Onur SAĞSÖZ Cem BAKIRCI/MUŞ (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 10, 2008 00:00
Hürriyet Gazetesi ve TCDD tarafından ortaklaşa organize edilen "Hürriyet Hakkımızdır/Tren Özgürlüktür" projesi kapsamında yola çıkan özel tren, 9’uncu durağı olan Muş’ta vatandaşlarca "Nerede kaldırız" diye karşılandı. Dün sabah 08.00’de Elazığ’dan yola çıkan Hürriyet Treni, öğleden sonra 16.30’da Muş’a vardı ve coşkuyla selamlandı.
HÜRRİYET Gazetesi’nin kuruluşunun ve BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilişinin 60’ncı yıldönümleri nedeniyle, Hürriyet Gazetesi ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları tarafından organize edilen proje kapsamında, 1 Temmuz günü Kars’tan yola çıkan "Hürriyet Hakkımızdır, Tren özgürlüktür" treni, Muş’ta coşkuyla karşılandı.
Elazığ’dan dün sabah saat 08.00’de hareket eden Hürriyet Treni, Muş Garı’na saat 16.30’da girdi. Hürriyet Treni, 9’uncu durağı olan Muş Garı’nda Belediye Başkanı Necmettin Dede, vatandaşlar ve çok sayıda çocuk tarafından alkışlarla ve coşkuyla karşılandı. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) destek veriği proje kapsamında, 1 lokomotif ve 11 vagondan oluşan Hürriyet Treni, ziyaretçi akınına uğradı.
İstasyona gelen vatandaşlar, ilk olarak Hürriyet Gazetesi’nin yayın hayatına başladığı 1948 yılından günümüze 60 yıllık 1 Mayıs tarihli birinci sayfalarının yer aldığı sergiyi gezdi. Vatandaşlar, daha sonra "Doğum Günü Hürriyet"in sayısından alabilmek için vagonda kuyruk oluşturdular.
Muş Garı’na gelen çocuklar ise Uluslararası Af Örgütü’nün standında hayallerini resim yaparak anlatmaya çalıştılar. Çocuklar ayrıca Akbank Çocuk Tiyatrosu’nun tiyatro vagonunda sahnelediği ve yönetmenliğini Işıl Kasapoğlu’nun yaptığı "Masal Masal İçinde" adlı oyunu aileleriyle birlikte izlediler.
Öte yandan Hürriyet Gazetesi Kurumsal İletişim Direktörü Temuçin Tüzecan, Hürriyet Treni’ni Muş Belediye Başkanı Necmettin Dede’ye gezdirdi. Temuçin Tüzecan, Muş’ta bir süre kaldıktan sonra Tatvan’a hareket edeceklerini bildirdi.
BUGÜN TATVAN GARINDAYIZ
10.30 ve 13.30 Uluslararası Af Örgütü’nün çocuklarla atölye çalışmaları.
13.30 İnsan Hakları üzerine sohbet.
14.30 Akbank Çocuk Tiyatrosu "Masal Masal İçinde" oyunu.
16.00 Aile İçi Şiddete Son Eğitimi
Gün Boyu: "Birinci Sayfalardan Hürriyet Hakkımızdır" ve "Demiryolu" sergileri.
Buradaki doğal ve tarihi güzelliklerden insanların habersiz olmasına çok yazık
Elazığ’dan Muş’a uzun bir yolumuz var. Kilometrelerle ilgili bir uzunluk değil bu sadece; seyahatin güvenliği için sık sık durmak zorunda olduğumuzdan uzuyor yolumuz.
Bir duraktan bir durağa, önce önümüzdeki yolun güvenli olup olmadığı kontrol ediliyor, sonra bize geçiş veriliyor. Can güvenliğimiz için askeri birlikler desteğini esirgemiyor.
İnsan hakları mücadelesi biraz da böyle bir şey; bazen kelle koltukta gezmek gerekebiliyor. Sadece tren yolculuklarında değil, her anlamda, her yolculukta.
Yol boyunca durum kontrol altında görünüyor. Elazığ-Muş arası, Yurt, Konak, Beyhan, Genç, Solhan, Kale, Kurt gibi, bazılarının ismini acı acı hatırladığımız yerlerden geçiyoruz. Bir sağımıza, bir solumuza geçip bize sürekli eşlik eden çamur renkli Murat nehrinden başka, çok sık askeri birlikler görüyoruz.
Grand Canyon gibi
Keşke görmesek. Yani gerek olmasa. Çünkü geçtiğimiz yerler, Amerika’da milyonlarca turistin akınına uğrayan ve gitmese de dünyada herkesin adını bildiği Grand Canyon’dan daha farklı, daha az güzellikler içermiyor. Bizse bu güzelliklerden lay lay lom yaparak geçemiyoruz maalesef.
Önceki gün gezdiğimiz Elazığ’ın Harput harabelerine gelince... Tarihi ve turistik güzelliklerimiz sözkonusu olduğunda mangalda kül bırakmayan yetkililerimiz, Harput’a rahatça çıkabilmek için bir patika yol yapmaya bile üşenmiş. Ne dinlenecek bir yer, ne içecek iki yudum su. Aynı şey Kars Ani harabeleri için de geçerliydi; turistin hayatını kolaylaştıracak tek bir detay yok. Onu bırakın, asıl adı Ani tamamen kayıtlardan silinmiş Anı yapılmış, hafızalardan da silinsin isteniyor.
Sağlıklı turizm
Sanki o tarihi ve turistik güzellikler iyice yok olup gitsinler de kurtulalım mantığıyla kaderlerine terk edilmişler. Ondan sonra, "Millet bir taşı nasıl satıyor, bizim nelerimiz var ama turizmimiz patlamıyor" şikayetleri bitmek bilmiyor. Bizim trenimiz sayesinde görme şansı yakaladığımız Hazar Gölü kıyısındaki Gezin beldesinin batıdaki tatil beldelerinden farksız olduğunu kaç kişi biliyor? Biraz turizm yazısı gibi oldu; ama unutmayalım sağlıklı, güvenli kültürel seyahat de bir insan hakkı.
Neyse. Dedim ya Muş’a yolumuz uzun. O yüzden Muş Garı’ndan insan hakları haberleri yarına sarkacak. Az önce Bingöl’ün Genç istasyonunu geçtik, askeri birliklere, yollarda dolaşan koruculara, tek tük at üstünde giden insanlara ve dağlara baka baka.
Demiryolu müfettişlerinden biri beş yıl önce bombalandığı için nehre düşen vagonları görebileceğimizi söylüyor. Cama yapışıyoruz. Evet, trenin pencerelerinden, devrilmiş tren görüntüleri görmek çok acı. Neden sorularının ise sonu yok.
Bir ara, Tren Şefi Hüseyin Aydoğmuş vagonumuzdan geçiyor; vardiya değişikliği oldu ve o yeni geldi. "Bir hafta beraberiz, siz buraların yabancısı sayılırsınız, biz evsahibi. Bir şey ihtiyacınız olursa bildirin lütfen" diyor.
Bu bölgede, sorular ve hüzünlü düşüncelerle de olsa trende olmak güzel.