‘Küçük Neco’ için derdimi anlatan spot yazamamışımPAZARTESİ sabahıydı ve kahvaltı masasındaydık. Eşim,
Hürriyet'i açmış satır satır okuyordu. Bir ara
‘‘Bak ben haklı çıktım işte’’ dedi. Bir gün önce uzun süredir kullanamadığım haftalık iznimi yapmış, o nedenle 30 Eylül 2002 tarihli gazeteyi henüz görmemiştim. Eşim okuduğu sayfayı bana çevirmiş,
‘‘Okur Temsilcisi'ne Mektuplar’’ köşesindeki
‘‘Medya mağduru mu, yoksa kötü örnek mi’’ başlıklı bir yazıyı gösteriyordu. Altındaki imzayı görünce şoke oldum: Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Ertuğrul Özkök. Otomobil camından oyuncak tabancasını gösterdiği için bir gazete tarafından
‘‘hayvan’’ sıfatına layık görülen çocuktu konu.
Ertuğrul Bey, her zamanki kibar üslubuyla gazeteye gece koyduğumuz manşeti eleştiriyordu. Üstelik bir gün önce de eşim,
‘‘O çocuğu açık kimliğiyle sergileyerek, asıl sen medya mağduru ettin. Sen birilerini eleştirirken, çocuk gereksiz yere gündeme geldi’’ sözleriyle beni bir güzel hırpalamıştı. Evet aslında ben de pişman olmuş, cevap verememiştim. Bu kez kamuoyu önünde bir eleştiriye muhataptım. Cevap hakkı doğmuştu... O yavru, koyduğumuz fotoğraflardaki
‘‘bıçkın’’ tavrıyla birilerinden kötü örnek aldığını sergiliyordu. Ama ben 1. sayfaya o şekilde yansıtınca
‘‘kötü örnek’’ oldu. Çünkü o çocuk, televizyon ekranlarındaki şiddet içeren
filmler (çizgi filmler de dahil) ve dizilerden,
‘‘delikanlılığın kitabını yazan’’ların derslerini bellemişti. O anlamda yavrumuz
‘‘medya mağduru’’ydu. Ben iki ayağım bir pabuçta gazeteyi son baskıya hazırlarken, derdimi tam anlatan bir spot yazamamıştım. Özür dilerim
‘‘Küçük Neco’’, senden yola çıkarak mesaj vermeye çalışırken, bir çuval inciri berbat ettim.
Necdet TATLICAN
Hürriyet Gazetesi Sorumlu
Yazı İşleri Müdürü
Köpeği biz öldürmedik20 Eylül tarihli gazetenizde yeralan
‘Şirin’i döve döve öldürdüler' başlıklı haberde bazı gerçek dışı iddialara yer verilmiştir. Bu haberle ilgili Kadıköy Belediyesi Veteriner Müdürlüğü'nün açıklaması şöyledir:
‘‘Habere konu olan köpek ekiplerimiz tarafından ısırılma şikáyeti üzerine alınmıştır. 12 Eylül günü Göztepe Perçem Sokak'ta siyah bir köpek tarafından ısırıldığı söylenen Murat Çulhaoğlu ekiplerimizle birlikte sokak köpeği teşhis ederek şikáyetçi olmuş, köpeğin kuduz olup olmadığının araştırılmasını istemiştir. Isırılma şikáyeti üzerine harekete geçen ekiplerimiz, köpeğin müşahede altına alınıp kontrol edilmesi için bayıltıcı iğne kullanmış ancak iğneye rağmen ekiplere direnen köpek, kancayla yakalanmak suretiyle alınıp, hayvan barınağına getirilmiştir. Haberde bahsedildiği gibi köpeğin demir çubuklarla dövüldüğü ve kapıya sıkıştırılıp kaburgalarının kırıldığı iddiaları gerçek dışıdır. Haberde köpeğin mahalleli tarafından sahiplenildiğinden bahsedildiği halde köpeğin alınma anında hiçbir mahalleninin müdahalesiyle karşılaşılmamıştır. Köpek kancayla yakalanması sırasında ağzıyla demir kancayı ısırmak istediği için ağzı bir miktar kanamıştır. Köpek barınakta kuduz olup olmadığının anlaşılması için müşahedeye alınmış ancak 2 gün sonra kendiliğinden ölmüştür. Haberde bahsedildiği gibi ekiplerimizin vahşet uygulayan bir tavırları ne Kadıköy ile ne de bizim çağdaş dünya görüşümüzle bağdaşmaz. Böyle insanlık dışı davranış özellikleri de şimdiye kadar hiç görülmemiş, bu konuda da belediyemize Kadıköylüler tarafından hiçbir şikáyet gelmemiştir.’’
Kadıköy Belediyesi Basın Bürosu
Polis tek mermi mi sıktı, bir şarjör mü?4 Eylül Çarşamba günü
‘‘Polis, Genelkurmay önünde şarjör boşalttı’’ başlıklı haberi görünce,
‘‘Eyvah’’ dedim. Ancak başlıkta böyle yazsa da, haberin içeriğinde polisin sadece bir el ateş ettiği yazıyordu. Genelkurmay'la da ilgili değilmiş. Neticede polis şarjör boşaltmamış, sadece bir el havaya ateş etmiş. Adı üzerinde, şarjör boşaltmak, ne kadar mermi varsa hepsini ateşlemek demek. Acaba polisin silahında tek mermi mi vardı? Hürriyet Gazetesi'nin, halkın gücü ve rejimin bekçisi olduğunu düşünüyorum. Onun için bu gazeteyi çok seviyorum.
Bülent AĞIRGÜNTEMSİLCİNİN NOTU
Bize ulaşan ilk haberde, polisin 15 mermi sıktığı bilgisi vardı. Ancak sonra tek mermi sıktığını öğrendik. Başlık unutulmuş. Özür dileriz.Briç yazarının ağır sözleri
HÜRRİYET KEYİF ilavenizin
‘‘Briç’’ köşesinin yazarı, aynı zamanda Türkiye Briç Federasyonu başkanı olan Sayın
Ata Aydın, 7 Temmuz 2002 ve 14 Temmuz 2002 tarihlerinde yayımlanan yazılarında kimliği belirsiz kişilere küfür ve hakaret etmiştir, çeşitli yanlış suçlamalarda bulunmuştur.
7 Temmuz 2002'de
‘‘haset ve kıskançlıktan gözleri dönmüş, yetersiz, yeteneksiz, bilgisiz ve vatan sevgisinden nasibini almamış birtakım kişiler’’, 14 Temmuz 2002'de de
‘‘iki üç maskara ve onların beş on piyonu’’, ‘‘hem genel hem spor ahlakından yoksun bu kişiler’’ ibarelerini kullanmıştır.
14 Temmuz 2002'de ayrıca bu kişileri yakında açıklayacağı bilgisini vermiştir. Fakat uzun zamandır beklediğimiz halde hiçbir elle tutulur açıklama yapmamıştır. Bu nedenle tüm briç camiası, özellikle internet ortamında briç oynayan, konuşan ve yazanlar töhmet altındadır.
Sami COHEN
Lisanslı Milli Briççi
Türk Briç Bilgi Bankası web sitesi editörü
(www.bricbank.com)
(532) 297 00 11
samicohen@bricbank.com
Tekvandoya yer verinYİRMİ yılı aşkın süredir Hürriyet Gazetesi gibi bir dostum var. Bizimki tek taraflı dostluk. Dostumun elbette ki, her dostlukta olduğu gibi artı ve eksileri var. Bana dünyayı farklı boyutlarda anlatır durur. Bu pozitif yönü. Ama dostum, hiçbir zaman benim duygu ve düşüncelerimi öğrenemedi.
Kısaca konuya girelim: Halen TC tekvando 2. kademe antrenörüyüm. Artık Hürriyet Ege gibi eklerinizi bölgesel spor faaliyetlerine açma zamanı geldi de geçti. Ülkemizin en fazla sayıda sporcuyu barındıran en başarılı spor dalına artık sayfalarınızda yer veriniz.
Güner NASÖZ
TC Tekvando Antrenörü
Hukuka saygı ve MHP9 Eylül tarihli manşetinizde gördüğüm bir tezatı Hürriyet ilkeleriyle bağdaştıramadığım için yazmak istedim.
‘‘MHP'nin AB inadı’’ diyerek attığınız başlık, hukuka saygı konusunda kafamda şüphe uyandırdı. Eğer söz konusu maddeler Anayasa'ya aykırı ise düzeltilmesi gerekmez mi? Yok eğer aykırı değilse Anayasa Mahkemesi zaten iptal etmez. MHP'yi karalamak adına hukuka saygıyı göz ardı etmek Hürriyet'e yakışmaz.
Saygılarımla.
Mustafa YURTTÜRK
TRT'de yasaklı listesi yok27.09.2002 tarihli gazetenizde
‘‘TRT'nin 10 Yasaklısı’’ başlığı ile verdiğiniz
haber gerçekleri yansıtmamaktadır. TRT'nin yalnız
‘‘Kahvaltı Saati’’ programı değil, hiçbir programı için bir yasaklı listesi bulunmamaktadır. Söz konusu haberde yer alan listedeki isimler kurumumuzca hazırlanan çeşitli radyo ve televizyon programlarında zaman zaman yer almışlardır. Örneğin Tele Pazar, Bir Başka Gece, Sayısal Gece programları gibi.
Nilgün Artun
TRT TV Dairesi Başkanı‘Bu kadın’ başlığına eleştiri15 Eylül tarihli pazar ekinde yer alan başarılı röportajın başlıklarını çok yadırgadım.
Bütün yaşamını çalışarak, üreterek geçirmiş, uluslararası kariyerini yapıtlarıyla sağlamış sanatçımız
Alev Ebüzziya Siesbye'den
‘‘Bu kadın’’ diye bahsetmenin ve sadece fiziği ile ilgilenen bir tutumla,
‘‘Bu kadın 64 yaşında’’ şeklindeki ifadenin, dünyanın 30'dan fazla ülkesinin müzelerinde eserleri sergilenen sanatçımıza karşı büyük bir saygısızlık olduğunu düşünüyorum.
M.Haldun DOSTOĞLU‘Maçolar Meclisi’ manşeti ‘MAÇOLAR Meclisi’ diye manşet attınız. Gazetenizde kaç kadın çalışan var acaba? Bu başlık Türkiye'nin ve dünyanın gündemine ne kadar uygun? Okuyucunuzun dünyasına ne katıyor?
Sabire CAN
sabirecan@hotmail.com
OtokontrolÜLKEMİZ insanının sosyal ve kültürel kimliğinin oluşmasında medyanın ne kadar etkili olduğu biliniyorken, oluşturulmak istenen apolitik ortamı ve kirlenmeyi üzüntüyle izliyoruz. Ciddiyetine ve kalitesine güvendiğimiz gazetenizin yayın ilkeleri kararının gerçek anlamda basın otokontrolü olacağına inanıyor, yürekten kutluyoruz.
Hesna YEŞİLÇİÇEK/İSTANBULOKURLARIMIZDAN KISA KISA HATİCE DİLEK (İSTANBUL): ‘‘Satürn'ü UFO sandılar’’ başlıklı haberiniz iki cümleden oluşuyor. Birincide cismin Satürn gezegeni olduğu belirlenmiş, ikincisinde cismin astronomik göz yanılmasından kaynaklanan hata olduğu ifade ediliyor.
ALKAN KILIZDEL: Pek çok yazarınıza, makalelerindeki hatalarla ilgili e-mail veya faks yolladım, hiçbirinden yanıt alamadım. Bu tür hatalar düzeltilmeli ve okuyucuya bilgi verilmeli diye düşünüyorum.
NEBAHAT DALKILIÇ: Okur mektuplarına daha fazla değer verdiğinizi öğrendikten sonra heyecanla bekledim. Fakat yine hayal kırıklığı yarattınız. Bu köşede de medyatik kişilerin fotoğrafları bütün yeri kaplamış.