Oluşturulma Tarihi: Mayıs 19, 2003 00:00
Hapisteki gazetecilerTÜRKİYE'de ‘‘hapishanede bulunan’’ gazeteciler konusunu 1997 yılından beri inceleyen Basın Konseyi, ulaştığı sonuçları her yıl 27 Mart tarihinde kamuoyuna açıklamaktadır. Son raporumuzda da 1 Ocak 2003 itibarıyla hapishanede bulunan gazetecilerin sayısının beş (Çağdaş Büyükbaş, Erdal Tan, Memik Horuz, Nurettin Şirin, Yaşar Çamyar) olduğunu duyurduk.Bu haberle ilgili Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Sayın Ali Suat Ertosun'un, köşenizde çıkan mektubunda ‘‘... infaz evrakında yapılan incelemelerde, bu kişilerin mesleklerinin gazetecilik olduğunu söylemeye imkán olmadığı gibi, anılan kişilerin gazetecilik faaliyetlerinden değil, başka suçlardan dolayı cezaevlerinde bulunduğu anlaşılmıştır’’ dediğini doğrusu hayretle okudum.Sayın Ertosun'un ‘‘şunlar gazetecidir, bunlar değildir’’ gibi bir değerlendirme yapma yetkisine sahip olduğunu hiç sanmıyorum. Kaldı ki ‘‘kim gazetecidir?’’ sorusu, bizzat gazeteciler dünyasında da uzun yıllardır tartışılan ve üzerinde net bir görüş birliği sağlanamayan bir konudur.Olayların değerlendirmesine gelince:Yargı bir gazetecinin çalıştığı bürodaki çekmecesinde ‘‘terör örgütü mensubu bir kişinin’’ (örneğin Şemdin Sakık'ın) resmi çıktı diye, o gazeteciyi ‘‘silahlı çeteye yardım ve yataklık etmek’’ suçundan mahkûm edebiliyor. Oysa biz bir gazetecinin çekmecesinden bu tür resim veya belgeler çıkmasının onu ‘‘yasadışı örgüte yardım ve yataklık etmiş’’ saymaya yetmeyeceğini düşünüyoruz. Bu durumdaki bir kimsenin aldığı ceza hangi maddeye dayanırsa dayansın, ya ‘‘bu kişi aslında gazetecilikle ilgili bir suçtan hapse düşmüş’’ diyoruz, yahut da ‘‘bu yargılamanın adil olmadığından kuşku duyduk’’ sonucuna varıyoruz. Kaldı ki Basın Konseyi olarak sadece biz değil, Gazetecileri Koruma Komitesi veya Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü de aynı yolu izliyor ve vardıkları sonucu bu şekilde açıklıyorlar.Dahası... Geçen yıllarda da Basın Konseyi aynı şekilde çalıştı. Sadece yargının kararlarını esas alan yaklaşımı değil, olayın yapısını dikkate aldı ve buna göre hazırladığı raporu kamuoyuna açıkladı. Bunları dikkate alınca, Sayın Ertosun'un neye itiraz ettiğini maalesef anlayamadık.Oktay EKŞİBasın Konseyi BaşkanıAskeri lise öğrencileriBEN Hava Harp Okulu ... sınıf öğrencisiyim. Öncelikle 4 Mayıs günkü Pazar ekinizde Hava Harp Okulu'na oldukça geniş yer vererek okulumun tanıtımını yaptığınız için teşekkür ederim. Fakat öğrencilerin verdikleri demeçler arasında bir öğrencinin askeri liseliler hakkındaki sözlerini, hiçbir denetimden geçirmeden olduğu gibi yayınlamanızı fiyasko olarak değerlendirmekteyim. Ben şahsen Kuleli Askeri Lisesi mezunuyum ve bayanlara nasıl davranılacağını ne sizden, ne de o öğrenciden öğrenecek değilim. Her şeyden önce insan kendine bir bakmalı. Bu sözler sadece benim değil, okul içindeki bütün askeri lise kaynaklı arkadaşlarım arasında da büyük tepkiye yol açmıştır. Öyle ki o sözleri ettiği için o arkadaşımız da günlerce okul içersinde dolaşmadı. O arkadaş hata yaparak size böyle bir demeç vermiş olabilir. Fakat ülkemizde binlerce askeri lise mezunu olduğunu ve bunların büyük bir çoğunluğunun subay olduğunu -hatta Genelkurmay Başkanımız dahil bütün kuvvet komutanlarımızın da askeri lise kaynaklı olduğunu- düşünürsek böyle bir demeci yayınlamamak size düşerdi. Bu konuyu telafi etmek ve öncelikle ülke çapındaki binlerce askeri lise mezunundan ve bizden özür dilemek size düşer. Umarım üzerinize düşeni yaparsınız.Harbiyeli bir öğrenci(Kuleli Askeri Lisesi mezunu)TEMSİLCİNİN NOTU Haberi yazan arkadaşımız Şermin Sarıbaş, eleştiriyi şöyle yanıtladı:‘‘Hava Harp Okulu'nda konuştuğum kız öğrenci, okula ilk girdiği yıllardaki hissiyatını anlatmış, ardından da, ‘24 saatimizi erkek arkadaşlarla bir arada yaşayınca birbirimizi daha iyi anlamaya başladık' demişti. Kaldı ki, benzer açıklamaları, diğer bazı kız öğrenciler de yapmıştı. Rahatsız edici olabilir diye bazı şeyleri görmezlikten gelmek, otosansür olur. Bence özür dilememiz gereken bir kişi varsa, o da bu sözleri gazetede çıkan kız öğrencidir. Düşüncelerinden ötürü arkadaşları tarafından dışlanacağını ve yalnız bırakılacağını bilseydim, o sözlerini yazmazdım.’’Okullarımız Yıkılmasın KampanyasıKÖŞENİZDE geçen hafta ‘‘Okullarımız Yıkılmasın’’ kampanyasıyla ilgili coşku dolu mektuplar yanında bazı endişeler de yansıtıldı. Özellikle toplanan paraların, siyasi erk tarafından amaç dışı harcanacağı yolundaki tereddütler yersizdir. Hürriyet Gazetesi, Milli Eğitim Vakfı ve üniversitelerin imzaladığı protokol gereği, kurul 8 kişiden oluşmaktadır. Hürriyet Gazetesi ve Milli Eğitim Vakfı ikişer, üniversitelerse toplam 4 temsilci görevlendirmiştir. Üstelik protokol gereği hesaplar, uluslararası bir mali müşavirlik firması tarafından ayrıca denetlenip kamuoyuna açıklanacaktır. Milli Eğitim Vakfı, 22 yıldır eğitime katkıda bulunan saygın bir sivil toplum örgütü olduğu için bu büyük organizasyonda yer almıştır.Vatandaşlarımıza her gün çığ gibi artan bağışları için teşekkür ederiz. İnançları boşa değildir.Milli Eğitim Vakfıwww.mev.gov.triletisim@mev.org.trYargıtay’da rüşvet iddiası ve bir açıklama24 Nisan tarihli gazetenizde özetle ‘‘Meksan A.Ş. tarafından Yargıtay 15. Hukuk Dairesi başkan ve üyeleri hakkında rüşvet iddiasıyla şikáyet dilekçesi verildiği ve bu şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Salih Mesudiyeli'nin iddiasında: Yargıtay hukuk emniyeti işliyor. Dosya içeriğinde hiçbir değişiklik olmamasına rağmen hukuk dairesinin üyelerinin kanaatleri neden değişti? Yüzde doksan dokuz rüşvet döndüğü için karar değişiyor’’ içerikli bir
haber yayınlanmıştır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440-442. maddeleri gereÄŸince, Yargıtay kararına karşı karar düzeltme isteminde bulunan tarafın isteminin kabulü halinde, yasal koÅŸulları gerçekleÅŸmiÅŸ ise, Yargıtay Dairesi, yeni bir delil toplamadan ve dava dosyasındaki mevcut delilleri deÄŸiÅŸtirerek ve karar düzeltilmesi isteminde bulunanın aleyhine bozma yasağı ilkesini de gözeterek, yanılma sonucu verdiÄŸi onama kararını kaldırıp yerel mahkeme kararını bozabilir, bozma kararını da kaldırarak, yerel mahkeme kararını onayabilir. Dairemiz de HUMK'nun 440-442. maddelerine göre inceleme yaparak ve Anayasa'nın 138. ve 154. maddeleri hükümlerine dayalı ‘‘yargı yetkisini’’ kullanarak habere konu kararını vermiÅŸtir. Yayınlanan bu haberler ve kapsamındaki iddialar, tamamen gerçek dışıdır. Aleyhinde karar verilmesi sebebiyle, davanın tarafının, dayanaksız, özel amaçlı ve dairemizin baÅŸkan ve üyelerini zararlandırmak, yargıyı ve bu baÄŸlamda Yargıtay'ı toplum önünde güvenilmez-kuÅŸkulu konumda bırakmak amacıyla yaptığı baÅŸvuru, Yargıtay Birinci BaÅŸkanlık Kurulu'nun 24.04.2003 gün ve 47 sayılı kararı ile de incelemeye deÄŸer görülmeden reddolunmuÅŸtur.Yücel AKMANYargıtay 15. Hukuk Dairesi BaÅŸkanıOKURLARIMIZDAN KISA KISAMUSTAFA ÅžENTÃœRK 50 küsur yıldır Hürriyet okurum. Son zamanlarda, laikliÄŸi ve cumhuriyet devrimlerini yaÅŸam biçimleriyle reddeden kiÅŸilerin fotoÄŸraf ve haberlerine çok sık yer verildiÄŸi dikkatimi çekiyor. ÇaÄŸdaÅŸ deÄŸerlere sahip çıkın.TUÄžRUL KARACA Mısırlı dansözle sevgilisinin kasedini yazmışsınız. Bir Mısırlı dansöz kalmıştı tanımadığımız. Bize ne kardeÅŸim elálemin kasedinden. Ãœlkemizde yeterince mevzu yok mu? Saygılar.HASAN HÃœSEYÄ°N KATÄ°PGÄ°L Haftanın açılış maçlarının oynandığı günlerde Süper Lig puan cetvelini yayımlamıyorsunuz. Anında mukayese yapmak için Süper Lig puan cetvelini cebimde mi taşımam gerekiyor?Â
button