Hürriyet'e mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Hürriyete mektuplar
Oluşturulma Tarihi: Eylül 08, 2003 01:15

Felsefe Kongresi’nin simültane çevirileri

15 Ağustos tarihli gazetenizde yer alan Sefa Kaplan imzalı ‘‘Habermas çeviriye mi yoksa ideolojiye mi kurban gitti’’ başlıklı ‘‘haber-yorum’’, Felsefe Kongresi'nde simültane çeviri hizmetini sağlayan tercümanları töhmet altında bıraktı ve mesleği küçük düşürdü.

Alman filozof Habermas'ın konuşmasının simültane çevirisinin yanlışlarla dolu olduğu iddiasına tek kanıt olarak, konuşmanın çeşitli gazetelerde farklı biçimlerde özetlenmiş olduğu idda ediliyor. Gazeteler simültane çevirinin kurbanı olsaydı, hepsinin aynı hatayı yapması gerekmez miydi?

Haberde, ‘‘simültane çeviriyi yapan kişilerin bilgi ve birikimleri’’nin bu meselede tayin edici hale geldiği söylenerek tercümanların kişiliklerine de hücum edildi.

Muhabir haberde, ‘‘Kendileriyle konuşmak mümkün olmadı’’ diyerek, tercümanların görüşmekten kaçındığı izlenimi de verdi. Oysa, tercümanların ekip sorumlusu kendisini arayıp not bıraktı ama ulaşamadı.

Bugün bütün gazetecileri erişilebilir kılan bir cep telefonu numarası bırakılmış olsaydı, belki yüz binlerce Hürriyet okurunun yanıltılmasının önüne geçilebilirdi.

Simültane çeviri mesleğini, halkın gözünde küçük düşürmenin, bu ülkenin insanlarına faydası değil zararı dokunur.

Nur Deriş OTTOMAN

21. Dünya Felsefe Kongresi

Simültane Tercüme

Ekip Sorumlusu

TEMSİLCİNİN NOTU:

Arkadaşımız Sefa Kaplan'ın haberinde, simültane çeviriden kaynaklanan sorunlar nedeniyle Habermas'ın konuşmasının gazetelerde farklı biçimlerde yansıdığı yeralıyordu. Kaplan'a göre bu nedenle filozufun ne dediğini anlamak mümkün değildi. Kaplan, bu görüşünde ısrarlı ve şöyle diyor:

‘‘Buna karşılık bazı gazetelerde çevirinin ‘tıpa tıp' aynı olduğu söyleniyor. Bu son derece doğal. Çünkü bu gazeteler Anadolu Ajansı çevirisini esas almış, simültaneci arkadaşınkini değil. Zaten benim yazdığım haberde de ‘Belki de Anadolu Ajansı en doğru yorumu yapmıştı' cümlesi zaten var. Ayrıca yazıda açıkça görüldüğü gibi, biz başlıktan itibaren çuvaldızı kendimize (basın) batırmayı ihmal etmedik. Neden bu görmezden geliniyor.’’

Sefa Kaplan, kendisine ulaşılamadığı konusundaki eleştiri için de ‘‘Sanki ben telefonlara çıkmamışım imasında bulunulmuş. Oysa bu doğru değil. Ben gerçekten cep telefonu kullanmıyorum’’ yanıtını verdi.



Sürmanşette masör haberi

GEÇTİĞİMİZ günlerde, bir masörün aşk öyküsünün gazetenizin ilk sayfasına manşet olması beni ciddi şekilde rahatsız etti. Hürriyet gibi bir gazetenin sürmanşetinde o röportajın ne işi var? Kaç kişiyi ilgilendirir? Merak eden Pazar ekinin ortasındaki iki sayfada sosyetenin her tür cinsel masaj fantezisini keyifle okuyabilir, ben de okurum... Ama bu röportajın bana göre çok ters olan anonsunu sürmanşette görmek istemem. Çok rahatsız oldum, oğlumla gazeteyi okurken kendimi çok kötü hissettim. Türkiye'nin gündem belirleyen, kamuoyunu yönledirmede en etkin ve köklü AİLE gazetesinin sürmanşeti bence daha büyük sorumluluk gerektirmeli. Lütfen benim gözlüğüm ile sürmanşetinize bir daha bakın, ayıp ya da abes değil, bana göre ciddi şekilde rahatsız edici.

Yrd. Doç. Dr. Ahmet KORKMAZ

Ecevitler’in pastası


28 Temmuz tarihli gazetenin 4. sayfasında Sayın Ecevitler'in ikram ettiği pastanın çilekli mi yoksa vişneli mi olduğu konusunda net bir şekilde bilgilenmek isterdim.

Süleyman DURSUN

TEMSİLCİNİN NOTU: Röportajı yapan Yener Süsoy, Ecevitler’in pastasının vişneli olduğunu söyledi.



Belcekız’ı kim kirletiyor?


8 Ağustos tarihli gazetenizde ‘‘Almanlar Koruyor, Belediye Kirletiyor’’ başlıklı bir haber yer aldı. Haber tamamen yanlıştır. Tur teknelerinin Belcekız Plajı'na demirlemesi, Ölüdeniz Belediye Başkanlığı'nın inisiyatifinin dışında, Muğla Valiliği ile Fethiye Kaymakamlığı'nın, tekne sahipleri ile yaptıkları protokol gereği olarak vuku bulmaktadır. Sahillerin ve karasuların idaresinde belediyelerin bir yetkileri yoktur. Ölüdeniz Belediye Başkanlığı, Belcekız Plajı'nın temiz kalması için tüm gücüyle çalışmakta ve aksettirilenin aksine bu hususta önemli bir mücadele vermektedir. Ölüdeniz Beldesi kanalizasyon arıtma tesisinin Alman turistlerin çalışmasıyla ilgisi yoktur. Arıtma tesisi Turizm Bakanlığı ile Türk Kalkınma Bankası arasında yapılan protokol gereği olarak inşa edilmektedir.

Av. Adem UÇAR

Ölüdeniz Belediye Başkanlığı Vekili


Arif’in golü

HÜRRİYET Gazetesi hiç tartışmasız Türkiye'nin en büyük, en ciddi ve en güvenilir gazetesi. Gazeteye yönelik tepkilerin de temelinde bu büyüklük yatıyor. Ancak geçtiğimiz günlerde 1. sayfanızda yer alan ve Galatasaray'ın galibiyetini okurlara duyuran haberin, gazetenin büyüklüğü ile orantılı olmadığının zannederim farkındasınız. Galatasaray, maçı ilk yarıda attığı 3 golle kazanıyor. Koskoca Hürriyet Gazetesi’nin 1. sayfasında Arif'in golünün 2. yarıda atıldığı yazıyor. Okuyucuya ayıp oluyor. Sevgiler...

Fatih A.

TEMSİLCİNİN NOTU:

Gece ekibi, hatanın telaştan kaynaklandığını, hemen fark edilip düzeltildiğini ve çok az sayıda baskıda yer aldığını bildirdi, okurlarımızdan özür diledi.


MHP’ye yönelik ambargo mu var?

GAZETENİZDE MHP'ye bir ambargo mu var? Haber amaçlı dahi yer almıyor. Çıkan uyum yasaları ile ilgili bizleri daha fazla neden aydınlatmıyorsunuz? Bilmememiz gereken bir şey mi var? Her kesimin beklentilerine daha çok cevap vermeniz gerekiyor. Erkan KURUOĞLU/erkuruoglu@mynet.com

TEMSİLCİNİN NOTU: Hürriyet, yayın ilkeleri gereği tüm kurum ve kuruluşlara eşit mesafededir. Bunlardan birine ambargo uygulamak, ötekine daha fazla ilgi göstermek Hürriyet'in yayın ilkelerine aykırıdır. Hürriyet'in 16 numaralı yayın ilkesi şöyle: ‘‘Haberlerin araştırılması, hazırlanması ve yayımlanmasında her zaman dengeli, gerçeğe bağlı ve objektif davranılması şarttır.’’


OKURLARIMIZDAN

KISA KISA...

KORAY YILMAZ 21 Temmuz tarihli gazetenizdeki ‘‘Dadaş Air’’ haberini hayretle okudum. Hürriyet gibi ciddi bir gazetenin bu tarz bir habere yarım sayfa ayırması şaşırtıcı. Lunapark oyuncak uçakları formatına bile uymayan bir maketin buluş olarak yansıtılması yanlış.

ONUR S. ASLAN İktidarı destekleyen değil, eleştiren yazılara yer verin. Bence bugünkü iktidar, rejimi tartıştırıyor, Türkiye'yi küçük düşürüyor.

CEMAL NADİR GÜREL Bazen taşrada satın aldığım gazetede, İstanbul'da okuduğum Hürriyet'in estetiğini bulamıyorum. Fotoğraflar da sanki biraz daha flu ve gölgeli. Katlama hataları da oluyor.

KAMİL SÖNMEZLİOĞLU Geçtiğimiz günlerde Kıbrıs'la ilgili bir haberde eğlendirici anlamında ‘‘entertainer’’ diye bir sözcük kullandınız. Açıklaması da yoktu. Herkes bu kelimeyi bilmek mecburiyetinde mi?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!