Oluşturulma Tarihi: Eylül 21, 2009 00:00
Yarın Kütahya, sonraki gün Eskişehir ve Ankara derken, hızla Kars’a yol alacağız ve doğu ve güneydoğu duraklarını teker teker geçeceğiz.
Tren etkinlikleri zaten bir bayram havasında geçiyordu, araya gerçek bayram girdi. O yüzden bugünkü sayfamızı on günlük Hürriyet Treni albümüne ve hurriyettreni.org sitesine tren insanları tarafından girilen bloglara ayırıyoruz.
İyi ki yine gidiyoruz
Aylin Berktaş/Hürriyet Biz bu trene aylarca hazırlandık, hayal kurduk, heyecanlandık. Upuzuuun bir hazırlık süreci sonrası, kağıt üzerinde programlanan aktivitelerin gerçekleşmesini görmek, bilgisayar ekranında görüp heyecanlandığımız kelebeklerin trenin üzerinde uçuşması, günlerdir ismini duyduğunuz onca kişiyi bir amaç için arı gibi çalışırken görmek, bunca zamandır harcanan emeğin somut bir resmi benim için... Her istasyon hepimize bir şey katacak bundan sonra. İnanıyorum, çünkü her gün farklı istasyonlara indiğimizde garın her köşesine yayılıp oradan oraya koştururken, bazen sıcaktan bazen yorgunluktan şikayet ederken, önüme çıkan ufacık olaylar bile “iyi ki buradayız” dedirtiyor bana.
Haklı çocuk talep ediyor
Ela Esra Günad/Uluslararası Af Örgütü Trene katılan kuruluşların gündemleri farklı olsa da, hepimiz tüm insanların eşit haklara sahip olduğu biliyoruz. Biz çocuklarla insan hakları temalı Haklı Çocuk Oyunu’nu oynuyoruz. Eşitlik, ifade özgürlüğü, barınma, sağlık, eğitim ve çevre hakkının üzerine temellenen oyun, çocukların gerçek hayattaki haklarla bağlantı kurmalarını sağlıyor. Çocuklar günlerdir büyük bir koşuşturmaca içerisinde oynuyorlar. Düşünüyor, tartışma olanağı buluyorlar. Oyun bittikten sonra ısrarla tekrar oynamak isteyenleri de sıkça görüyoruz.
Bülent Arınç ve Tarzan
Zeynep Bilgehan/Hürriyet Manisa bana hep iki şey çağrıştırırdı; Bülent Arınç ve Tarzan! Geçen sene geldiğimde de çok sempatik bulmuştum, bu sefer sanki daha dün buradaymışım gibi tanıdık geldi. Yaş ortalamasının daha yüksek olduğu illerde (ya da en azından gar etrafındaki) insanların daha güleryüzlü olduğunu düşünüyorum. Garda tabii gençlerin sayısı da fazlaydı. Aralarında “Temiz parlamento için dokunulmazlıklar kaldırılsın” imza kampanyası yapan CHP’li gençler de vardı. Üç aydır topladıkları imzaları meclise götüreceklermiş. Yolları bizimkiyle kesişti: Temiz parlamento, temiz çevreyle insan haklarına giden yol için bence önemli.
İpek Yolu, Hicaz Yolu, Kral Yolu
Hayrettin Arslanoğlu/ Akbank Çocuk Tiyatrosu 2000 yıl Çin’den Batı’ya İpek Yolu’yla ulaşan kervanlar Anadolu’dan da geçiyordu. 100 yıl önce hizmete giren Hicaz demiryolu, dönemin en büyük projelerinden biriydi. Kral Yolu, MÖ 5. yüzyılda, Pers Kralı Darius zamanında yapılmış bir antik anayol.
Atatürk’ün 26 ağustos 1922’de başlayan büyük taarruzu sevk ve idare ettiği Kocatepe’ye de iki yoldan gidilirdi. Birincisi Şuhut’da derenin hemen yanından ayrılan “Zafer Yolu”ydu. Anadolu’da pek çok yol, tarihsel ve kültürel birikimlerimizin, zenginliğimizin anıtı gibi. Bu yıl 11 bin kilometreyle ikincisini yaptığımız yolculuğu sonraki yıllarda bu performansıyla devam ederse, Anadolu’yla anılan ünlü yollara bir yenisi eklenecek.
Her yerde panayır
Evrim Sümer/Hürriyet Sabah saat çalmadan uyandığımda Balıkesir garında hazırlıklar çoktan başlamıştı. Peron yıkanıyor, her yere bayraklar asılıyordu. Trenin üç kere ileri-geri gitmesinden sonra perondaki yerimiz belirlenince, bu telaşa tren ekiplerinin hazırlığı da eklendi. Hürriyet sergileri, Coca-Cola müzik ağacı ve sergileri, Af Örgütü Oyunu, STK standları derken, o sakin gar bir anda panayır yerine dönüştü.
“Niye beş bin kişi burada değil”
Özdemir Çiftçioğlu/Akbank Çocuk Tiyatrosu Dün Burdur’da çok güzel bir oyun oynadık. Çok ve çok güzel seyirci vardı. Ama aktör olmanın dayanılmaz şımarıklığıyla “Niye beş bin kişi burada değil” diye hayıflandım..
Buradayız, bizi farkedin
Melda Akbaş/Çocuk Platformu Uşak’ta ellerinde pankartlarla çocuklar karşılıyor bizi: Buradayız bizi farkedin, diyorlar. Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan geliyorlarmış. Bu yıl tren çocuklar için çıktı yola, Türkiye’nin de taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin kabulünün 20. yılında. Proje ortaklarından biri de Çocuk İhmal ve İstismarını Önleme Platformu. Büyüklere çocuklara yönelik riskleri hatırlatıyor, çocuklarla çalışıyoruz: Çocukların fark edilmesi için önce onlar birbirlerini fark etmeli. O yüzden birbirlerinin portrelerini çizmelerini isityoruz. İsteyen talebini yazılı veriyor. Bu talepler 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları gününde bir araya getirilecek. Uşak’ta onları getiren yetkili Mahir Bey, “çocukları gönderecek bir psikolog bile yok kurumda” diyor. Peki kim nasıl fark edecek tam da “burada” olduğumuzu?