Yeğenim
Aykut Tellibayraktar, üniversite sınavında ilk 200 arasına girmiş, son derece başarılı bir öğrencilikten sonra İstanbul'da çalışan ve yüksek lisans yapan, efendi, iyi huylu bir genç.
İstanbul'da bir minibüse binmek üzereyken, şoför kapıya bakmadan hızla hareket eder.
Aykut kendini kurtaramaz ve hızla giden minibüsün peşinde yerlerde sürüklenerek paramparça olur. Benzer bir kazayı da annem geçirdi. Eğer bu konuda yayın yapılmazsa, bu konuda şoförlere, hatta tüm vatandaşlarımıza ders verilmezse böyle kazalar sürüp gidecek. Bu konuda gazete, dergi ve televizyonlarda yayınlar olmalı. İnsanlara saygı, bekleme, sıraya girme gibi kavramlar öğretilmeli.
Aykut için içimiz yanıyor. Kimse, pırıl pırıl bir geleceği olan, her şeyi doğru yapmaya çalışan oğlunu bir anda paramparça, acılar içinde görmenin nasıl bir duygu olduğunu anlayamaz; ta ki başına gelene kadar.
Lütfen YETER demesini bilelim. İzin vermeyelim artık bu tür davranışlara. Eğitimi kulak arkası etmeyelim. Bir gazetenin en önemli fonksiyonu da bu değil midir?
Zerrin SAYER
zsayer@bigpond.com‘İsa’nın Son Yemeği’ni kim yedi?30 Aralık 2002 tarihli
‘‘Okur Temsilcisi'ne Mektuplar’’ köşesinde Sayın
Hasan Akdeniz'in
‘‘İsa'nın Son Yemeği’’ başlıklı eleştirisi çıktı. Bu eleştiride yer alan,
‘‘Hz. İsa ve 12 havarisi Hıristiyan değillerdi. Hepsi Yahudiydiler ve Hıristiyanlık Hz. İsa'nın ölümünden çok sonra İznik'te toplanan konsey tarafından kuruldu’’ şeklindeki sözler gerçeği yansıtmamaktadır.
1)
‘‘Hıristiyan’’ sözcüğü Mesih'e iman eden, Mesihçi anlamına gelmektedir. İsa Mesih'in öğretisini benimseyenler bu ismi kullanmaya havariler döneminde başlamışlardır. İsa Mesih ve 12 havarisinin Yahudi olarak doğmuş olması,
‘‘Onlar zaten Hıristiyan değildirler’’ dememizi gerektirmez. İsa Mesih zaten Hıristiyanlığın kendisidir, havarilerin de Yahudi olarak doğmaları sanırım
‘‘Hıristiyan’’ olmalarına engel değildir!
2) İznik Konsülü (ya da konseyi) ise, İS 325 yılında İznik'te toplanmıştır. Toplanma nedeni de, o dönemdeki Hıristiyanlar arasında İsa Mesih'in kişiliği (Tanrı ile eşit mi değil mi?) konusunda yoğunlaşan tartışmaları sonuçlandırmaktı.
İsa KARATAŞ
Türkiye Protestan Kiliseleri Birliği
Basın Danışmanı
ikaratas@turk.netTüzmen'in Irak gezisi faydasız mı?HER gün düzenli olarak gazetenizi satın alıp okurum. Bana göre hükümetin barış için gösterdiği çabalar çok doğru ve çok yerinde. Ve oralarda ticari kazanımların da elde edildiği dikkatimizden kaçmamaktadır.
Oysa siz Irak gezisini küçük bir
haber ve en üstte vermişsiniz. Üstelik ikinci
Kaddafi skandalı ve soğuk duş falan yazmışsınız.
Erol OKUTUCU
erolokutucu@hotmail.com
TEMSİLCİNİN NOTU
Bu yorumlar, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in gezisinde, Irak Devlet Başkan Yardımcısı Taha Yasin Ramazan'ın sert açıklamaları nedeniyle yapılmıştı. Gezi, ticari bazı kazanımlar elde edilse de zamanlaması ve bu açıklamalar nedeniyle günlerce eleştirildi.Saç nasıl her gün yıkanmaz?30 Aralık tarihli gazetenizde yer alan
Yener Süsoy röportajında ülkemiz insanı açısından bir yanlış olduğunu düşünüyorum. Büyük bir bölümü temizliğe çok önem vermeyen, kalanı da son birkaç yılda suyu, sabunu ve günlük yıkanmayı alışkanlık haline getirmeye çalışan ve hálá pek de başarılı olamayan Türk toplumu için gazetenizde
‘‘Saç her gün yıkanmaz’’ başlıklı bir yazı yer almasını doğru bulmuyorum. Günlük temizlik, modern yaşamın artık bir gereği. Etrafta hálá yağlı saçlı ve kokan insanların dolaşması bu yüzyıl için kabul edilebilecek bir alışkanlık değil. Günlük yıkanan saçların kurumasını önleyecek özel şampuanlar ve kremler var, sağlıklı olması için pis saçlarla dolaşmak gerekmiyor.
Bora TABUK
bortab01@yahoo.comÇocuk gazetesi istiyorumBEN 12 yaşındayım. Her zaman bir çocuk gazetesi bekledim. Ancak hiçbir gazete bunu yapmadı. En azından haftada bir gün, çocuklara yönelik bir ek çıkartabilirsiniz. Ya da hiç olmazsa bir köşeyi çocuklar için ayırabilirsiniz. Ben çocuklara gereken şeyin sadece fıkra ve bulmacalar olduğunu düşünmüyorum. Çocuklara göre, bizim anlayabileceğimiz bir dilde yazılmış haberler yayınlayabilirsiniz. Siz son reklamınızla çocuklara değer verdiğinizi ortaya koydunuz. Ben de bundan cesaret alarak size yazmaya karar verdim. Umarım bu konuyu düşünür, bizim için de bir gazete çıkarırsınız. Bu isteğimde yalnız olmadığımı biliyorum.
İrem TEKOGUL
tekogul@yahoo.comDiş randevusunu 2004’e verdikGAZETENİZDE yayınlanan
‘‘Denizli'de Diş Tedavisinde 2005'e Randevu’’ başlıklı haberi Denizli Valiliği araştırdı. Valiliğin cevabında, haberin gerçeği yansıtmadığı, fiziki yetersizlik nedeniyle kron-köprü protezler için günlük, konservatif tedavi ve detertraj için 2003 tarihine, total parsiyel protezler için ise personel yetersizliğinden dolayı 2004'e gün verildiği belirtilmiş, fiziki ve personel yetersizliğin ortadan kaldırılması halinde randevuların kısa sürede bitirilebileceği ifade edilmiştir.
Dr. Tahsin ECER
Sağlık Bakanlığı
Tedavi Hizmetleri Genel MüdürüHassas bilgiler vermeyin23 Kasım tarihli gazetenizde babam
Nihat Afyonoğlu ile ilgili bir haber çıktı. Haberde polisin, babamın bürosunun yanındaki Ermeni okulunun güvenlik kamerasını incelemeye aldığı duyuruluyordu. Soruşturmanın selameti açısından bu gibi hassas bilgileri kamuoyuna açıklamanız çok zararlı. Babamı kaçıranlar, bu bilgileri kullanıp ona göre pozisyon alabilirler. Sizden istirhamım, soruşturmayla ilgili hayati bilgileri ince bir elekten geçirdikten sonra vermenizdir.
Gökhan AFYONOĞLUHastayı o iğne öldürmedi22 Kasım tarihli
‘‘İğne Öldürdü İddiası’’ başlıklı haberinizde, adımdan bahsedilerek gerçek dışı anlatımlara yer verildi. İğneden öldüğü ileri sürülen kişi, Nizip Devlet Hastanesi acil bölümüne getirildi. Hastayı muayene ettim. Herhangi bir bulguya rastlamadım. Ancak yine de dahiliye uzmanına sevk ettim. Haberde geçtiği gibi eve göndermedim. Hastaya yapılan iğnenin öldürdüğü ise hiç iddia edilmemiştir.
Dr. Murat ŞEKERCİKopya çeken bakan oğlu25 Ocak tarihli gazetinizin manşetindeki haberini eleştirmek istiyorum. Hürriyet Gazetesi, her haberinde çocukların yüzünü sakladığı halde, Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu'nun oğlunu açıkça sergilemiştir. Çocuğun kopya çekmiş olmasını, resmini de basarak manşetten vermeniz doğru değil. Kopya çekmek tabii ki kötü bir durumdur. Ama küçük bir çocuğun böyle ifşa edilmesi daha da kötü bir durumdur. Saygılarımla
Şule ÇİLİNGİROĞLU
sucilin@hotmail.com
TEMSİLCİNİN NOTU
Nüfuz kullanmanın çok yaygın olduğu Türkiye'de, bir öğretmenin çıkıp, Milli Eğitim Bakanı'nın oğluna bile ayrıcalık tanımaması, çok çarpıcı ve emsal olabilecek bir örnek. Pek çok konuda hem Hürriyet'in yayın ilkelerine aykırı, hem de yasal zorunluluk olan küçük yaştakilerin adının gizlenmesi konusu ise bu örnekte çok zor. Çünkü Milli Eğitim Bakanı'nın oğlu deyip, adını gizleseniz bile kimlik kendiliğinden ortaya çıkıyor.OKURLARIMIZDAN KISA KISA ALEV RİGEL 4 Ocak tarihli gazetenizde,
‘‘İngilizleri Dehşete Düşüren Görüntü’’ başlıklı haberde geçen
‘‘dokümantal bir belgeselde’’ ifadesi ne demek?
NİLÜFER ARSLAN Ben 14 yaşında sıkı bir Hürriyet okuruyum. Geçtiğimiz günlerde çıkardığınız moda ekinin adının
‘‘LOOK’’ olmasını anlayamadım. Herkes
‘‘Look’’un anlamını biliyor mu? Lütfen bu genç okurunuzu dikkate alın.
KADRİYE AŞIK Hürriyet iyi gazete. Ben haber bölümünü okuyup bulmacalarını çözmeye çalışırım ama eşim her yerini okur ve çok takdir eder. Evimize başka gazete girmez. Emeği geçen herkese teşekkürler.
MEHMET SAİT YILDIRIM Magazine yer ayırmayın demiyorum, ancak kimsenin özel yaşamı ciddi bir gazetenin baş sayfasını işgal edecek kadar önemli olamaz.