Güncelleme Tarihi:
70’li yıllarda tüm dünyada olduğu gibi sinemanın en dinamik reflekslerine sahip Amerika cephesinde de sektör problemler yaşıyordu. İşte giderek kuraklaşma eğilimi gösteren bu ortamda iki yakın arkadaş; George Lucas ve Steven Spielberg, eskilerin deyimiyle ‘macera’, şimdiki zamanın deyimiyle de ‘aksiyon’ sinemasını yeniden inşa ettiler ve parlak günleri geri getirdiler. Çektikleri filmler salonları dolduruyor, gişe rekorları kırıyor, ‘Altın çağ’ yeniden yaşanıyordu. Lakin imza attıkları yapımlar çok geçmeden ‘yedinci sanat’ın ağır abileri tarafından tefe tutulacak, ikisinin de sinemanın yaşını düşürdüğü iddia edilecekti. Lucas bu eleştirilere aldırmadı, çünkü yarattığı ‘Star Wars’ serisi aynı zamanda küpünü doldurmasını sağlıyordu. Spielberg ise daha ‘hassas’tı ve kariyerinin sonraki yıllarında ‘büyümek’ istediğini gösteren pek çok yapıma imza attı.
‘İYİ YÖNETMENLER ATIL DURUMDA KALDI’
Spielberg artık 75 yaşında ve yakında gösterime girecek son filmi “The Fabelmans” vesilesiyle The New York Times’a demeç vermiş. Ünlü yönetmen sinemanın günümüzdeki dengelerine işaret ederek dijital platformlar ve sinemanın kaderi üzerine konuşmuş. Spielberg’e göre ‘Pandemi dönemi’nde platformların aboneliklerini rekor seviyelerde yükseltmesi onları güçlü kıldı. Ama çok iyi yönetmenlerden satın aldıkları projeler salonlarda seyirci karşısına çıkmadığı için ya atıl kaldılar ya da platformlardaki gösterim sıralarını beklemeye başladılar. Spielberg’e göre yaşlı seyirciler patlamış mısır eşliğinde film izlemekten kurtuldukları için platformları sevdi ama öte yandan yine aynı seyirci salona giderek başka kuşaktan izleyicilerle buluşup sosyal ortamın büyüsüne kapılmaya hazır. Deneyimli yönetmen özetle “Sinema geri gelecek, gerçekten böyle düşünüyorum” diyor.
SİNEMADA AKSİYON EVDE HİKÂYE İZLENECEK
Spielberg aslında bu görüşleriyle son zamanlarda ortaya çıkan kimi tartışmaları da somuta dökmüş oldu. Evet, sinema tekrar eski muhteşem günlerine dönecek mi? Seyirciler yine salonlara hücum edip ‘Box office’ listelerine zorlayacak mı? Bu soruların şöyle cevapları var diye düşünüyorum. Evet, sinemanın “yaşını küçülten” ama bilgisayar teknolojisi sayesinde geçmişte gerçekleştirilmesi zor sahneleri, hayallerin ötesine giderek inşa eden yapımlar elbette ilgi görecek ve özellikle genç seyirciyi salonlara çekecek. Burada tabii ki aksiyon filmlerinin öne çıktığını görüyoruz, görmeye de devam edeceğiz. Çünkü bu tür yapımların sunduğu ‘güzellikler’ geniş perde, ses ve görüntü kalitesi yüksek salonlarda daha çok tadına varılacak teknik unsurlar. “Yeni sinema düzeni” hikâyeye dayanan konvansiyonel anlatıma sahip yapımları evde ekran karşısında ya da bilgisayarda izlemeniz mümkün diyor ve bu yüzden de platformlar önem kazanıyor.
EKONOMİK KOŞULLAR BELİRLEYİCİ OLUYOR
Öte yandan Türkiye’de pandemi sonrası insanların daha az sinemaya gittiğini gözlemliyoruz. Ben bunun nedeninin filmlerin kalitesi olmaktan ziyade ekonomik koşullar olduğu kanaatindeyim. Salonda bir film izlemenin faturası ulaşım, dışarıda yemek vs. gibi kalemlerle çok yüklü tutarlara ulaşıyor. Bu açıdan da salonda görmeye değer büyük stüdyo işi yapımların dışında olan çalışmalar, eskisi kadar ilgi görmüyor, gelir getirmiyor. Bu yüzden de birçoğu, çok geçmeden soluğu platformlarda alıyor. Dışarıdaki seyircinin alım gücü ise hâlâ salonda film izleme alışkanlığını sekteye uğratacak düzeyde değil. Dolayısıyla Batı’da Spielberg’ün bahsettiği türden bir ilginin tekrar ayağa kalkma olasılığı daha yüksek.
Öte yandan Spielberg’ün açıklamaları bence şöyle bir ironi içeriyor; zamanında “çocuklaştırdığı” iddia edilen bir sanatta artık o da ‘şimdiki çocuklar’ın sinema izleme biçimlerine ve alışkanlıklarına karşı çıkma noktasına geldi. Hayat bu, kurduğunuz denklemin yerlerini sürekli değiştiriyor!