmasını talep ediyoruz.HÃœRRÄ°YET KADIN GRUBUTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Bu eleÅŸtiri, altındaki imzadan da anlaşılacağı gibi Hürriyet'in kadın gazetecilerinden geliyor. Hürriyet'in kadın gazetecileri, periyodik olarak toplanıp, hem kadın çalışanların sorunlarına çözüm üretiyorlar, hem de Hürriyet'in yayınlarına kadınlar açısından bakarak farklı bir boyut yaratmaya, daha fazla kalite üretmeye çalışıyorlar. Erman ToroÄŸlu, kadın gazetecilerin bu eleÅŸtirisine hak verdiÄŸini söyledi ve şöyle dedi:‘‘Hem yazdığım yazının, hem de Kadın Grubu'nun bakirelik hakkındaki düşüncelerinin sonuna kadar arkasındayım. Sizlere hak veriyorum. Ama siz benim yazımdaki ince espriyi anlayamamışsınız. Türkiye'de iki grup bakir kalmaya mecburdur. Bunlardan biri hakemler, diÄŸeri hákimler.’’Ancak ÅŸunu eklemek gerekir. Hürriyet'in yayın ilkeleri, ‘‘Yayınlarda hiç kimse ırkı, cinsiyeti, sosyal düzeyi veya iliÅŸkisi, dini inançları, fiziki kusurları veya yaşı nedeniyle aÅŸağılanamaz ve kınanamaz. Genel ahlak anlayışını sarsıcı yayın yapılamaz’’ diyor. Hürriyet yazarlarının da yazılarında bu ilkelere uymaları yine Hürriyet'in bir ilkesi.Tartışılan pankartREKTÖRLERÄ°N Anıtkabir'e yürüyüşü esnasında bazı grupların açtığı ‘‘Asker göreve’’ baÅŸlıklı pankartlar demokratik ve özgür bir ülkede bizim yüzümüzü kızarttı. Gazetenizin olanları destekler gibi baÅŸlıklar atmasını kınıyorum. GeçmiÅŸi köklü, topluma mal olmuÅŸ bir gazete olan Hürriyet'ten daha duyarlı olmasını beklerdim.Zehra GÃœNERzehraguner@yahoo.comTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Konu yazı iÅŸleri toplantısında tartışılırken, ‘‘Binlerce üniversite öğretim üyesinin bu anlamlı yürüyüşünün’’ birkaç pankartın gölgesinde kalmaması gerektiÄŸi görüşü ön plana çıktı. Buna raÄŸmen Hürriyet, ilk gün haberde ‘‘Bazı grupların darbe çaÄŸrısı yapan pankart açtığı’’nı duyurdu. Pankartlara gösterilen tepkiler de sonraki günlerde Hürriyet'te yer aldı. Yazarlar da köşelerinde pankartları eleÅŸtirdiler.FotoÄŸraf ÅŸart mı?3 Ekim Cuma günü ‘‘VahÅŸetin Yetimi’’ baÅŸlığıyla Adana'daki cinayetlere adı karışan bir çiftin, 2 yaşındaki çocuÄŸunun fotoÄŸrafını basmanızı anlayamadım. Hadi bastınız, niçin yüzünü mozaiklemiyorsunuz? Adana'daki cinayetle ilgili neredeyse her detay ortaya çıktı ve okuyucular bu konudaki meraklarını giderdiler. Çiftin 2 yaşındaki çocuÄŸunun fotoÄŸrafının basılması, haberde çok tali bir unsur deÄŸil mi? Gerek var mıydı? Y.O. için sorduÄŸunuz soruyu, ben de bu çocuk için soruyorum: Siz, 2 yaşındaki çocuÄŸunuzun fotoÄŸrafının böyle basılmasını ister miydiniz? Åž.S.Pulitzer’lik makaleSON Kahramanlar makalenizi bugün okudum. Ersin Kalkan'ı ve yazıya emeÄŸi geçen herkesi candan kutluyorum. Åžimdiye kadar bir Türk gazetesinde yazılmış en güzel, en etkileyici yazıydı. Bu insanlar bizim başımızın tacı. Yazıyı gözlerimden yaÅŸlar süzülerek okudum. Lütfen bu gazilerimizin resimlerini internette de yayınlayın. Onlardan çıkış alıp evime götürmek istiyorum. Çocuklarıma resimlerini göstermek istiyorum, onların hikayelerini anlatmak istiyorum. EÄŸer Türkiye'nin Pulitzer'i varsa bu yazıyı aday göstermeyi isterdim.Fatin KARA Seattle/ABDTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Okurumuz ABD'nin de en uzak bölgesinde yaÅŸadığı için Hürriyet'i ancak internetten görebilmiÅŸ, 29 Ekim'de Hürriyet'le birlikte dağıtılan 'Son Kahramanlar' ilavesini de görememiÅŸ. Bu ilavenin bir nüshasını okurumuzun adresine yolladık.OKURLARIMIZDAN KISA KISASERDAR ERTEKÄ°N Kriz öncesi büyük gazetelerin Ä°stanbul ekleri, pek çok sorunun gündeme gelmesine ve çözülmesine kolaylık saÄŸlamıştı. En azından haftanın belli günleri yerel sorunlar üzerine birkaç sayfa ayrılamaz mı?JESSÄ° BRUNTY 26 Ekim 2003 tarihli ‘‘Ev almadık komÅŸu aldık. Mahalleden çok memnunuz’’ baÅŸlıklı yazınızda geçen 4 Temmuz ‘‘Şükran Günü’’ deÄŸil, ‘‘Bağımsızlık Günü’’ olmalıydı. Lütfen bu tür önemli günlerin tarihlerini yazarken özen gösteriniz.ÖZGÃœR SARIKAYA 22 Ekim tarihli gazetenizde ‘‘Sen de mi Songül’’ baÅŸlıklı haberi yazan arkadaÅŸ, belli ki Songül Hanım'ın tavrından hoÅŸlanmamış. Yorumlar köşelerde kalsın.Ä°STEMÄ° GERÇEK 17 Ekim tarihli gazetenizde yayımlanan ‘‘Terim, futbolcularına bugünkü maçta kayıba tahammül olmadığını söyledi’’ baÅŸlıklı haberde ‘‘kayıba’’ deÄŸil ‘‘kayba’’ ÅŸeklinde yazılmalıydı.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!