Güncelleme Tarihi:
PROF. DR. ZAFER KURUGÖL (Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı):
İsviçre ve Danimarka gibi ülkeler nisan ayında kreş, anaokulu ve ilkokullarda eğitime yeniden başladı. Geçen bir ay içinde, titiz kurallar uygulandığında bunun sorun oluşturmadığı, vaka artışına yol açmadığı görüldü. Ülkemizde de çocukların okula maskeyle ve belirli bir düzenle gelmesi, okul servislerinde, sınıflarda çocukların aralarında en az iki metre mesafe olacak şekilde oturması; oyun, yemek ve uyku saatlerinde gerekli önlemlerin alınması koşullarıyla kreşler açılabilir. COVID-19’un 15 yaş altı çocuklarda erişkinlere göre daha seyrek görülen ve daha hafif geçirilen bir enfeksiyon hastalığı olduğunu biliyoruz. Bu bilgiler, normalleşme sürecinde kreşlerin daha öncelikli açılması tezini destekliyor. Çocuklarımız aylardan beri evdeler, dışarı çıkamıyor, koşup oynayamıyor, temiz havadan, güneşten yararlanamıyorlar. Dört, beş yaş gibi sosyalleşmenin en önemli olduğu, kişiliklerinin temellerinin atıldığı yaşamlarının en önemli dönemini, sosyal mesafeyi koruma, maske takma gibi tam algılayamadıkları eylemleri izleyerek geçiriyorlar. Pandemi öncesi eleştirdiğimiz tablet kullanımı, çizgi film izleme had safhada. Bu, çocuklarımızın kişiliklerinin gelişmesini olumsuz etkilediği gibi, kalıcı duruş bozuklukları ve kamburluğa neden oluyor. Bu nedenle, çocuklar için uygulanmakta olan sokağa çıkma kısıtlamasının öncelikle sona erdirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak, risk hiç kimse için sıfır değil! Küçük çocuklarda da COVID görülebilir, nadir de olsa ağır seyredebilir, hatta ölümcül olabilir. Çocukların sosyal davranış ve hijyen önlemleri açısından kontrol edilmesi zor bir grup olduğu, kuralları kolaylıkla ihlal edebileceği de unutulmamalı. Onları tedirgin etmeden, korkutmadan bir oyun havası ile kuralara uymalarının denetlenmesi gereklidir.
İLK 6 AYA DİKKAT
Kerem BOYLU soruyor:
COVID-19’un kalıcı etkisi var mı, yoksa hastalığı atlattıktan sonra normal hayatıma tamamıyla dönebiliyor muyum?
PROF. DR. MELİH US (Kalp Damar Cerrahi Uzmanı):
Şu anda ülkemizde 120 bin civarında iyileşmiş hasta rapor edilmekte. Aslında bu hastalara “İyileşmiş” değil; “COVID-19 geçirmiş” demek daha uygun. Negatif çıkan antijen testi virüsün vücutta olmadığını, antikor testi ise bağışıklık gelişip gelişmediğini gösteriyor. ‘Antijen negatif, antikor pozitif’ olan hastalarda COVID’in hangi organa ne kadar zarar verdiğini bilmiyoruz. Taburcu edilen hastalarda virüsün verdiği zararla pıhtılaşma bozukluğuna bağlı hastalıkların devam ettiği tespit edilmiş. Örneğin derin ven trombozu denilen hastalıkta pıhtılar akciğerlere giderse ölümcül pulmoner emboli dediğimiz tabloya sebep olabiliyor. COVID ayrıca doğrudan damarlara ve kalp dokusuna da zarar veriyor. Bu zararların düzelmesi, kalıcı veya geçici başka hasarların neler olduğunun anlaşılması için en az altı ay daha dikkatli olmak gerekiyor. Hastalık öncesi tamamen sağlıklı olmanız da sizi kurtarmıyor.
VİRÜSLERİN FAVORİSİ YARASA
Erdoğan MUTLUAY:
Yazlık yayla evimin çatısında çok miktarda yarasa yaşıyor. Özellikle akşamları dışarı avlanmaya çıkıyorlar. COVID-19 virüsünün Çin’de yarasalardan bulaştığına dair bir görüş olduğunu duyuyorum. Bu virüsler neden hep yarasalardan yayılıyor?
PROF. DR. BARIŞ OTLU (Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Başkanı):
Yarasalar birçok patojen için doğal bir rezervuardır. Bu canlıların, virüsleri taşıma ve bulaşlarına imkan sağlama özellikleri bulunur. Uzun mesafeli dağılma, yoğun nüfuslu kolonilere toplanma ve şehir içi yaşam alanlarına uyum sağlamalarını sağlayan sürekli uçuş yetenekleri, onları patojenlerin yayılımı için mükemmel bir ev sahibi yapar. SARS, MERS, Ebola ve Marburg filovirüsleri ve Nipah virüsü yarasalar tarafından taşınan ve yayılan virüslere örnek olarak verilebilir. Yarasalar günümüzde şehir hayatında sıklıkla görülebilmektedir. Yarasa nüfuslarıyla yakın temasımızın olması bir sonraki yayılma olasılığı için risk oluşturmaktadır. Nitekim yarasalarda yapılan yeni bir çalışmada bugüne kadar bilinmeyen üç alfa-koronovirüs ve üç beta-koronovirüs olmak üzere altı yeni koronovirüs tespit edilmiştir. SARS-CoV-2 pandemisi, doğadaki virüslerin mutasyonları konusunda bilimsel çalışmaların arttırılmasının gerekliliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu şekilde potansiyel tehlike oluşturulabilecek virüslerin daha erken saptanması ve bunların yayılımına karşı önlemler alınması ile pandemilerin önüne geçilebilir.
SİZ SORUN HOCALAR YANITLASIN
Alanında uzman, çok değerli hocalardan oluşan Hürriyet Bilim Kurulu, her gün koronavirüs ve salgınla ilgili sorularınıza cevap veriyor. Sorularınızı hurriyetbilim@hurriyet.com.tr adresine veya 0 530 054 44 84 numaralı WhatsApp hattına isim ve soyisminizi yazarak yollayabilirsiniz.