Güncelleme Tarihi:
Sedat Ergin, Hürriyet binasına düzenlenen saldırıyı şu sözlerle anlattı:
"Gazetenin bir ana girişi var. O ilk gelenleri karşıladığımız yer. Türk bayrakları var, tekbir getiriyorlar. Dorseleri getirmişler onlar sürekli gürültü efekti yapıyor. Türkiye bölünmez gibi bir slogan atıyorlar. Bahçeye çıktık. İlk görüşte 35-40 kişi görünüyordu. Polisin onları önleyebileceklerini düşündük. Yaklaştık hatta. Arkadaşlar uyardı ‘aman yapmayın’ diye. Bu sırada çekiciler sürekli kornaya basıyorlar, 'Allah-u Ekber' sesleri. Polis yine yetersiz kaldı. Yine kırdılar ve döktüler. Ben o sırada içeriye kaçtım can derdine düştüm.
Giriş katında nereye kaçacağız? Bina içerisine girdiklerinde can güvenliğimiz ne olacak. Merdiven boşluğuna girdik ve bir kat çıktık. Kadın görevliler, temizlik çalışanları, emekçiler herkes panik içerisinde. Dışarıdan sesler gelişiyor. Kapıya geldiler ve sesler geliyor dışardan.
Beşir Atalay bizim Ankara temsilcimize bir açıklama yaptı. Tüm kamuoyuna yapılan bir açıklama değildi o da. İlk kez bu iktidar bir korkuyu yaşattı bana. Bana bu korkuyu yaşatmaya kimin hakkı var? Hürriyet, Türkiye’nin en büyük ve en etkili gazetesi. En etkili gazetesi 48 saatten sonra tekrar vandalizmin hedefi olmuştur ve bunun sorumlusu da itiraf edelim, Türk toplumunun vicdanına bırakalım.
Herkesin vicdanına seslenmek istiyorum. Pazar günü cam çerçeve aşağı indirildi. Yarın kapıdan içeri girerken kendimi emniyet içinde hissedecek miyim emin değilim. Hürriyet Gazetesi olarak bağımsız gazeteciliğimizden ödün vermeyeceğiz. Baskılar bizi yıldıramayacak. Bunlar gelip geçici olaylardır. Bağımsız gazeteciliğimizi yapmaya devam edeceğiz. Büyük bir kararlılıkla bunu devam ettireceğiz. İstedikleri kadar kapıya saldırganlar gelsin."