Hürriyet Bilim Kurulu yanıtlıyor: Kulvarınızı paylaşmayın

Neval KARAGÖZ soruyor:

Havuzlar açıldı, açık havada sosyal mesafeye dikkat edeceğiz. Peki spor salonlarındaki kapalı yüzme havuzlarında nelere dikkat edelim?

PROF. DR. ZAFER KURUGÖL (Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı):

Şimdiye kadar yapılan çalışmalara göre, deniz suyu veya uygun şekilde dezenfekte edilmiş havuz suyundan COVID-19 bulaşmadığını biliyoruz. Ancak, hastalığın havuza giren diğer kişilerle temas (damlacık yolu) veya bu kişilerden atılan virüsün yapıştığı yüzeylerle temas ile bulaşabileceğini de biliyoruz. Bu nedenle, denize veya havuza girdiğinizde de üç ana kurala (sosyal mesafe, maske takma ve el hijyeni) dikkat etmezsek, temas ettiğiniz kişilerden bulaş olasılığı olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız.

MERDİVENE DİKKAT EDİN

Havuza girerken maske takamayacağımıza göre sosyal mesafeye ve el yıkamaya daha çok dikkat etmeliyiz. Sosyal mesafenin sağlanması için havuzda veya deniz kenarında şezlonglar arasında en az üç metre, yüzerken diğer kişilerle aramızdaki mesafenin en az 1.8 metre olması, hele rüzgarlı bir havada yüzüyorsak 3.6 metre olması gerekir. Bu mesafeyi havuzda sağlamak çok zordur. Bu nedenle, iyi dezenfekte edilse bile havuzda dikkatli olmak gerekir. Yüzme havuzuna kulvarınızı kimseyle paylaşmadan girebiliyorsanız, havuzda 1.8 metre sosyal mesafe kuralına uyarak etrafımızdaki kişilere fazla yanaşmadan yüzme olanağınız varsa girebilirsiniz. Ancak, o zaman da havuza girer, çıkarken dokunacağınız yüzeylerden ve merdivenden sizden hemen önce giren bir kişiden bulaş riski olduğu unutulmamalı, el hijyenine özen göstermelisiniz. Havuz yerine denizin seçilmesini, ama denize girerken de deniz kenarında güneşlenirken de tüm ana kurallara uyulmasını öneririm.  

BİZDE İYİLEŞME SÜRESİ DİĞER ÜLKELERDEN DAHA KISA

Serkan ALTINSOY soruyor:

Türkiye’de ortalama iyileşme süresi nedir?

PROF. DR. İSMAİL BALIK (Ankara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü öğretim üyesi):

Gözlemlerimize göre bizde yoğun bakıma giden vakaların iyileşme süresi, dünya ortalamasından daha kısa gibi görünüyor. İyileşme süresi hafif vakalarda 7-14 günde, zatürre geçirenlerde 2-4 hafta ve yoğun bakıma girenlerde ise hastanın ağırlığına ve entübe olma durumuna göre 1-12 ay arasında değişebilmektedir. Hastalığı belirtisiz ya da hafif geçirenlerdeyse PCR testiyle virüsün negatifleşmesi 5-8 gün sürüyor. Ağır geçirenlerde bu süre 30 güne kadar uzamaktadır. Yani hastalığı ağır geçirenler daha uzun süre bulaştırıcı olmaktadır!

BAĞIŞIKLIK FABRİKASI: UYKU

Gül ÖZDEMİR soruyor:

Bütün bu süreç boyunca uzmanlar bağışıklık sistemini yüksek tutmak için uykunun önemli olduğunu vurguladı. Uyku ve bağışıklık sisteminin nasıl bir bağı var? 

PROF. DR. DERYA ULUDÜZ (Cerrahpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi):

Uyku bağışıklık sistemine ait özellikle ilk savunmada görevli olan T-hücreleri ve mikroplarla ana savaşta görevli sitokin maddesinin yapımında temel rol oynuyor. Derin uykuda salınan ‘sitokin’ maddesi bağışıklık sistemini güçlendirir, enfeksiyon ve kronik iltihaplanma ile savaşır. Uykusuz kaldığımızda aynı zamanda bağışıklık sisteminin iyi çalışması için gerekli olan T-savunma hücreleri azalır. Vücudumuza bir virüs ya da bakteri girdiğinde sitokin maddesi enfeksiyon ve kronik iltihaplara karşı savaş açarken sizi normalden fazla uyumaya meyilli hale getirebilir.

ANNELER HAKLI

Dikkat ederseniz bir enfeksiyon döneminde daha fazla uyuruz. İyi bir uyku, vücudunuzda enfeksiyonla savaşmak için ihtiyaç duyulacak kaynakları korumanıza yardımcı olur. Enfeksiyonlara karşı savaşmada ateş yükselmesi de koruyucu bir reaksiyondur. Uyuduğumuzda ateş cevabımız en yüksek kapasitededir, bu nedenle ateşimiz sıklıkla uykuda yükselme eğilimindedir. Ancak uykusuzluk ateş cevabını bozacağından yine enfeksiyonlara karşı savunmamızı önler. Annemiz bize hastalanmamak için veya hastaysak çabuk iyileşmek için düzenli uyumamız gerektiğini söylerken haklıydı!