Hürriyet'e mektuplar
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 11, 2003 01:43
En güzel 10 yayla
HÜRRİYET'in 25 Temmuz 2003 tarihli ‘‘Cuma-Hürriyet’’ ekinde çıkan ‘‘En Güzel 10 Yayla’’ konulu yayına itiraz ediyorum. Çünkü söz konusu 10 yayla ile ilgili değerlendirmeyi yapan jürinin -pek çoğunun gezginci kimliğine rağmen- ya güzel yayla görmemiş yahut da gördüğü herhangi bir yaylayı ‘‘güzel’’ sanmış olduğunu düşünüyorum.
Bir defa Rize'nin AYDER yaylasına artık ‘‘güzel yayla’’ denmez, ancak ‘‘güzelliği mahvedilmiş yayla’’ denebilir. Bu bir.
İkincisi, eğer ‘‘güzelliği mahvedilmiş yayla’’ yarışması yapılıyorsa, Trabzon'un Uzungöl'üne Ayder'den daha fazla puan vermek gerekirdi.
Üçüncüsü, özellikle Karadeniz yaylalarını şöyle bir dolaşan herhangi bir insan kabul eder ki bu dediklerimiz ‘‘güzel’’ diye adı çıkmış yaylalardır. Onlardan çok daha güzellerinin Karadeniz'in her tarafında dolu olduğunu bilmeyen -jürinizin saygıdeğer üyeleri hariç- yoktur.
Keza, Bürücek'e artık ‘‘yayla’’ diyenin ‘‘yayla’’dan haberi yok demektir. Çünkü yanından geçerken bile Bürücek'in bir yayla değil bir ‘‘kasaba’’, daha doğrusu bir ‘‘şehir’’ haline geldiğini insan bir bakışta anlar. Oysa yaylanın birinci özelliği, insanı, bozulmamış tabiatın koynunda okşamasıdır.
Hele denizden 970 metre yüksekteki bir yerleşim yerine -orada yaşayanlar yayla deseler bile- ‘‘yayla’’ demek için hiç yayla görmemiş olmak gerekir.
B.O.E
TEMSİLCİNİN NOTU: Hürriyet Cuma ilavesinin ‘‘En iyi 10’’ araştırmaları, aylardır hem ilgi çekiyor, hem de itiraza ve eleştirilere konu oluyor. Bazı okurlarımızın itirazları, bu köşeye de konu oldu. Hürriyet'in ilavelerini yöneten Yazı İşleri Müdürümüz Neyyire Özkan, okurumuzun eleştirisini şöyle yanıtladı:
‘‘Hürriyet Cuma ekinin artık bir klasik haline gelen, büyük yankı uyandıran, üzerinde çok konuşulan ‘TÜRKİYE'NİN EN İYİ 10'ları listeleri zaman zaman eleştiri de alıyor. Bu durum EN İYİLER listelerimizin tercihlere dayanıyor olmasından kaynaklanıyor.
Yazılarda hep belirttiğimiz gibi, konuyla ilgili kişilerden oluşan jüri üyelerine o haftaki alanla ilgili üç ya da beş tercihlerini soruyoruz. Cevaplardan listeler oluşturuyoruz.
Bu seçim bilimsel ya da uzman kurullarca belirlenmiş kriterlere göre yapılmıyor, tamamen sübjektif beğenilerden oluşuyor.
Biz cuma günleri okuyucularımıza, haftasonu keyif haritalarını çizebilecekleri bir gazete veriyoruz. Bu gazetenin bir sayfasına yerleştirdiğimiz en iyiler bir dayatma değil, nerede ne olduğundan haberdar olup fikir edinecekleri eğlenceli önerilerdir sadece.’’
İlk bekár orgeneral
SİZCE Türkiye'nin en büyük gazetesinin bir YAŞ toplantısı sonrasında manşete taşıması gereken konu, bir komutanın medeni hali midir? Komutanlarımızı tabii ki tanımak, mesleki başarılarını, birikimlerini öğrenmek isteriz. Ama kendisinin evli, bekár, dul, nişanlı ya da sözlü olması Türk halkını çok mu ilgilendiriyor? Sözgelimi, şimdiye dek hiç yeşil gözlü bir orgeneralimiz olmadıysa, ‘‘İlk yeşil gözlü orgeneral’’ diye mi başlık atacaksınız?
Deniz BAYKENT
TEMSİLCİNİN NOTU: Arkadaşımız Uğur Ergan haberinde, ‘‘TSK'da teamüller çerçevesinde orgeneralliğe yükseltilen askerlerin düzenli bir aile ve evlilik yaşamının olmasına özen gösteriliyor’’ diye yazmıştı. TSK’nın komuta kademesinde teamül dışında bir atama yapılması haber değeri taşır. Üstelik bu haber kamu çıkarlarını da ilgilendirir. Zaten Hürriyet'in 11 numaralı yayın ilkesi, kamu çıkarlarını ilgilendiren durumda özel yaşamın yayına konu edilebileceğini öngörür. 11. madde şöyle: ‘‘Kişilerin özel yaşamı -ilgilinin açık veya kapalı rızası olduğu anlamına gelen yaşam şekli ve kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında- yayınlara konu edilemez.’’
Ayrıntıdaki hata
GEÇTİĞİMİZ hafta yayınlanan ‘‘ÖSYM Puan Hatası Yaptı’’ başlıklı haberde haberin ana konusunu etkilemeyecek, fakat detaylarında yer alacak bir unsur kaynaklarımdan aldığım eksik bilgi nedeniyle hatalıydı.
Haberde okulun vasat öğrencisi olarak adı geçen Osman Kemal Sözer, sınıfta kaldığı için beklemeli öğrenci olarak yer alıyordu. Sınıfta kalmayan Sözer, bir yılını AFS ile Amerika'ya giderek geçirdiği için beklemeli öğrenci statüsünde yer aldı.
Nuran ÇAKMAKÇI/Hürriyet Muhabiri
Gay okulu binası
30 Temmuz Çarşamba tarihli gazetenizin 4. sayfasındaki ABD’de eşcinseller okulu ile ilgili haberinizde kullandığınız fotoğraf acaba gerçekten o söz konusu edilen okula mı ait, yoksa The New York Times Gazetesi'nin binasına mı?
Yener ATLI
TEMSİLCİNİN NOTU:
Gazetemizde yayınlanan fotoğraftaki bina eşcinsel okuluna ait. Fotoğrafı, Associated Press (AP) Ajansı geçti. Haberde de sözü edildiği gibi bina, Astor Place 2 adresinde ve The New York Times ile hiç ilgisi yok.
‘Maganda’ fotoğrafındaki kişi
5 Ağustos'ta yayımladığınız ‘‘MAGANDAYI POLİS DURDURDU, BAKAN GÜLEREK İZLEDİ’’ başlıklı haberde fotoğrafımı kullanmanızdan dolayı sizi kınıyorum. Fotoğrafımın kullanılması ve atılan başlık nedeniyle duyduğum rahatsızlığı dile getirmek istiyorum. Bu yazı yüzünden çevremdeki bütün insanlar bana o çirkin lakapla hitap etmeye başladı ve bu da benim sinirlerimi bozuyor. Uzun lafın kısası, yapmış olduğunuz bu haber yüzünden sayenizde maganda olarak adlandırıldım.
Mehmet Ali ÇAMLIBEL
TEMSİLCİNİN NOTU:
Okurumuzun sözünü ettiği haberde, kendisiyle ilgili herhangi bir ima hiçbir şekilde yer almadı. Tersine, okurumuzun da içinde bulunduğu düğün konvoyunda havaya ateş eden kişinin Sakarya Emniyeti'nde bir polis olduğu, hakkında işlem yapılması için yazı yazıldığı bilgisi vardı. Buna rağmen sayfa editörlerimiz ‘‘Okurumuzu üzdüysek özür dileriz’’ diyorlar.
Promosyon şikayeti
UZUN süredir Hürriyet okuyucusuyum. ‘‘Tatil Arkadaşım’’ ürünü için kupon biriktiriyorum. Talep formunu onaylatma süresi çok kısaydı. Bu iş için en az bir hafta zaman verilir ve bu tarihlerin içine hafta sonu da girer. Ben de, eşim de çalışıyoruz. Hafta içinde bunu yapabilmemiz imkánsız. Yani ben bunu onaylatamazsam bana bu kitaplar verilmeyecek mi? Bu konuyu promosyon bilgi merkezine de ilettim ama bir türlü yanıt verilmedi. Konu hakkında sizden bilgi rica ediyor, iyi çalışmalar diliyorum.
Şeref KARASU
TEMSİLCİNİN NOTU:Okurumuzun şikáyetini Promosyon Müdürümüz Müfit Utkusoy inceledi ve ‘‘Şeref Karasu'nun şikayeti oldukça eski. Kendisine cevap verildi, kitabı da gönderildi’’ dedi. Promosyon konusunda şikáyeti olan okurlarımız Sayın Müfit Utkusoy'a şu e-posta adresinden ulaşabilirler:
mutkusoy@hurriyet.com.tr
OKURLARIMIZDAN KISA KISA
MURAT ELİÇALIŞKAN: Sizi tenise verdiğiniz önemden ötürü kutluyorum. Tenis konusunda hem yurtiçi hem grand slam haberleri ile bizleri aydınlatıyorsunuz. Bu çizgiden ayrılmamanız dileğiyle.
DR. ALPER GÜZELTAŞ: 4 Temmuz tarihli gazetenizde yazılarını merakla okuduğum Sayın Ertuğrul Özkök, Sayın Bekir Coşkun, Sayın Emin Çölaşan, Sayın Fatih Altaylı, Sayın Hadi Uluengin ve başyazarınız Sayın Oktay Ekşi'nin yazılarını bulamadım, yadırgadım.
YAKUP BAŞAT: Köşenizde de yayınlanan ricam üzerine ölüm ilanlarının sürekli olarak gazetenizin orta sayfalarından sonraki bölümde yayınlanmasını sağladığınız için teşekkür ederim.
KAĞAN KANDEMİR: Gazetenizde ya da Akdeniz ekinizde Antalya'da hızla kirlenen denizle ilgili olarak haber yapabilir misiniz? Balık çiftlikleri de kirlilik yaratıyor.
HÜRRİYET'in 25 Temmuz 2003 tarihli ‘‘Cuma-Hürriyet’’ ekinde çıkan ‘‘En Güzel 10 Yayla’’ konulu yayına itiraz ediyorum. Çünkü söz konusu 10 yayla ile ilgili değerlendirmeyi yapan jürinin -pek çoğunun gezginci kimliğine rağmen- ya güzel yayla görmemiş yahut da gördüğü herhangi bir yaylayı ‘‘güzel’’ sanmış olduğunu düşünüyorum.
Bir defa Rize'nin AYDER yaylasına artık ‘‘güzel yayla’’ denmez, ancak ‘‘güzelliği mahvedilmiş yayla’’ denebilir. Bu bir.
İkincisi, eğer ‘‘güzelliği mahvedilmiş yayla’’ yarışması yapılıyorsa, Trabzon'un Uzungöl'üne Ayder'den daha fazla puan vermek gerekirdi.
Üçüncüsü, özellikle Karadeniz yaylalarını şöyle bir dolaşan herhangi bir insan kabul eder ki bu dediklerimiz ‘‘güzel’’ diye adı çıkmış yaylalardır. Onlardan çok daha güzellerinin Karadeniz'in her tarafında dolu olduğunu bilmeyen -jürinizin saygıdeğer üyeleri hariç- yoktur.
Keza, Bürücek'e artık ‘‘yayla’’ diyenin ‘‘yayla’’dan haberi yok demektir. Çünkü yanından geçerken bile Bürücek'in bir yayla değil bir ‘‘kasaba’’, daha doğrusu bir ‘‘şehir’’ haline geldiğini insan bir bakışta anlar. Oysa yaylanın birinci özelliği, insanı, bozulmamış tabiatın koynunda okşamasıdır.
Hele denizden 970 metre yüksekteki bir yerleşim yerine -orada yaşayanlar yayla deseler bile- ‘‘yayla’’ demek için hiç yayla görmemiş olmak gerekir.
B.O.E
TEMSİLCİNİN NOTU: Hürriyet Cuma ilavesinin ‘‘En iyi 10’’ araştırmaları, aylardır hem ilgi çekiyor, hem de itiraza ve eleştirilere konu oluyor. Bazı okurlarımızın itirazları, bu köşeye de konu oldu. Hürriyet'in ilavelerini yöneten Yazı İşleri Müdürümüz Neyyire Özkan, okurumuzun eleştirisini şöyle yanıtladı:
‘‘Hürriyet Cuma ekinin artık bir klasik haline gelen, büyük yankı uyandıran, üzerinde çok konuşulan ‘TÜRKİYE'NİN EN İYİ 10'ları listeleri zaman zaman eleştiri de alıyor. Bu durum EN İYİLER listelerimizin tercihlere dayanıyor olmasından kaynaklanıyor.
Yazılarda hep belirttiğimiz gibi, konuyla ilgili kişilerden oluşan jüri üyelerine o haftaki alanla ilgili üç ya da beş tercihlerini soruyoruz. Cevaplardan listeler oluşturuyoruz.
Bu seçim bilimsel ya da uzman kurullarca belirlenmiş kriterlere göre yapılmıyor, tamamen sübjektif beğenilerden oluşuyor.
Biz cuma günleri okuyucularımıza, haftasonu keyif haritalarını çizebilecekleri bir gazete veriyoruz. Bu gazetenin bir sayfasına yerleştirdiğimiz en iyiler bir dayatma değil, nerede ne olduğundan haberdar olup fikir edinecekleri eğlenceli önerilerdir sadece.’’
İlk bekár orgeneral
SİZCE Türkiye'nin en büyük gazetesinin bir YAŞ toplantısı sonrasında manşete taşıması gereken konu, bir komutanın medeni hali midir? Komutanlarımızı tabii ki tanımak, mesleki başarılarını, birikimlerini öğrenmek isteriz. Ama kendisinin evli, bekár, dul, nişanlı ya da sözlü olması Türk halkını çok mu ilgilendiriyor? Sözgelimi, şimdiye dek hiç yeşil gözlü bir orgeneralimiz olmadıysa, ‘‘İlk yeşil gözlü orgeneral’’ diye mi başlık atacaksınız?
Deniz BAYKENT
TEMSİLCİNİN NOTU: Arkadaşımız Uğur Ergan haberinde, ‘‘TSK'da teamüller çerçevesinde orgeneralliğe yükseltilen askerlerin düzenli bir aile ve evlilik yaşamının olmasına özen gösteriliyor’’ diye yazmıştı. TSK’nın komuta kademesinde teamül dışında bir atama yapılması haber değeri taşır. Üstelik bu haber kamu çıkarlarını da ilgilendirir. Zaten Hürriyet'in 11 numaralı yayın ilkesi, kamu çıkarlarını ilgilendiren durumda özel yaşamın yayına konu edilebileceğini öngörür. 11. madde şöyle: ‘‘Kişilerin özel yaşamı -ilgilinin açık veya kapalı rızası olduğu anlamına gelen yaşam şekli ve kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında- yayınlara konu edilemez.’’
Ayrıntıdaki hata
GEÇTİĞİMİZ hafta yayınlanan ‘‘ÖSYM Puan Hatası Yaptı’’ başlıklı haberde haberin ana konusunu etkilemeyecek, fakat detaylarında yer alacak bir unsur kaynaklarımdan aldığım eksik bilgi nedeniyle hatalıydı.
Haberde okulun vasat öğrencisi olarak adı geçen Osman Kemal Sözer, sınıfta kaldığı için beklemeli öğrenci olarak yer alıyordu. Sınıfta kalmayan Sözer, bir yılını AFS ile Amerika'ya giderek geçirdiği için beklemeli öğrenci statüsünde yer aldı.
Nuran ÇAKMAKÇI/Hürriyet Muhabiri
Gay okulu binası
30 Temmuz Çarşamba tarihli gazetenizin 4. sayfasındaki ABD’de eşcinseller okulu ile ilgili haberinizde kullandığınız fotoğraf acaba gerçekten o söz konusu edilen okula mı ait, yoksa The New York Times Gazetesi'nin binasına mı?
Yener ATLI
TEMSİLCİNİN NOTU:
Gazetemizde yayınlanan fotoğraftaki bina eşcinsel okuluna ait. Fotoğrafı, Associated Press (AP) Ajansı geçti. Haberde de sözü edildiği gibi bina, Astor Place 2 adresinde ve The New York Times ile hiç ilgisi yok.
‘Maganda’ fotoğrafındaki kişi
5 Ağustos'ta yayımladığınız ‘‘MAGANDAYI POLİS DURDURDU, BAKAN GÜLEREK İZLEDİ’’ başlıklı haberde fotoğrafımı kullanmanızdan dolayı sizi kınıyorum. Fotoğrafımın kullanılması ve atılan başlık nedeniyle duyduğum rahatsızlığı dile getirmek istiyorum. Bu yazı yüzünden çevremdeki bütün insanlar bana o çirkin lakapla hitap etmeye başladı ve bu da benim sinirlerimi bozuyor. Uzun lafın kısası, yapmış olduğunuz bu haber yüzünden sayenizde maganda olarak adlandırıldım.
Mehmet Ali ÇAMLIBEL
TEMSİLCİNİN NOTU:
Okurumuzun sözünü ettiği haberde, kendisiyle ilgili herhangi bir ima hiçbir şekilde yer almadı. Tersine, okurumuzun da içinde bulunduğu düğün konvoyunda havaya ateş eden kişinin Sakarya Emniyeti'nde bir polis olduğu, hakkında işlem yapılması için yazı yazıldığı bilgisi vardı. Buna rağmen sayfa editörlerimiz ‘‘Okurumuzu üzdüysek özür dileriz’’ diyorlar.
Promosyon şikayeti
UZUN süredir Hürriyet okuyucusuyum. ‘‘Tatil Arkadaşım’’ ürünü için kupon biriktiriyorum. Talep formunu onaylatma süresi çok kısaydı. Bu iş için en az bir hafta zaman verilir ve bu tarihlerin içine hafta sonu da girer. Ben de, eşim de çalışıyoruz. Hafta içinde bunu yapabilmemiz imkánsız. Yani ben bunu onaylatamazsam bana bu kitaplar verilmeyecek mi? Bu konuyu promosyon bilgi merkezine de ilettim ama bir türlü yanıt verilmedi. Konu hakkında sizden bilgi rica ediyor, iyi çalışmalar diliyorum.
Şeref KARASU
TEMSİLCİNİN NOTU:Okurumuzun şikáyetini Promosyon Müdürümüz Müfit Utkusoy inceledi ve ‘‘Şeref Karasu'nun şikayeti oldukça eski. Kendisine cevap verildi, kitabı da gönderildi’’ dedi. Promosyon konusunda şikáyeti olan okurlarımız Sayın Müfit Utkusoy'a şu e-posta adresinden ulaşabilirler:
mutkusoy@hurriyet.com.tr
OKURLARIMIZDAN KISA KISA
MURAT ELİÇALIŞKAN: Sizi tenise verdiğiniz önemden ötürü kutluyorum. Tenis konusunda hem yurtiçi hem grand slam haberleri ile bizleri aydınlatıyorsunuz. Bu çizgiden ayrılmamanız dileğiyle.
DR. ALPER GÜZELTAŞ: 4 Temmuz tarihli gazetenizde yazılarını merakla okuduğum Sayın Ertuğrul Özkök, Sayın Bekir Coşkun, Sayın Emin Çölaşan, Sayın Fatih Altaylı, Sayın Hadi Uluengin ve başyazarınız Sayın Oktay Ekşi'nin yazılarını bulamadım, yadırgadım.
YAKUP BAŞAT: Köşenizde de yayınlanan ricam üzerine ölüm ilanlarının sürekli olarak gazetenizin orta sayfalarından sonraki bölümde yayınlanmasını sağladığınız için teşekkür ederim.
KAĞAN KANDEMİR: Gazetenizde ya da Akdeniz ekinizde Antalya'da hızla kirlenen denizle ilgili olarak haber yapabilir misiniz? Balık çiftlikleri de kirlilik yaratıyor.