Hürriyet'e mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Hürriyete mektuplar
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 18, 2003 01:50

Bir kazanın ardından

29 Temmuz günü eşim ve çocuklarım ile birlikte Ankara'ya dönerken, kendi kullandığım aracımla elim bir trafik kazası geçirdik.

Bu kazanın sonucunda oğlum Engin yaşamını yitirdi. Eşim ise yaralı olarak hastaneye kaldırıldı ve kolunda oluşan kırıklar nedeniyle acil olarak ameliyata alındı.

Hastanede bulunduğum esnada yazılı ve görsel basın mensuplarının ısrarlı tutumları karşısında, henüz daha olayın şokunu yaşarken, geçirdiğimiz trafik kazası ile ilgili olarak bir açıklama yapmak zorunluluğunu hissettim. Kaza anının öncesi ve sonrasında yaşananlara ve o anki hissettiğim duygulara ilişkin kısa bir açıklamada bulundum.

İçinde bulunduğum koşullar, hissettiklerimi, yaşadıklarımı ne kadar anlatabilirse o kadardı söylediklerim. Bir baba için sanki her şeyin bittiği bir andı o an.

Ancak, kazanın ertesi günü diğer bazı gazetelerle birlikte Hürriyet'te de çıkan haber tüm ailemizi rencide etmiş, acımızı bile yaşamamız engellenmiştir.

Bir yanda yaşadığım acı, keder, üzüntü, diğer yanda medyanın duyarsızlığı, basın etik ve ahlakına sığdırmakta güçlük çektiğim tutumu!.. Bütün bunlara karşın içinde bulunduğum çaresizlik...

‘‘Oğlum Engin'in emniyet kemerini ben çözdüm’’ diye bir ifadede bulunmadım.

Emniyet kemerini çıkarmayla ilgili olarak, ‘‘Bundan dolayı hayatımın en büyük hatasını yaptım’’ diye bir ifadem yoktur. Kaza nedeniyle bu ifadeyi kullandım.

‘‘Bundan böyle aileme ve dostlarıma kendimi affettireceğim’’ sözünü etmedim.

Ben ve aile fertleri Şaman geleneği nedeniyle oğlumun elini öpmedik. (Oğlum, trafik kazasında darbeyi başından almıştı, bu nedenle son kez eline dokunalım istedik.)

Tacidar SEYHAN

Adana Milletvekili

TEMSİLCİNİN NOTU: Sayın Tacidar Seyhan bu mektubuyla, birçok gazete ve TV ile birlikte Hürriyet'i de Basın Konseyi'ne şikáyet etti. Bunun üzerine haberi yazan muhabirimiz Fevzi Kızılkoyun, elindeki teyp bantlarını yeniden tekrar tekrar dinledi. Sonuçta, Sayın Seyhan'ın ‘‘Oğlum Engin'in emniyet kemerini ben çözdüm’’ sözünü etmediği ortaya çıktı. Bant çözümüne göre, yanlış anlama ‘‘Çözdü’’ ile Çözdüm'' sözcüğünün karıştırılmasından kaynaklandı. Bu nedenle DHA muhabiri Fevzi Kızılkoyun özür diliyor.

Ancak Sayın Seyhan'ın öteki cümleleri teyp bandında yer alıyor. Sayın Seyhan, bu cümlelerin haberde kastedilen anlamları taşımadığını söylüyor.

Son olarak Sayın Seyhan, ölen oğlunun elini Şaman geleneğine göre öpmediğini de ifade ediyor. Şaman geleneği ile ilgili haberde, zaten Sayın Seyhan'ın bu amaçla el öptüğü belirtilmiyordu.



Annan Planı


SAYIN İlter Türkmen'in gazetenizde yer verdiğiniz dört yazısını üzülerek okudum. Ondan da daha üzücü olan, Sayın Rauf Denktaş'ın bu yazılara cevaben size gönderdiği mektuba gazetenizde yer vermemenizdir. Böyle gazetecilik olur mu? Annan Planı'nın, Kıbrıslı Türkler için 1919'da Türkiye'ye sunulan fakat yüce Atatürk'ün imzalamadığı Sevr Antlaşması'ndan farkı yoktur.

Saygılarımla.

Niyazi Eren

(1958'den beri Londra'da yaşayan Kıbrıslı Türk)

TEMSİLCİNİN NOTU: Sayın İlter Türkmen'in Annan Planı ile ilgili yazılarının ardından, Sayın Rauf Denktaş'ın cevabı da Hürriyet'te yer aldı. Ancak sanıyorum okurumuzun gözünden kaçmış.



Rakam hatası


28 Temmuz'da yayınladığınız ‘‘Yaşama Sevincini Kaptırmak’’ haberinde elektronik protezin fiyatı 20 milyon Euro (Yaklaşık 32 milyar TL) olarak yazıldı. 20 milyon Euro 32 trilyon lira eder. Doğrusu galiba 20 bin Euro olacak.

A.Demir ATİKER

TEMSİLCİNİN NOTU: Okurumuz çok haklı. Haberin devamında da zaten ailenin 2 milyar 800 milyon lira kadar yardım topladığı, 29 milyarın eksik kaldığı belirtiliyordu. Sayfa editörü özür diliyor.



İMKB tablosu


SAYIN ilgililer...

Bu konuda sizlere ikinci mektubum. Lütfen bizleri ekonomi sayfasındaki İMKB günlük hareket tablosunu büyüteçle okumak zahmetinden kurtarınız. Rakamları biraz büyütmek mümkün değil mi? Saygılarımla.

Alp TİRYAKİOĞLU

alptiryakioglu@hotmail.com

TEMSİLCİNİN NOTU: Ekonomi Müdürümüz Vahap Munyar, bu konuda birkaç okurdan daha şikáyet aldığını söyledi ve ‘‘Okurlarımız haklı. Bu konuda bir çözüm arıyoruz’’ dedi.



‘Sahil Güvenlik’ değil ‘Kıyı Emniyeti’ teknesi


14 Ağustos tarihli gazetenizde Başbakan Erdoğan'la ilgili ‘‘Dondurma Ismarladı, Balığa Çıktı’’ haberinde ‘‘Sahil güvenlik botunun dalgası, gazetecilere tehlikeli anlar yaşattı’’ diye bir ifade yer aldı. Sahil Güvenlik botları komutanlarına, insanları incitecek bir şey yapmamaları talimatı verilmiştir. Botlarımızın böyle bir şey yapması söz konusu olamaz. Eğer haber doğruysa, bu botun numarasını da öğrenebilir miyiz?..

Sahil Güvenlik Komutanlığı

TEMSİLCİNİN NOTU: Uyarı üzerine konuyu bir kez daha araştırdık. Haberin orijinalinde, tehlike yaratan teknenin ‘‘Sahil Güvenlik’’e değil, ‘‘Kıyı Emniyeti’’ne ait olduğu anlaşıldı. Teknenin fotoğraf çekilmemesi için bunu yaptığı, daha sonra Başbakan Erdoğan'ın bu tekneye bindiği de haberin ayrıntılarında yer alıyordu. Gece yazı işleri ekibi, bu hatadan dolayı özür diliyor.



Felsefi düğün olur mu?


N.BİLAL Erdoğan'ın düğünü için gazeteniz ‘‘felsefi düğün’’ diye bir slogan yarattı.

Anladığım kadarıyla, düğün öncesi aynı salonda felsefe kongresi olması nedeniyle böyle bir ilişki yaratıldı, yoksa felsefe ile hiçbir bağı yok.

Bu salon birçok etkinlikte kullanılıyor. Örneğin, 1-2 ay önce Avrupa Nöroloji Kongresi de bu salonda yapıldı. Bu açıdan bakıldığında düğüne ‘‘nörolojik düğün’’ de diyebilir miyiz?

Saygılarımla.

Sadık bir okurunuz.

Gündüz T.


OKURLARIMIZDAN KISA KISA


SELAMİ ÇİÇEK Sayın Ersin Kalkan'ın 14 Temmuz tarihli gazetede yazdığı haberle, Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın başına gelecek kişinin gerçek yüzünün ortaya çıkmasını tebrikle karşılıyorum. Bu ve benzeri araştırmaların devamını diliyorum.

ÖNDER ŞİRİKÇİ 10 Ağustos tarihli gazetede bir anket yorumu yayınlanmıştı. Ancak grafiklerde renkler karıştırılmıştı. Normal olarak grafiklerde, benzer tür sorulara verilen yanıtların benzer renklerde olması gerekir. Oysa sizin grafiklerde buna uyulmamıştı.

BİROL KIRAÇ 9 Ağustos'ta bir başlık: ‘‘Tatile Geldi, Teklif Aldı.’’ Yazıda ise ‘‘Antalya'ya Miss Globe yarışması için gelen’’ diye yazıyor. Hani tatile gelmişti? Biraz dikkat lütfen.

SERDAR DÖNMEZ Gazetenizde bir yorum sayfası açmanızı öneriyorum. Dünyadaki büyük gazetelerde Türkiye ile ilgili olarak çıkan yorumları burada yayınlarsanız, dışardan nasıl izlendiğimizi görmüş oluruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!