Hürriyet'e mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Hürriyete mektuplar
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2002 01:50

Ardahan Dörtlüğü yanlış yorumlanmış

Araştırma ve röportaj yapan gazeteci Sayın Doğaner Gönen arkadaşımız doğrudur. Zaten böyle bir dörtlüğün var olduğuna dair kaynak da gösterilmiştir. Ancak yorumlayanlar yanlış yorumlamaktadır.

‘‘Adam çıkmaz Ardahan'ın elinden’’ dizesi güç olgusunu ifade etmektedir. ‘‘Ardahanlı'nın toprağını terk etmeyeceği’’ anlamındadır. Zaten ikinci dörtlük bu anlamı pekiştirmektedir.

‘‘Goda düşmez ölene dek belinden.’’ Goda, bir çiftlik aracıdır. İki dizenin tam anlamını ifade etmek gerekirse:

‘‘Ardahanlı, elini hiçbir zaman terk etmez, ölünceye kadar da toprağını işler.’’

Saygılarımla.

Karslı Halk Ozanı-Öğretmen-Araştırmacı Selahattin DÜNDAR


Bu evler Yüksel İnşaat’ın

Geçtiğimiz 17 Ağustos tarihinde, 17 Ağustos Marmara Depremi'nin 3. yılı nedeniyle gazetenizde kullanılan fotoğraftaki binalar, resimaltında yazıldığı gibi Veli Göçer'in yaptığı binalar değildir.

Bu binalar Yüksel İnşaat tarafından, Yalova - Karamürsel yolu üzerinde, deniz tarafında bulunan Yüksel Sitesi'nin hazin sonunu göstermektedir. Bu site, fotoğrafta da görüldüğü gibi deniz ile karayolu arasındadır.

Füsun NOYAN

fnoyan@oyakbank.com.tr



L'Atalente umut gemisi değil

Marmara Denizi içindeki fayların detay özelliklerini araştıracak Fransız L'Atalente gemisiyle ilgili 16 Eylül tarihli gazetenizdeki haber için kullandığınız ‘‘Umut gemisi bugün İstanbul'da’’ başlığı hem doğru değil, hem haberin içeriğiyle uyumlu değil.

Araştırmaların koordinatörü Prof. Dr. Naci Görür, bu tür araştırmaların hiçbir şekilde Marmara'daki deprem tehlikesini ve İstanbul'un deprem riskini değiştirmeyeceğini, riskin sadece önlemlerle düşürülebileceğini defalarca açıkladı. L'Atalente'nin araştırmaları bu kaba bilgiyi netleştirebilir, kırığın durduğu noktayı saptayabilir, bilim adamlarının tahmininde birkaç kilometrelik yanılmalar olduğunu gösterebilir ama, İstanbul'daki deprem riskini değiştirmez.

Ali ER

Serbest Gazeteci



Bakanlık’tan açıklama

Gazetenizin 2 Eylül tarihli sayısında yer alan ‘‘4 kez görevden alınan müdürü iade etti’’ başlıklı haber gerçekleri yansıtmamaktadır. Şöyle ki:

‘‘Yüksek İhtisas Hastanesi İşletme Müdürü Hüseyin Karabağ, hakkında teftiş ve inceleme devam ettiğinden, incelemenin daha sağlıklı yürütülebilmesi için Ankara İl Sağlık Müdürlüğü'ne görevlendirilmiştir. Hüseyin Karabağ hakkında yapılan soruşturma sonuçlanıncaya kadar, aynı hastanede 19 yıldır Hastane Müdür Yardımcısı olarak çalışan Hacı Dede Aytekin, İşletme Müdürlüğü'ne görevlendirilmiştir.

Hacı Dede Aytekin, hakkındaki tüm iddia ve suçlamalardan ötürü çıkarıldığı adli ve idari mahkemelerin tamamından beraat etmiş olup, aynı hastaneye işletme müdürü olarak görevlendirilmesinde yasal bir engel bulunmamaktadır.

Yukarıdaki düzeltme metninin yayınlanmasını ve Türk kamuoyunda saygın bir yeri olan Hürriyet Gazetesi'nin doğru haber verilmesi konusunda daha duyarlı olmasını bekler, saygılar sunarım.

Hasan ALTINTAŞ

Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri



Mafya liderlerinin özel yaşamına yer vermeyin

MEDENİ ülkelerin ‘‘büyük gazete’’lerinde yasadışı işlere karışmış kişilerin ‘‘renkli’’ hayatlarının yayınlandığını görmedim. Magazin, paparazzi basını bu tür şeylerle belki ilgilenebilir, ama yasadışı iş yapan insanları büyük gazeteler övmez, görgüsüz marifetlerini haber olarak yayınlamaz. Bu kişilerin yargılanmaları, toplum önünde eylemlerinden dolayı küçük düşmeleri, mallarına el konularak toplumun malının topluma iadesinin sağlanması ve topluma yasadışı işlerin cezasız kalmayacağının gösterilmesi bir medya görevi olmalıdır. Yoksa örnekteki gibi şahısların hepimize ‘‘nanik’’ yaptığı haberler toplum vicdanını zedeleyen, adalet duygusunu yok eden, haksız kazancı olağan hale getiren ve kurumunuzu da küçük düşüren bir yayın tarzını temsil eder ki, bu da Hürriyet Gazetesi'ne yakışan bir tutum olmamalıdır.

İrfan AKTAR

Yük. Müh. Mimar



Jandarmayı yıpratmak söz konusu olamaz

Gazetenizin 21 Eylül tarihli sayısında, ‘‘İşkencede Emniyetin konu Mankeni jandarma’’ başlığıyla sunulan, ANKA Ajansı kaynaklı haberde, Emniyet Genel Müdürlüğü, Polis Akademisi Başkanlığı yayımlarından olan, ‘‘Ceza Mahkemeleri Usul Hukuku’’ kitabı konu alınmıştı. Polis Akademisi öğretim üyelerince titizlikle hazırlanan bu kitapta, herhangi bir kurum hedef alınmadan, asla önyargılı davranılmadan, örnek olaylarla, Yargıtay kararlarıyla zenginleştirilerek konular, Ceza Usul Hukuku alanında polise, öz ve teorik pratik kaynaştırılarak, objektif bilgiler ve örnekler sunulmuştur.

Gazetenizde ‘‘İşkencede emniyetin konu mankeni’’ şekliyle sunulan haberin aksine, kitabın ilgili konuları incelendiğinde, ülkemizin iç güvenliğini sağlamaktan sorumlu en güzide kurumlarından biri olan Jandarma teşkilatımızın yıpratılması diye bir şey asla sözkonusu değildir. Kitapla güdülen amaç, belirtildiği üzere öğrencilere, eğitici-öğretici bilgiler, olaylar sunmaktır. İşkence konusu da bu doğrultuda işlenmiştir.

Durumun bu şekilde düzeltilerek, düzeltme yazımızın yayımlanmasını rica ederiz.

EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

BASIN MERKEZİ



Evcil ile bağımız yok

16 Eylül tarihinde gazetenizde yayınlanan haberde adı geçen Erol Evcil ile Nilüfer Turizm'in sahibi sayın Hüseyin Kayapalı'nın eski bir arkadaş olduğu doğru olup, Erol Evcil'in düğünde bulunmasının tek ve ana nedeni de bu arkadaşlıktır. Bunun dışındaki her türlü yakıştırma gerçek dışıdır. Sayın Hüseyin Kayapalı'nın Erol Evcil ile resmi ya da gayriresmi hiçbir iş ortaklığı ve ticari ilişkisi yoktur.

Gazetenizdeki haberde yer alan bu yanlışlığın düzeltilerek yayınlanmasını ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini rica ederiz.

Şirketimizin kuruluşu, sermayesi ve ortaklık yapısı ile ilgili doğru bilgilere ulaşmak isterseniz bize başvurmanız yeterli olacaktır. Gereken yardımın ve şeffaflığın tarafınıza sağlanacağından kuşkunuz olmasın.

Saygılarımızla.

M.Serdar ÖMEROĞULLARI

Halkla İlişkiler Müdürü



Travesti haberine eleştiriler

18 Eylül tarihli gazetenizde, verdiğiniz günün haberini anlamış değilim. Şoförün taksiden fırladığı ve kaçamayan travestiyi hastanelik edinceye kadar dövdügü belirtilmiş olmasına rağmen, yazıda travestinin kaçtığı ve şoförün peşinden koşup yakaladığı belirtilmiş. Travestiyi yakalamak için de baston kilidi kullanmış. (Ayrıca ne zamandan beri bastonlar kilitleniyor?)

Bir de fotoğraflara bakınca travestinin çok rahat yürüdüğü belli oluyor. O zaman feci sekilde dayak yiyip hastanelik olan ve 5 gün iş göremez raporu alan birisi nasıl oluyor da böyle çok rahat yürüyebiliyor.

Hakverdi TURHAL


OKURLARIMIZDAN KISA KISA

UMUT YAŞAR KIYIKÇI: Yıllardır Hürriyet Gazetesi okuyorum ve çok beğeniyorum. Hürriyet yıllardır hep aynı başarı ile devam etti yayın hayatına.

BÜŞRA PEKHAMARAT: Ben 15 yaşımdayım. Gazetelerdeki tüm yazarlar, orta yaşa hitap ediyor. Ben gençlere hitap eden bir köşede yazmak istiyorum. Önceden bir tecrübem olmadı ama herşeyin bir ilki vardır.

ŞERMİN ŞENTÜRK: 1 Eylül'deki gazetenizde, ‘‘Sucuk Döneri Kim Yarattı?’’ isimli haberinize konu olan kişinin, sanki AIDS'e çare bulmuş gibi böbürlenmesine anlam veremedim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!