Hürriyet’le iki kere doÄŸdu

Güncelleme Tarihi:

Hürriyet’le iki kere doğdu
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 24, 2004 00:00

Türkiye'nin yaÅŸayan en eski reklamcısı Eli Acıman'ın biyografisi yayınlandı. Acıman'ın neredeyse Türkiye'nin reklam tarihi de denilebilecek anılarında Hürriyet ile olan macerası geniÅŸ yer tutuyorHÃœRRÄ°YET BAÅžARININ ALTIN KANATLARINI YAKALADI BÄ°R DAHA DA BIRAKMADIEli Acıman, Hürriyet'in basın sektörüne girdiÄŸi ilk günü anlatıyor. Ä°lk gün ve sonrasında yaÅŸanan geliÅŸmeleri kendi gözünden aktarıyor:‘‘O dönemde önemli bir kilometre taşı 1 Mayıs 1948'de Hürriyet Gazetesi'nin yayın hayatına girmesidir. Hürriyet’in piyasaya çıkışı sırasında Sedat Simavi ile birlikte çalışma olanağı bulmuÅŸtum. Hazırlık çalışmaları esnasında gazetenin görünümü ile ilgili iddiasız fikirlerimi Sedat Simavi ile paylaÅŸmıştım.Gazetenin yayımlandığı ilk gün, ÅŸans Simavilere gülmedi. O gün, Sedat Bey'in bardaktan boÅŸanırcasına yaÄŸan yaÄŸmur altında Ä°stanbul'un bir köşesinden diÄŸerine gazete satıcılarını dolaÅŸtığını, Hürriyet'in satın alınıp alınmadığını öğrenmeye çalıştığını hatırlıyorum. Ne yazık ki, bayilerde, satılmamış deste deste ve ıslak Hürriyetler bekliyordu. Hürriyet'in okurlarına ‘‘merhaba’’ dediÄŸi gündü ama bu merhaba pek duyulmamıştı.O günkü manzara karşısında cidden çok üzülmüştüm. Ama bir süre sonra, Hürriyet baÅŸarının altın kanatlarını yakaladı, bir daha da bırakmadı. Kurucularının azmi, gazetenin üstün basım tekniÄŸi, güzel fotoÄŸrafları ve benzer temel noktaların saÄŸlamlığı sayesinde gazete tiraj kazanmaya baÅŸladı. Hürriyet Gazetesi'nin yayın hayatına girmesi, Türkiye'de reklamcılığın bir varlık haline gelmeye baÅŸlamasında çok önemli rol oynamıştı.’’HÃœRRÄ°YET Ä°LÄ°ÅžKÄ°MÄ°ZÄ° KESMESEYDÄ° BELKÄ° DE MANAJANS HİÇ OLMAYACAKTIEli Acıman, 1944 yılında ‘‘Faal’’ adlı ajans ile atıldığı reklam sektöründe hızla büyüyerek, kısa sürede Türkiye'nin en büyük ajansı haline gelir. Hürriyet ile birlikte reklamcılığın Türkiye'de yeni bir boyut kazanması, Acıman için iyi bir fırsat olur ve bunu iyi deÄŸerlendirir. Ancak ‘‘Faal’’ reklam ÅŸirketiyle baÅŸladığı mesleÄŸini, ÅŸirket kurulduktan 20 yıl sonra baÅŸka bir ÅŸirket çatısı altında sürdürmek durumunda kalır. Burada Hürriyet ve Acıman'ın yolları kesiÅŸir:‘‘Hürriyet Gazetesi'nin sahipleri Haldun ve Erol Simavi ile çok yakın dostluÄŸumuz vardı. Sık sık ailece görüşürdük. Haldun zaman zaman, Faal'in Hürriyet'e yeterli derecede ilan vermediÄŸi yolunda serzeniÅŸte bulunuyordu.12 Kasım 1964 gecesi gene birlikteydik. ‘‘Eli Faal'den artık ilan almayacağım, ona göre!’’ diyerek ÅŸaka yollu tehdit savurmuÅŸtu. Ciddiye almamıştım. Ä°ki gün sonra 14 Kasım 1964 tarihli Hürriyet'in birinci sayfasında, saÄŸ alta köşede yayımlanan duyuruyu görünce beynimden vurulmuÅŸa döndüm.Hürriyet'in, Faal Ajansı'ndan reklam almayacağını duyurmasından ziyade, ajansımın adının, aynı kefeye konulamayacak üç tabela ÅŸirketinin yanında yer alması beni çıldırtmıştı. Listenin dört isimden oluÅŸması bahaneydi. Türkiye'nin bir numaralı reklam ajansını boykot ediyor durumuna düşmemek için bu yönteme baÅŸvurmuÅŸ oldukları belli idi.Haldun, gazetede bu duyurunun yayımlamdığı gün Paris'e gitmiÅŸti. Ortak dostlarımız, gidip Haldun ile konuÅŸmam için çok ısrar etti. Anjel (karısı) ile birlikte Paris'e uçtuk. Haldun ile görüştüm. Fakat duyuru yayımlanmıştı. Ok yaydan çıkmıştı artık, geriye dönüş çok zordu. Faal ismini hayatta tutmak mümkün olamayacaktı. Ortaklarımla da aramızda tartışmaya yol açan bu geliÅŸme, içimde taÅŸmakta olan bardaÄŸa belki de son bir damla eklemiÅŸti.Ä°stanbul'a dönerken uçakta kararımı vermiÅŸtim. Havaalanından doÄŸru ajansa gittim. KiÅŸisel eÅŸyalarımı, özel armaÄŸanları, arÅŸivsel deÄŸeri olan tüm bilgileri orada bıraktım ve ÅŸapkamı alıp ajansı terk ettim.Yirmi yıllık geçmiÅŸe sahip Faal Ajansı, hem benim için hem de ortaklarım için tarih olmuÅŸtu. Bu ayrılık, Afi ve Niso'nun lehine oldu. Yeni Ajans'ı kurdular.Başıma gelenleri felaket olarak nitelerken, benim de hayatımda çok önemli bir kapı açılmış oldu. Åžerden hayır doÄŸduÄŸunu bir kez daha gördüm. Bu olaylar yaÅŸanmasaydı, belki de hiçbir zaman MANAJANS olmayacaktı. MANAJANS... Benim esas aÅŸkım. En sevdiÄŸim ortanca çocuÄŸum.’’BÄ°R EFSANEBu ülkede belli bir yaşın üstündeki herkes, Turgut Özal'ın elindeki Cross marka kalemi bilir ama o kalemin aslında kimin olduÄŸundan haberi yoktur. Ya da Vakko dendiÄŸinde herkes bunu kaliteli bir giyim olarak algılar ama Vakko'yu meÅŸhur ÅŸapkaları ile Türk halkına ilk takdim edenin kim olduÄŸunu bilmez. Ä°ÅŸ Bankası'nın, Koç Grubu'nun, Yapı Kredi Bankası'nın bir dönem sizlere kimin mesajları ile ulaÅŸtığını belki de hiç merak etmemiÅŸsinizdir. Eli Acıman, reklam dünyasının en önemli duayenlerinden, hatta bir efsane. DoÄŸan Kitap'tan çıkan biyografisi 60 yıllık meslek yaÅŸamıyla dolu. 85 yaşında hálá her gün iÅŸinin başında olan Acıman'ın hayatını okuduÄŸunuzda, reklamcılıkta yıllar içinde Türkiye'de yaÅŸanan deÄŸiÅŸimi görüyorsunuz.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!